Tarihi 21 Nisan 2018

Şiddet ve entrika

Önceki günkü bir futbol maçından bizlere kalanlara baktım.
Şiddet ve entrika! Nefret ve küfür!
40 bir seyircinin sadece maç izlemek için geldiği bir statta, köşelere yerleştirilmiş insanlık düşmanlarından görüntüler.
Ve bir teknik adamı stadın içinden hastaneye yolcu eden alçaklık!
Bu mudur futbol?
Bu mudur çocuklarımıza keyif vermesi gereken sanatın resmi?
***
Dün Şenol Güneş'i geçmiş olsun diyerek aradım. Teknik direktörlüğü bırakmaktan söz etti.
Türk futbol tarihindeki en büyük başarıya sahip bir teknik sözlerine hüzünle baktım.
Anladım ki; yaralar sadece saçların arasında açılmıyor.
Yürekte de açılıyor.
***
Fenerbahçe taraftarına baktım.
"Haksızlar neden hep aynı adrese gidiyor?" dedim.
O taraftarların da evlerine hüzün tarifesini açarak döndüklerini düşündüm.
Ve sahadaki en masum suçlunun Fenerbahçe olduğunu itiraf ettim.
Kupada elenip, sahası kapatılacak bir takımın ödeyeceği bedellerin çok ağır olduğunu kabullenip.
***
Sonra iki takım arasındaki sosyal medya çatışmalarına baktım.
Herkes meseleyi kendine yontarken, bu şartlar altında zarafetin hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını da fark ettim.
İki kulübü birbirine düşürmenin kitabını yazanlar varken, maçın sadece sonuçla değil toplumsal barışla da yakın ilgisi varken, yüreklerde terörü körükleyen sistemi görmezlikten gelmedim.
O yüzden cinayet faillerini sadece tribünlerde aramadım.
Çünkü onların ekranlarda, gazetelerde, kulüplerinde başkan, teknik direktör ve futbolcular olarak nasıl görev aldıklarını biliyorum.
***
Meselenin öznesi.
Futbol çocuklarla güzeldir, futbolu sanat yapan çocukların seyir zevkidir.
Eli silah tutan, ağzı barut kokan adamları futbolun kralları olarak lanse eden spor medyası yüzünden çocukların rüyaları bile korku tüneline döndü.
O yüzden yumurta topuklu kabadayıları, teröristlerini tribünlerdeki köşelere yerleştiren soysuzları da sevmiyorum. Çocukların gülmesini değil, ölmesini haber sayan spor medyasının uşaklarını da.
***
Ben çocuklara gözüm gibi bakmayı çocukluğumda öğrendim.
Yolda bulduğum gazeteyi çömelip okurken.
Ve başladığım bir kitabı asla yarım bırakmazken!

ALIŞMIŞ-KUDURMUŞ!
Trafikte bütün gerçekler kazalardan sonra fark ediliyor.
Bundan birkaç yıl önce trafikte kısa aralıklarla birçok kez şerit değiştirmenin cezası 2 yıla kadar hapis olacaktı. Bir varmış hiç yokmuş!
Bu da bizim noktamız olsun.
"Trafikte bilinen bir gerçek varsa!
Alışmış kudurmuştan beterdir!"

MUTLULUK TAKVİMİ
Cam çiçekleriyle konuş.
Mizah dergisi oku.
Çocukların adına ağaç dik.
Sokakta basket at.
Yattığın yeri topla.

Gözlerimde yorgun
Şarkılar taşıyorum
Fonda yağmurun sesi
Hayat beni sana
Bağışlamadı
Çoktan bitti biliyorum
Bu deli aşk hikayesi

İzlerini silmek için
Kaç ömür gerekiyor
Umut kırıntısıyla bile
Doymuyor gönül kuşlarım
Sensizlik fena
Anam ağlıyor gecelerde
Zorlu geçiyor artık
Sensiz kışlarım

Hakkı YALÇIN