Tarihi 4 Ocak 2018

Hayal gezintisi

Dün İstanbul'u dolaştım.
İnsanların mutsuzluğuna baktım, denizin dalgalarına.
İnsanlar yorulmuş, birçoğu deli bir rüzgarın eline bırakmış kendini nereye giderse!
Kimsenin kimseye güveni kalmamış gibi herkes tetikte!
***
Gözünü tavana diker gibi gökdelenlere bakanlar vardı.
Ömrümüzün bilmem kaç yılı İstanbul trafiğinde harcanıyormuş.
Bu trafiğe her gün bin yeni araç girerken, kaç bin insan yaya trafiğine giriyordu kim bilir!
***
Dolandırıcılar kurban arıyordu, nasılsa yasalar kapı gibi arkalarındaydı!
Bir hırsız evinize girse, "çaldığımı geri getirdim" demesi mahkemeden başı dik çıkması için yeterliyken.
Sizlerin "bu çakalın benim evimde ne işi var?" savunmanızın hükmü yoktu!
Sizler, bizler hukukun nezdinde o çakalları doyurmak için çalışıyoruz çünkü! Yasalarımız da bunu onaylıyor!
İstanbul'da her 6 dakikada bir hırsız evlerden birine giriyormuş.
Bu şehrin taşı toprağı çakallara altın olmasın da kime olsun!
***
Ne güzel insanlarımız vardı, tanımasak da selam verirlerdi.
El verirlerdi düşenlere, adres soranlara dil verirlerdi.
Yiğit arkadaşlarımız vardı yaşamalarına izin vermediler, bugün çakallara gün doğsun diye belki.
Çocuklar taciz edilecek de, soysuzlar mahallelerde cirit atacak ha!
Çocuklara uyuşturucu satılacak da çakallar caka satacak öyle mi!
Hey gidi yıllar hey! Benim güzelim şehrim şimdi insanlık mezarlığı!
***
Ne olduysa 1980'den sonra oldu.
Yiğit arkadaşlarımız vardı, birçoğu sırtından vuruldu.
İnsanlar iyi yaşasın diye kendilerini yaktılar da işçiler, köylüler onları sattılar.
70'li yıllardan kalan siyah beyaz bir fotoğrafım vardı onu bile bulamıyorum.
***
Benimki bir hayal gezintisi.
Zarafetin topuk sesleriyle, delikanlılığın ayak seslerinin buluştuğu o eski kaldırımlarda maziyi arıyorum.
Başkasının çocuklarını kendi çocuklarından ayırmayan. Haram yemeyen yalan söylemeyen.
"Eski zaman masallarının içinden çıkıp bir yerlerde geziniyorlardır" diye.
***
Çünkü biliyorum var olduklarını.
Ve hayata dargın olduklarını!

İRAN YANIYOR!
İran yanıyor da niye yanıyor?
Azınlığı besleyen mutluluk çoğunluğun canını sıktığı için mi yanıyor?
Yoksa büyüme gerçeğiyle Çin'in, Amerika'nın ve Rusya'nın canını sıktığı için mi?
Kapısına dayanan gerçeklere "Evde yokum" dedirttiği için mi yanıyor?
Şiddet treni hareket etsin diye, kömür ateşini harlayan Amerikalı makinistler istediği için mi?
Cevaplar az sonra!

​MUTLULUK TAKVİMİ
Sana acısını anlatana kendi acını örnek verme.
Başladığın işi bitir.
Balık tezgahını izle.

Bir zamanlar can bildiğin
Yabancıyla bir tutulur
Adına yemin verdiğin
Unutulur unutulur

​Nerde gözlerde tütmeler
Kapıyı vurup gitmeler
Sabahı sabah etmeler
Unutulur unutulur

Vefa bilmez hiçbir veda
Yorgun güneş vurur cama
Unutamam dersin ama
Gözün gibi bakanlar da
Yananlar da yakanlar da
Unutulur unutulur

Hakkı YALÇIN