Tarihi 9 Mayıs 2018

Deli yürüyüşü!

Önceki akşam birkaç arkadaşımla İstanbul'u turladık.
Hepimizin üzerinde deli gömleği.
Önce İstanbul'un doğurduğu çocukları aradık, sonra itilmişliğin rengini. Ya da ahengini yaşamanın.
***
Bir tiyatroda rolümüz ortadaydı.
Ölülerin günlüklerini tuttuk dirilerin önlüklerini.
Kafada dolaşan tilkiler aptal kargalar arıyordu. Kafadanbacaklı adamlar çirkin kavgalar. Nefret öylesine bulaşıcı bir hale gelmişti ki aklını kullananlar parsayı topluyordu.
***
Yarısı ısırılmış ekmekleri satanlar da vardı, ruhunu satanlar da.
Çocuklar vardı, ihtiyar çocuklar.
Kendi cesetlerinin üzerine basarak yürüyen çocuklar.
Büyüklerin arkasından seslerini bile yetiştiremeyen çocukları bu şehir nasıl yetiştirecek diye düşünecek aklı bizlerden aldılar.
Yüzümüzdeki çizgilerden film armağan ettik onlara. Onlar da ağlanacak halimize güldüler.
***
Tabut ölçüsü alınmış gibi duranlar vardı sokaklarda.
Gece içip gündüz kusan magazin soytarılarına gazetelerinin bütün köşelerini sebil edenler için böyle adamların ne hükmü olurdu ki!
Güzelliklerimizi faytonların çektiği yıllardan son model otomobilleriyle hava basan züppelere geçiş yapmıştık ya, köprüden geçene kadardı mesele!
Zil zurna kullandığı Porsche'uyla polis öldüren zengin züppe "Rüzgar gibi" geçti önümüzden.
Hala dokunulmazdı.
***
İçtiğimiz çorbayı ömrümüzün hesabına yazmasını istedik garsondan, bozuldu.
Eski aşklarımızı aradık sokaklarda, kimse dönüp yüzümüze bakmadı.
Metrekareye onlarca ihanet düşüyordu artık. Gitar çaldık da kutumuzun içine bahşiş atan çıkmadı.
***
O sırada duvarın dibine işiyordu adamın biri.
"Yok başka İstanbul, git kendine bir orman bul" diye haykırdık.
Oralı olmadı.
"Artık buralıyım" dedi!
"Kadavralardan da ses çıkıyormuş" diye söylendik sadece.
***
Eskiden denizdeki dalgalar gibi öfkemizi kıyılara bırakırdık.
Şimdi kıyı da kalmadı.
Ve dedik ki. "Neden deli kaldığımıza aldırmamak bu şehirde yapılacak en akıllı iş."

İnekler bile!
Bundan birkaç yıl önceydi.
Klasik müzik dinletilen ineklerden alınan süt veriminin yüksek olduğu kanıtlanmıştı.
Ve hatta gazetelerde haber olmuştu.
Süt fiyatları da o zamanlar kendi halindeydi, süt de süte benziyordu.
Sonrasında süte su katanlar çoğaldı, sütün tadı kaçtı.
Merak edip sordum da, "ah bu kafam" dedi inek besleyen biri.
"Ne olduysa arabesk müzikten sonra oldu!"

Mutluluk Takvimi
Aynı davranış karşısında farklı tepki bekleme.
Örümcek ağlarındaki simetriyi izle.
Yeşillik ye.

Gönlümü teslim aldı hüzün
İçimde senden kalan
Cam kırıkları
Aynada sensiz yüzüm
Hiç kimse dindiremedi
Bu hıçkırıkları

Bir gece yarısı
Usulca pencerenden
Dışarı bak
Göreceksin
Köşe başında
Nöbet tutuyor gözlerim
Öyle kolay değildir
Beni unutmak
Hala sokaklarındadır
Ayak izlerim

Hakkı YALÇIN