TAŞA bile ok gibi saplanıyor virüs.
Yaşa başa da bakmıyor artık.
Pasaportsuz vizesiz dolaşıyor bütün dünyada, can almaya doymuyor.
Şu anda virüsle mücadelenin mührüdür; evdeki karantina.
Hayattan kaçmıyoruz virüsten kaçıyoruz.
Burnumuzun dikine gitmenin alemi yok.
*****
Korkuları değil ama tedbirlerimizi devleştirmek zorundayız.
Bir başıboşluğun içinde unutulacak kadar ucuz değil hayatımız.
Çünkü bu virüs ateş gibi üzerimize yürüyor duman gibi içine çekiyor.
Ne zaman gideceği de belli değil.
O yüzden kurallara uymayan yarı ölü demektir.
Kurallara uymayarak hem kendimize ihanet ediyoruz hem memleketimize hem de sağlık çalışanlarımıza.
Yaralı askeri sırtında taşıyan diğer yaralı asker ruhu bizde mevcutsa, istenilenlerin fazlasını yapmakla yükümlüyüz.
Eğer gerçek anlamda tehlikeyi içimizde hissetmezsek, vaka ve ölüm rakamları İtalya'ya benzetir bizleri.
*****
Dünya şaşkın bir iskelet gibi duruyor.
Trump, Amerika'da savaş zamanlarında verilen emri veriyor fabrikalara.
"Otomobil yapmayı bırakın suni solunum cihazı üretin!" Vantilatöre bile razılar.
Durum bu haldeyken bizim ülkemizde stokçular var, gerçek yarasalar!
Şu ortamda stokçuluk yapmak vatan hainliğiyle eşdeğerdir.
Bunların affı olmamalı.
*****
Bunlar kanatlarımızın kırılma günleri değil, bunlar birbirimize kırılma günleri hiç değil.
Temiz olacağız tertemiz.
Devlet büyüklerinin yetkililerin önerilerine harfiyen uyacağız.
Kusura bakmasınlar ama herkes kendi keyfine biraz limon sıksın.
Gerekirse kemerlerini sıksın, virüsün boğazlarımızı sıkmasından iyidir.
*****
Umudun dili pas tutmaz, yarınlar için bunları bugün yazacağız.
Biliyoruz ki hayat ölümün gelini; bizler inadına "ver elini" diyeceğiz hayata. Çünkü hepimiz o hayatın çizgilerini avuçlarımızda taşıyoruz.
*****
Çiçek açan ağaçların dalları şarkılarını söylerken, bu virüse karşı bizlere yaşamak ve yaşatmak düşer.
Baharın kokusunu duyana kadar.
O yüzden yılmadan mücadele edeceğiz.
Zafere kadar!
NARKOTİK'E SESLENİYORUM!
Uyuşturucu satan sırtlanlar böyle günlerde bile ara vermiyorlar hizmetlerine.
Evlere servis ediyorlar zehirlerini.
İstanbul Bahçelievler, Bağcılar, Tozkoparan, Ataköy şerefsiz kaynıyor!
Meydanı boş buldular ya cirit atıyor kansızlar!
Gencecik delikanlılar bu sırtlanların eline bakıyor da bazen aldıkları uyuşturucuyu borç yazdırıyorlar hanelerine!
Hepsi de ömrünü satarak ödüyor borcunu!
Geride kaç paralık ömürleri kaldıysa!
MUTLULUK TAKVİMİ
Fotoğraf albümlerini karıştır.
Sabah jimnastiği yap.
Işıkları söndür geceyi seyret.
Limonlu çay iç.
Gözlerinde doğar
Benim güneşim
Sen benim umudum
Sevdamsın ülkem
Kader arkadaşım
Sevgilim eşim
Sen benim sıcacık
Soframsın ülkem
Elimin nasırı
Alnımın teri
Sen bir ekmek kadar
Kutsalsın ülkem
Güneşli umudum
İnancım davam
Sen benim bitmeyen
Kavgamsın ülkem
Hakkı YALÇIN
