Tarihi 17 Kasım 2020

Yaşamak

Hepsinin de yaşamak adına umutları hayalleri vardı.
Sevdiklerine zarif cümleler kurarken seslerindeki her harf çiçek açardı.
Birden ölümün uykusu çöktü kirpiklerine konuşamaz oldular.
Nefesleri gittikçe daraldı, çemberin daraldığı bir mevsimde.
Bedenlerinde iliklerine işleyen bir ağrı.
Sonra kapandı pencereler!
Kaç kere ölümün karşısında dimdik durdular da görünmeyen bir virüs onları sevdiklerinden aldı.

***

Coronavirüs'ten kaybettiğim yakınlarım oldu, bazıları hastanede.
Sadece canımız değil birlikte çektirdiğimiz resimlerimiz bile yanıyor.
Bu doğurgan virüsün karşısında ilk saldırıdan daha tehlikeli ve daha korunmasız durumdayız.

***

Hayat parmak ucunda ölüm ayak ucunda.
Virüs de kapının ucunda.
Nefes alıp verirken bizleri punduna getirmeyi bekliyor.
Tuttuğunu götürmeyi!

***

Şerefsizliğin laboratuvarlarında üretilen virüsün soluğunu duyuyoruz yanı başımızda.
Birileri makineli tüfeği ateşlemiş de kurşunlar vızır vızır yanımızdan geçiyor.
"Bugünü de kurtardık" diyoruz ama yarını var.
Bakmayın aşı masallarına daha çok işimiz var.
Çünkü bu sistematik ve bilinçli bir saldırı.
Virüsü üretenlerin "zayiat hesapları" kapanmadan virüs bitmez.

***

Ama bizler gerekeni yapmak zorundayız.
Rüzgarın harfleri bile sessizdir de duymak isteyenlere çok şeyler söyler.
Biz "yaşamak" diyoruz virüs "ölüm" diyor.
Bilinçli mücadeleyi bertaraf ederek, tedbirleri inkar ederek bu savaşı kazanmamız mümkün mü?

***

Ekranlarda boş boş konuşanlara bakıyorum da herkes popüler olma sevdasında.
Oysa cehaletten ve sorumsuzluktan daha tehlikeli bir virüs yoktur.
Daha önce söylemiştim bir daha söylüyorum.
"Bu kadar sorumsuz davrananlar kendi insanını bile sırtından vurur!" Vuruyorlar da zaten!
Bir ülkede
Bir ülkede insanlar yere düşeni kaldırmak yerine, "bana ne başımı belaya mı sokacağım" diyorsa, o ülkede sadece toprağın altında değil üstünde de deprem vardır.
Bir ülkede emekçilerin telif haklarını çatır çatır yiyenler altlarına milyon dolarlık cipleri çekiyorsa, o ülkede sadece yasalar değil omuzlardaki melekler de yere düşmüş demektir.
Bu ülkede doğru söyleyen dokuz köyden kovuluyor da hala doğruyu söylemekte direniyorsa, o insan tahtalı köye randevu almış demektir.
Bir ülkede hırsızı edepsizi reklam yıldızı oluyor da o reklamların getirisi de bol oluyorsa, o ülkede aynaya bakacak yüzü olanların sayısı her yıl azalıyor demektir.

MUTLULUK TAKVİMİ
Uyumak için değil uyanmak için oku.
Evde egzersiz yap.
Sebze ye.

Sende kaybolup bir daha
Hiç görünmemek vardı
Ne yazık ki aramızda
İnsafsız bir kader vardı
Canı yandı sevgimizin
Düşler başka gerçek başka
Kaybedeceğimizi bile bile
Dahil olduk biz bu aşka
Bir zaman treninin
Takıldık arkasına
İkimiz de yar olmadık
Kendimizden başkasına
HAKKI YALÇIN