Tarihi 20 Ocak 2011

Gönül yargıcı

Bir anne düşünün.
30 yıllık eşi, 28 yaşındaki oğlunu öldürdüğü suçlamasıyla hapiste.
Ömür boyu hapis istemiyle yargılanıyor.
***

Dramatik hikayeyi okudum.
52 yaşındaki baba emekli astsubay.
28 yaşındaki oğul işsiz.
İfadelere göre; baba, 4 ay önce tartıştığı oğluna "İş bul" diyor.
Oğul babaya sövgülü bir karşılık veriyor.
Baba, oğulu korkutmak için tabancasını çıkarıp havaya ateş ettiğini belirtiyor.
Oğul vuruluyor ve ölüyor.
Babanın pişmanlığındaki savunmada, "Alkolün etkisi" diye bir ifade var.
Yani sarhoşluk!
***

Bu meselede önemli ayrıntılar var zaten.
Birincisi saygı, ikincisi sevgi.
Oğulun babaya göstermediği saygı, babanın oğuldan esirgediği sevgi.
Ve meselenin diğer ayrıntıları.
Silah... Taşıma yaşı 18'e indirilmek istenen ölüm aleti.
Kendi oğluna, kendi kızına silah çekenler dünyasında, silah tüccarlığına hizmet edenler, silah ruhsatı meselesini bir kez daha düşünsünler.
Alkol... Hani "tıksırıncaya kadar içiyorlar" lafından alınanlar var ya...
Herkesin içki içmek özgürlüğü var, ama insanlar oğluna silah çekecek kadar içmesinler.
Bunun adı tutuculuk değil.
Yaşama saygı.
***

Herkesin yaşadığı kendi kaderidir derler.
Kaderi, insanın yaşadığı çevre ve etkisinde kaldığı gerçekler belirler.
O yüzden kader de konuşur.
Kader de sevgisizliğe ve saygısızlığa gelmez.
İçkisini yudumlar, silahını çeker.
***

Buradaki anneye "kadersiz" derler.
Kimse kadersiz değildir.
Mahkeme anneye soruyor. "Oğlunuzu öldürdüğü iddia edilen kocanızdan davacı mısınız?"
***

Annenin kaderi de budur.
Gönül yargıçlığı!

* * *
EVLİLİK SIRLARI
Yılların Nil Burak'ı, 20 yıl evli kaldığı eşinin evi terk etmesiyle ilgili sırları medyaya döküyor. "Eşim birlikte çektirdiğimiz fotoğrafları bile almış ama pijamaları duruyor!"
Bunları medyaya anlatmanın bedeli, bir haber daha kazanmış olmak.
O yüzden bizlerin gönlünde Nil Burak'ın şarkıları da bıraktığı yerde durmuyor.
Eski resimleri de...

* * *
Para insanı avlamak için en iyi yemdir.

* * *
İstanbul Üniversite öğrencileri polis araması kararını iptal ettirdi. Rektörlük biraz da kendi üzerini aratsın!

* * *
20 Ocak 2011
Mutluluk takvimi

Yürüyen merdivende önündekini geçmeye çalışma,
Çocuklarının arkadaşını tanı.
Havlunu yenile.

* * *
Sen benden ayrılmadın
Gözlerin ayrıldı
Ve şimdi onlar
Bana mı düşman

Sen benden ayrılmadın
Ellerin ayrıldı
Ve şimdi onlar
Bin kere pişman

Ayrılsa da yollar
Kalplerimiz bir
Sen gitsen de gölgem
Peşinden gelir
Kapım hep açıktır
Hiç çalmadan gir
Bize aşk lazım
Ayrılık değil
Hakkı YALÇIN