Tarihi 8 Eylül 2017

Yoksa bana ne!

Çocukların televizyonla tanıştırılmasının ilk adımını rahmetli Barış Manço atmıştı.
Masumane bir yolculukta, çocuklar her hafta sırayla ekranlardan gelip geçtiler.
Yüzümüzde gülücükler bırakarak.
Barış Manço o çocukları kendi aileleri kadar korurdu.
Çocukların konuşma balonlarını "arkadaşı eşekle" birlikte doldururken!
***
Şimdi çocuklarla televizyonların yeni manzarasını izliyoruz.
Her hafta kadrolu çocuklardan alıyoruz haberi.
Minicik çocuklar "şöhret mühendisleriyle" yarınlara hazırlanıyor!!!
Sunucudan ve programa katılan ünlülerden bile daha çok ilgi görürken.
***
O küçücük çocukların harika yetenekleri ve sevimli halleriyle ekran patlaması yaşamasına sözümüz yok.
Asıl mesele onların ekranlara hapsedilmeleri.
Çıkarlara alet edilmeleri.
Her hafta şöhret okulunda mesaiye bırakılıp, alışkanlıklara sürüklenmeleri.
Her şeyden önemlisi ebeveynleri tarafından sanal sinemada teşhir edilmeleri.
Bir "tıklık" takip mesafesiyle!
***
Böyle yazılardan sonraki klasik tepkileri duyuyorum!
"Sana ne be kardeşim!" "Aileler izin veriyor, ekran başındaki insanlar alkışlıyor, binlerce insan bu çocukları hayranlıkla takip ediyor." "Sana ne!" H H H
Şöhretin çocuklara harcanmış ömür biletlerini bedava dağıttığını gördük.
Televizyonların çocukları harcayan bir değirmen olduğunu söylemeye zaten gerek yok.
Şöhret travmasının getireceği psikolojik yıkımlar gelecek derste!
Ama o masum beyinler sadece ebeveynlerinin tasarrufundaysa.
Televizyonların,Twitter'ın ve Instagram'ın umurunda mı?
Bir çocuk daha harcanırsa!
***
Ben o çocukların nezdinde, diğer çocukları da hesaba katarak yazdım bu yazıyı.
Büyük hayallerle başlayan yolculukların nasıl gerçeklerle sonuçlanacağını hatırlatmak için.
Şöhretin parçası olmanın, ondan kurtulmak kadar kolay olmadığını söylemek için.
***
Merak etmeyin memleketi kurtarmayı çoktan bıraktım.
Ben çocukların derdindeyim.
Yoksa bana ne!

SUÇLULAR ORADA!
Ümraniye'deki okul bahçesinde çatışmaya karışan şirket görevlilerinden biri "çocuk tacizcisi" çıktı.
Emniyet harekete geçti ve her okul bir polise zimmetlendi.
Çocuklarımızı okulda bile koruyan sistem üretildiyse, yine üzerine basarak söylüyorum meselenin anahtarı okul müdürleri. Çocuklarımızı "korunması gereken" ortama sürükleyenler onlar.

MUTLULUK TAKVİMİ
Uyuşturucuyla aktif mücadele et.
Hazırda yara bandı bulundur.
Şehrini tanı.
Kapı zili tak.


Onu gördüm dün gece
Elinde gitarıyla
İstiklal Caddesi'nde
Hala inadı inat
Şarkıları ıslanmış
Bir duvarın dibinde

Beni gördü şaşırdı
Çevirmedi gözlerini
Belki hala silememiş
Benden kalan izlerini

Hani bir film izlersin
Mutlu bir son beklersin
Bakınca hayatına
Artık yerim yok dersin

Yorgun kaldırımlarda
Yürürken adım adım
Bir aşkın bedelini
Tek başına ödersin

Hakkı YALÇIN