Tarihi 18 Ekim 2017

Yaşlılar!

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre 8 bin 649 yaşlı insan, devlete ait huzurevlerine kabul edilmek için sıra bekliyor.
Kendilerine sıra gelmeden ölenler var.
Çünkü özel huzurevlerinde bakım 2 bin liradan başlıyor.
O para da her yanlı insanda mevcut değil!
Ya da hayırlı evlatlar her yaşlının sahip olduğu gerçeklerden biri değil.
***
Onların sokaklarda bırakılmalarına ses etmiyoruz da.
Yaşlı insanların çaresizliğinde neleri görebiliyoruz acaba?
Hiç yaşlanmayacağını düşünen insanları mı?
Yoksa saygının elden ayaktan kesilmesinin yaşlılıktan daha beter olduğu gerçeğini mi?
***
O yaşlı insanlar ki, ne çok şeyin sahibidirler.
Anılardan ödünç aldıkları giysiler vardır üstlerinde.
Geçmişten nice öyküyü anlatırlar.
Yüzlerindeki çizgilerde, çocuklarının, torunlarının çamaşırları asılıdır hala.
Bu hayat kavgasında yaşanmamış gençliklerin hesabını en iyi onlar bilir.
Yokluk en çok onların ağrına gider.
Kendi halinde düşünürken, nereden gelir nereye giderler kim bilir.
***
Onlar hızlı giden bir tren camından yolları seyreden hüzünlü yolculardır.
Yağmurları dinmez.
Ölümsüz aşklar, onların yüreğinde destandır.
Otobüse binerler de, şimdiki gençlere ayakta durmanın fotoğrafını imzalarlar.
***
Sokakta da kalsalar, çaresiz de kalsalar çocuk ve torun sevgisi, onları hayata bağlayan en büyük servettir.
Günden güne kirlenen bu acımasız ülkede hala gözleri arkadadır.
O insanların zarafetini yıllar bile çalamamışken, paha biçilmez güzelliklerini görmezlikten gelmeyelim.
Onların yüreklerinde bir kitabın en değerli sayfaları saklıysa okuyalım.
Ömürlerinin sonbaharında onları başımıza taç yapalım.
Yaşlılara gözümüz gibi bakamıyorsak.
Bilin ki bizlere de bakılmayacaktır!

MASAL DEĞİL!
Japon bilim adamlarının topraksız tarımda steril ortamda yetiştirilen sebzeleri yıkanmadan yenebiliyor.
Üstelik yılda 20 kez hasat var.
Biz tarım ülkesiyiz.
Bizlerde vatandaş ucuz yemesin diye domatesleri denize dökenler var.
Japonya'dan farklı bir yanımız olduğunu göstermek zorundayız ya!
Bizdeki hasat da böyle!
Ama bir gün gelecek bir buğday tanesini borç alabilmek için, karıncaların kapısını çalacağız.
Masal değil gerçek!

MUTLULUK TAKVİMİ
Görmeyen birinin kolunu tutma, bırak o senin kolunu tutsun.
Çocuklara eldiven ör.
Geceyi izle.

Sevda sonlarının
Klasik yalnızlığı
Seninle koklaşıyor ayrılık
Benimle yumruklaşıyor
Her akşam kendimi
Sokaklara vuruyorum

Bir köşe başında
Gitar çalıyor çocukluğum
Bahşiş şapkasının içinde
Harcanmaya hazır
Bozuk para gibi duruyorum

Hiçbir kader gecikmez
Canım ikiye ayrılmış
Her gün biraz daha
Savruluyorum

Hakkı YALÇIN