Tarihi 2 Kasım 2018

Tebeşir

İSTANBUL'DA havalar harika gidiyor ya, önceki gün evimin önündeki parkta otururken yaşlı bir kadın yanıma geldi.
"Hala okuyorum sizi" dedi, teşekkür ettim. Siyaset konuşmayı sevmediğim için havanın güzelliğini sohbete özne yapmak istedim.
"Hayatın insanlara bahşettiklerini insanların vahşeti yok ederken havaların güzel olması neyi değiştirir?" dedi. Güneşli havada karamsar mesaj!
İçi dolu cümleleri oldum olası sevmişimdir!
***
Parkta oynayan çocuklar vardı.
"Sizin çocuk sevginizi biliyorum" dedi, "ne yazık ki o çocukları sevme hakkımız bile elimizden alındı" diye karşılık verdim.
"Ben uzaktan seviyorum" dedi.
Yapraklarını terk etmiş ağaçları gösterdi.
"O yapraklar baharda yeniden canlanacak. Çocuklar da bir gün korkularından kurtulacak belki!" Gülümsedim. Gerçekleri hatırlatmak sırası bana gelmişti.
Kapısının önüne oturan kız çocuğunu taciz edip serbest bırakılan erkek sırtlandan haberdar ettim onu.
"Bunlara hak ettiği cezayı vermeyen hakimler oldukça bu sırtlanlar da piyasaya hakim olacaklar!" dedim.
İsyana ortak bir imza attık.
***
Hayatın içinde iyi bir gözlemciydi.
Bir küfür ve şiddet "Çukur"unda çocukların beslenme çantasına ekmek arası zorbalık bulaştıran televizyon dizilerinden söz ettik.
"Hatırlar mısınız?" dedi, "para için patronuyla yatan anne konulu diziler vardı. Toplumun zehirlenmesine nasıl da yataklık ettiler." "Hatırlamaz mıyım" dedim, "ben televizyonları uyuşturucu torbacılarından farksız buluyorum zaten!" Artık temiz Türkçe'nin konuşulmadığı televizyon dizilerine inat aynı dili konuşuyorduk.
***
Kurdun kuzuya şehveti bitmişti de erkeklerin kadın katliamlarına şehveti asla bitmeyecekti!.
Hukukun üstünlüğü alçakların karşısında yelkenleri suya indirirken, bizim isyan bayrağını çekmemiz neye yarardı!
Kadın katliamlarının sonu gelmezken erkek törelerine biraz daha kanlı törenler gerekiyordu galiba!
***
Dayanamayıp sordum.
"Siz kimsiniz?" "Emekli öğretmenim" dedi.
Kağıtların aklığı vardı yüzünde, yıldızların parlaklığı.
"Söylediklerinizi yazdım" dedim.
"Yaz" dedi, "bizim gibi insanların ölüm terbiyesini de yaz! Kimsesizliğe emanet olduğumuzu da!"
Bu yazıyı o öğretmen için yazdım.
Çocukluğumun karatahtasına beyaz tebeşirle!
Onun öğrencileri okusun yeter!

Köpek vicdanı
Sokak köpeği ağzında getirdiği bebek cesedini kafenin önüne bıraktı.
"Alın" dedi, "Eserinize gururla bakın! Ölüsüne bile sahip çıkmadığınız bebeklerinize bakın." Ve o bebeğin cesedini bırakıp giderken okuyabilenler için bir not da bıraktı. "Bize hayvan diyorsunuz da siz nesiniz?"

MUTLULUK TAKVİMİ
Bilgi sahibi olmadan fikir yürütme.
Eski öğretmenlerinin izini bul.
Balık tut.

Dillere destandı
Kalbinde aşkı
Bütün ümitleri
Bir anda bitti
Bir düğün gecesi
Yaşlı gözlerle
Mahzun mahzun baktı
Boynunu büktü

Bir şey söylemedi
Dönüp bizlere
Gözyaşı doldurdu
Yorgun gözlere
Ardına bakmadan
Boş denizlere
Bir düğün gecesi
Sürgüne gitti

Hakkı YALÇIN