Tarihi 8 Mart 2021

Kadınlar Günü

HER ne kadar kadınlara verilen değeri göstermek adına kutlansa da Kadınlar Günü erkeklerin bağışlanmadığı bir gün olarak anılır oldu.
Günün öznesi; kadına yapılan şiddet ve tecavüzler.
"Kadınlar kimlere karşı şiddetten korunuyor?" Erkeklerden!
Erkekler kadına şiddet uygulama gücünü nereden buluyor?
Yine erkeklerden.

***

Kadınlara verilen değeri göstermek adına kutlanan bir günde, erkeklerin şiddeti ve tacizi özne haline geliyorsa orada "erkeklik sorunu" vardır.
Eski eşine sokakta rastlamak bile kadının dövülme sebebi. Erkek seyirciler de filme dahil.
Kadınlara yapılanlara suskun kalanlar da cinayet işleyenler kadar suçlu sayılır ama eski zamanlardaki erkekliğe" şimdilerde pek rastlanmıyor.
Kadın cinayetlerinin sembolü haline gelen Özgecan'ın cinayeti kadınları ayağa kaldırmıştı da erkeklerin çoğu oturduğu yerden kalkmamıştı bile.
Buna karşılık Antalya'da ayrı yaşadığı eşi tarafından dövülen komşu kadına yardıma koşan 43 yaşındaki Songül Ateş öldürülmüştü.
Erkeklerin gösteremediği cesareti gösterdikleri içindir ki "kadın gibi yürekli" olmak her canlıya nasip olmuyor!
O yüzden bazen ölülerini bile geri tükürüyor toprak ana!

***

Cezalar artıyor, daha da artmalı.
Ama öldüresiye dövülmenin artan cezasına bakıp "buna da şükür" demekle kadınların yaralarına makyaj yaptığı varsayılmasın.
Giden canlar ne olacak?
Öldürülen kadınların elde kalan fotoğrafları ömrünü geri istiyor da kim verecek?
Kadınların katledilme şartlarını ortadan kaldırmadıkça, erkeklerin şenliğinden kaçırılmış "senede bir gün" meseleyi halletmez!
Kadını yok sayan cümlelerin arkası kesilse bile kadınların katledilmesi devam etmiyor mu?
Her gün avını koklayanlar bugün inlerinde saklansa ne yazar!
Bugün Kadınlar Günü kutlanacak yarına Allah kerim.

***

Meseleye yüzeysel bakanlar var, erkekleri korumak için her yolu deneyenler.
Bundan 5 yıl önce Kayseri'de lise öğrencisi 18 yaşındaki Cansel, matematik öğretmeninin tacizine uğradığı için canına kıymıştı.
O kızın ölümüne sebep olan öğretmen hala "kebap yapıyor!" 35 yaşındaki bir erkek çakal tarafından tacize uğrayan 13 yaşındaki kız çocuğunun ruhsal travmayı atlatması "harika delil" sayılmıştı da utanmaz erkeklik bu meselede ceza almamıştı.
"Seviyordum öldürdüm" diyerek can almaya bu kadar kolay gerekçe gösterebilen erkeklik de hala el üstünde!
Televizyon dizilerinde sırtı sıvazlanıyor o erkekliğin, "sevmesen de öldür oğlum" diyorlar.
Üç beş erkek zibidinin eline silahları veriyorlar, kucağında bebeğini taşıyan anneye o silahları doğrultuyorlar.
Bunlar sadece film sahnesi değil bilinçaltına yüklenen emirler.
O yüzdendir ki erkeklerin şiddetiyle kadınların can kayıpları arasındaki bağlantılar sağlam!

***

Yoldan yeni dönmüş olsalar da insanlık için yeniden yola çıkacak kadar cesur ve hamarat kadınlar.
Bir karış toprağa bile çiçek eken kadınlar.
Bütün canlıların can taşıdığını bilen ve o cana saygı gösteren anaç kadınlar.
Sadece 8 Mart'ta değil her gün saygı duruşunu hak eden onurlu kadınlar.
Gününüz kutlu olsun.