Tarihi 11 Kasım 2015

Özlüyoruz

Şehirler benzemezdi birbirine. Bizler şehirleri kendimize benzettik. İyi mi yaptık kötü mü?
***

Bence kötü yaptık. Çünkü her şey birbirine benzetirken. Kendi şehirlerimizdeki saflığı, masumiyeti yok ettik.
***

Eteklerinde tarhana kurutan kadınları arıyoruz şimdi. Bakır kazanlarda aşure kaynatılan ve mahalleye dağıtılan zamanları. Kahve önünde birbirine selam veren büyükleri. Otobüslerde büyüklerine yer veren çocukları. Bir organik yumurta bulduğumuz zaman, sanki define haritası bulmuş gibi seviniyoruz. Bu bereketli topraklarda!
***

Vitrinlerdeki cansız mankenlerin asaletini, canlı mankenlerde bulamadık. Radyolarda kaybettiğimizi televizyonlarda aramadık. Adres sorduğumuz zaman, tarif edeceği yere kadar bizimle gelen insanlar kalmadı artık. Namus kokan düşleri kaybettik. Hükümsüzdür!
***

Kırk yılda bir gangster çıkardı da aklı çıkardı şehirlerin! Hayallerine sarılarak uyurdu genç kızlar. Kadın bedenine saplanan bıçakların sayısı arttıkça, cezaların azaldığı bir memleket olduk. Kadınların katlini vacip sayanlar darbeleri sayıyorlar artık. Katillerle barışık yaşayan zamanın içinde mum gibi eriyor kadınlarımız ve çocuklarımız. Adını karanfile yazdıran insanları arıyoruz. Posta kutularındaki mektupları.
***

Bir elma düşerdi bahçeye, bütün çocuklar elmanın başına düşerdi. Cennete merdiven uzanırdı denizden. Her çocuğun içinde başka bir çocuğa ver vardı da. Kalleşliğe yer kalmazdı o yüzden.
***

Günler geçip giderken. Ruhumuzun dalgalı istasyonlarından gelen şarkıları arıyoruz şimdi. Veda buselerini. Zulamızdaki şiirleri. Şerefli bir hayatın ahşap merdivenlerini. Şişe içinde bir mektup bulabilsek, ne çok şeyi bulabiliriz belki. Balıkların kurutulduğu denizlerde!
***

Birçok güzellik avuçlarımızın arasından kayıp giderken. Özlüyoruz, çok özlüyoruz. Ve son gönül kırıntılarını toplarken. "Hayatın özgeçmişi sevgiyse, geleceği nefret olmasın" diyoruz.

Çirkeflik rezervi!
Çocuklarını sanal alemde reklam aracı yapan ünlüler, tepki alınca çirkinliklerini de dışa vuruyor.
Şöhret hastalığı böyle bir şey işte.
Unutulmaya yüz tutanların, sanatsal yüzleri olmadığı için gerçek yüzleri ortaya çıkıyor.
Onların hayatı çirkeflik rezervine bağlı.
Onlar da böyle ayakta kaldıklarını zannediyorlar. "Reklamın iyisi kötüsü olmaz" diyerek.

Mutluluk Takvimi
Çocukları ve kadınları koru.
Ne yaparsan kalbinle yap.

Beni aşkın yaşatır
Canım var can içinde
Hala titriyor içim
Gözlerim kan içinde

Nerdesin şimdi nerde
Çare bulunmaz derde
Anılar orta yerde
Şehir duman içinde

Özledim deli gibi
Hasret sarar içimi
Sen de sevmiştin beni
Evvel zaman içinde

Hakkı YALÇIN