Tarihi 28 Ocak 2011

Megafon

Artık tek penceresi var çocukların.
Ve sadece oradan bakıyorlar dünyaya.
Bütün resimler şiddet ve nefret üzerine.
Kapılar korkuya kilitli.
İtaatkar olması emrediliyor bilinçaltına.
Düşünce zenginliğine bıçaklar çekilmiş, falakalar hazır!
***

Anneler çoktan terk etti çocuklarını.
Artık televizyon emziriyor onları.
Ekran yarasaları hepsinin hafızasına kayıtlı.
Cennetin müziği sustu.
Ağızlarını küfürle çalkalıyor çocuklar.
Düşlerini kanlı cümlelerle fırçalıyorlar.
Göğüs kafeslerinde kuşlara yer yok, puştlara hazır döşek!
***

Artık tek penceresi var çocukların.
Bencillik.
Suya sabuna dokunmayı enayilik sayacak kadar sorumsuz bir hayata koşuyorlar.
Karnı acıkınca başkalarının hakkını yemek siparişi verildi bile.
Kuru gürültüye sadece pabuçlar değil, elbiseler de bırakılacak.
Yalan ayıp bir şey değil.
Eğiliyorlar, söğüt ağaçlarından bile beter.
***

Onlar mağlup çocuklar.
Hepsinin acelesi var.
Onlar büyüdükleri zaman da uzaktan bakacaklar hayata.
Tartışmayı reddedecek, 18 yaşındaki çocuklara tanınan silah taşıma özgürlüğünün bütün hallerini gösterecekler.
Kimse için kılını kıpırdatmayacak. "Ben mi kurtaracağım memleketi" deyip, nefeslerini tutmayı bile öğrenecekler.
Sesi çıkmayan megafonlar gibi.

* * *

İYİLER KAZANIRMIŞ
Ayşenur Yazıcı, TRT'deki görevini kaybetti.
Yerini Gülben Ergen aldı.
Bir emekçi kadın işini neden kaybetti?
Neye karşılık yapıldı bu değişim?
Bunun hesabı bile sorulmadı.
Ece Erken diye bir kadın sunucu var.
Her işinde başarısız ama her kanalın gözdesi.
Sorgulanması gereken kimliği ayrı bir konu.
Ayşenur Yazıcı gibi kendi halindeki kadınların harcanmasına karşı durmak hepimizin görevi olmalı.
İyilerin hiçbir zaman kazanamadığı bir ülkede.

* * *
Mutluluktan çok söz eden acıyı çağırır.

* * *
Benim için sokaklarda ucuz fuhuş yapanlar, ekranlarda pahalı fuhuş yapanlardan daha merttir.

* * *
28 Ocak 2011
Mutluluk takvimi

Görmeyen birinin kolunu tutma, bırak o senin kolunu tutsun.
Her gün yeni bir kelime öğren.
Sokakta kahve iç.

* * *
Vedalar geziniyor
Şehrin sokaklarında
Senin günahın vardır
Saçımın aklarında

Kaderime küserek
Usul usul yürürüm
Bir hayata karşılık
Ben bin defa ölürüm

Beklediğim yollardan
Hep bir yabancı çıkar
Hangi taşı kaldırsam
Altından acın çıkar

Mahşer günü gelsen de
Seni sevda bilirim
Gözlerinin önünde
Saygıyla eğilirim
Hakkı YALÇIN