Rakip kale önüne kadar harika bir yolculuk yapan kaliteli takımın son vuruşlardaki eksikliğinin tek sebebini "yabancı geçitlerde" kaybolmaya bağlıyorum.
Yabancı hayranlığının futbolumuza ödettiği bedeli üstlenen Şenol Güneş'in gençlerle verdiği mücadelenin anlamını daha iyi hissediyorum.
O gençler ki Cengiz Ünder, Yusuf Yazıcı ve Ozan Kabak dışındakiler kulüplerinden dışlanan ve elden çıkarılan futbolcular.
Kendi gerçeklerine borçlu kalanların belini gençlik doğrultur ve geçmişteki yanlışları onarmanın tek yolu cesarettir.
Milli takımı izlerken o cesaretin sahibi Şenol Güneş'i de izliyorum.
***
Yabancı bataklığından ülkemizin takımlarına Avrupa'da enkaz yığını kaldı.
Yabancıların "albenisine" kapılanların gözlerini kendilerine açmasını beklerken Türk futboluna olanlar oldu.
Gördük ki takımların içini yabancılarla doldurmakla Avrupa takımı olunmuyor.
Dandik bir şampiyonluk uğruna birbirini yiyenlerin gönlü oluyor.
Bütçelerini artırarak büyüdüklerini zannedenlerin ne hale düştüklerini gördükten sonra diyecek fazla bir şey de kalmıyor.
***
Yabancı futbolcular denizde sandal olabilir hatta bazıları gösterişli yat da olabilir ama bizim gençlerimiz denizin ta kendisi.Bir deniz kaç gemi eder kaç yat?Milli takımı izlerken bunları öğretiyor hayat!
Şenol Güneş gibi usta bir kaptanın eşliğinde!
