Tarihi 10 Eylül 2020

Bir zamanlar

Vicdan vapurlarında oturacak yer kalmazdı da denize atılan iyiliklerin lafı bile olmazdı o yıllar.
Deniz kıyılarında ayakları midye keserdi de kimse kimsenin yolunu kesmezdi.
Radyodaki spikerler için diksiyon dersleri için ilan falan da verilmezdi, herkes Türkçeyi güzel konuşurdu.
Haberler haber gibi okunurdu, en ufak haksızlığın canına okunurdu adalet katında!
Arada bir yoklama olurdu zabıtalar tarafından, ekmekleri tartarlardı da bir gram eksik çıksın bakalım.
O zamanki fırıncılar da karıncalar gibiydi.
*****
Aşkın yoksullukla sarmaş dolaş olduğu yıllarda sevdaların tarifi delikanlılar ve genç kızlardı.
İki oda bir mutfak konulu düşler, film afişlerinde takılı kalmış gülüşler.
Çay bahçelerinde askıyla söylenirdi çaylar "bugün bendensiniz." Çay ısmarlarken kimsenin hüviyetine nereli olduğuna bakılmazdı.
Üç kuruşa ekmek arası helva satılırdı da en çok inşaatlarda çalışan işçiler tarafından rağbet görürdü.
*****
Şarkılar güzel hayaller kurdururdu insanlara.
Ah o eski 45'likler.
En küçük müzik mekanlarında bile icrayı ahenk etmek diye bir gerçek vardı, sazlar 12 kişilik.
O müziği dinlemek için insanlar masaların arasında sıkışırdı.
Parası olmayanın gönlü çıkışırdı önemli değil, para insanlığı yenmemişti daha.
*****
İşinin ehline teslim edilirdi her şey.
Şimdiki gibi cahil kadınların, züppe beylerin jüri üyesi olması bir utanç sayılırdı.
Genç şarkıcılar için Altın Mikrofon yarışması düzenlenirdi de yarışmayı kazananlar müziğin tarihine geçti.
Sinema ve tiyatro sanattı.
Bugün televizyon dizilerindeki zibidiler o yıllardaki sinema oyuncularının tırnağı olamazdı.
Her mahallenin bir delisi olurdu da herkes ona deli olurdu.
Delilik dürüstlüğün diğer adıydı çünkü.
*****
Sonra ne olduysa oldu insanlar arasında güven duygusu kayboldu.
Suyumuzu da huyumuzu da değiştirdi hayat.
Teknoloji, çarpık kentleşme, parayı bulma metodu derken mahallelerimizle birlikte güzelliklerimiz de gitti.
Bir gün sözleşmiş gibi yeniden dirilir mi anılarımız, kaybettiklerimizi yerine koyabilir miyiz?
Ya da onarabilir miyiz yıktıklarımızı?
Hiç sanmıyorum.

ARKASI YARIN!
Vakaların artmasıyla insanların sorumsuzluklarının tavan yapması arasında bir bağ var.
Ha birine pusu kurmuşsun ha düğünlerde teknelerde halay çekiyorsun!
Hiçbir farkı yok.
Pandemi kısıtlamalarında evlerine kapanan 65 yaş üstü insanların gösterdiği disiplinin zerresi şimdiki sorumsuzlarda yok.
Nasılsa onlara denizde karada ölüm yok!

MUTLULUK TAKVİMİ
Bahis oyunlarından uzak dur.
Maske takmayana tepki göster.
Sonbahara hazırlan.
Bugün mavi ol.
Müzik sesiyle uyu.
Balık tut.

Şarkılar da bıktı
Bendeki yastan
Ne alışabildim
Ne acım dindi
Fethettiği kalbi
Terk etmez insan
Aşkın günahları
Gidenlerindi
Camları açtım gitmiyor
Kapıları kırdım yetmiyor
Bu nasıl bir hasrettir
Ağla ağla bitmiyor
Yaradanım
Yerin göğün efendisi
Sen acıma şahitsin
Yaradanım
Ya döndür onu bana
Ya kalbimden sil gitsin