Tarihi 5 Nisan 2018

Hafıza kaybı!

İnsanların birbirini yok etmeye çalışması dünyadaki varlığını inkar etmekten başka bir şey değil.
Bu gerçeğe teslim olanlar gittikçe artarken, azalan sevginin hesabını yapmıyor kimse.
Çocukları korumaktan sorumlu insanlar bile kendi çaresizliğine mülteci oldu.
Para her şeyin önüne geçti.
Taşınmaz mallar vicdanlardan daha değerli artık.
***
Vahşi hayat konulu belgeseller izliyoruz ekranlarda.
Vahşi hayat aslında insanlara layık bir gerçek.
Çünkü dünyada insandan daha vahşi bir canlı yok.
Daha acımasız!
***
"Görüşlerini kaybediyor musun?" diye soruyor vicdanım.
Görüş alanımda zerre kadar güzellik kalmadıysa kaybedecek ne kaldı?
Artık ne gelecek adına plan kuracak, ne hesap yapacak durumdayım.
İyi bir insan tanıdığım zaman saatlerce muhabbet etmek istiyorum ama nerde?
Biliyorum ki, hayatın da görevleri var.
Şu sıralar yazdıklarımızı silmekle meşgul. Biz buna hafıza kaybı diyoruz.
***
Yıllar sonra bir kafede buluşup kahve içen iki çocukluk arkadaşı hayat üzerine sohbet ediyorlardı.
İkisi de kırkından sonra zengin olmuştu.
Biri aldığı ahlarla atmıştı temellerini.
Diğeri Allah korkusuyla yaşarken tek kuruşluk harama yan gözle bakmamıştı.
Yıllar sonra çocuklarını yaşarken şimdiki zamanın da içinde kaldılar.
Namuslu olan kahvesini yudumlayıp çocukluk arkadaşını terk ederken noktayı koydu. "Hiçbir günahını paranla ödeştiremezsin! Hele ahrette!"
***
Böyle bir dünyada insanlardan kopmak istiyorsunuz. Sadece çiçeklerle böceklerle bağ kurmak.
Tanıdığınız insanlar içinde sizi çıkarlarına satmayan kaç kişi var?
Yere düştüğünüzde elini uzatacak dostlarınız kaldı mı?
Nankör bolluğunda sırtınız nereden geleceği belli olmayan bir hançeri bekliyor.
Her sektörde onursuzluğun itibar görmesi ve çeteleşmesi sebepsiz değil.
***
Kimse kimsenin yarasını sarmıyor artık.
Kimse kimsenin hatırını da sormuyor.
Toplumu ayakta tutan artı değerler çoktan eksiye geçti.
Rüzgar gibi geçti o güzelim seneler.
***
Ne insanların vefasına inanç kaldı ne aşka.
Uğrunda ölünecek bir şey de kalmadı.
Kaderin bize biçtiği ömürden başka.

TAŞLAMA!
Yıllardır Meclis'de oturan adamla bir gazeteci söyleşi yapıyordu.
"Uzun zamandır Meclis'tesiniz değil mi?"
"Evet 20 yıldır!" "Peki, o zamandan bu zamana hiç değişiklik gördünüz mü?"
"Elbette" dedi adam.
"Ama hepsine karşı çıktım."

MUTLULUK TAKVİMİ
Doğum gününde adına ağaç dik.
Gün içinde kahve molası ver.
Satranç oyna.

Melekler yazmıştı
Hikayemizi
Bakınca ölürdüm
O gözlerine
İsmin iki hece
Sevgin dağ gibi
Seni iliklerdim
Düğme yerine

Yok yere hasretin
Koluna girdik
Mektuplarda kalan
Aşk acısıyız
Şimdi kalbimizde
Başka sevdalar
Yalan gönüllerin
Kiracısıyız

Hakkı YALÇIN