Tarihi 26 Ekim 2009

Galibiyet müzesi

Dünkü Fenerbahçe, tam teşekküllü galibiyet ordusuydu.
3 puanı 3 golle alırken, galibiyet müzesine, 10. Galatasaray galibiyetini de armağan ettiler.
Herkes savaşçıydı, kavgacıydı ama dünkü Fenerbahçe 5 köşeli yıldızdı.
Alex-Kazım-Lugano-Gökhan Gönül-Cristian.
Ama en parlak yıldız yine Alex'ti..
O istemezse, başka kim açabilirdi bu kapıyı?

***
Maçın bütününde intizamlı bir örgütlenme içinde, alabildiğine dirençli bir Fenerbahçe vardı.
Hemen her futbolcuda bir enerji patlaması yaşanıyordu.
Buna karşılık maçın başı Galatasaray defansının şaşkınlık travması yaşadığı dakikalardı.
Özellikle Servet ve Gökhan Zan'ın biriktirdiği hataları boşalttığını gördüm.
Gol de erken geldi zaten.
Vederson'un asistinde Alex'e dokunmak kaldı.
Bu statta 9 kere kazanmış bir takımın, böylesine motivasyonla yüklenmesine.
"Sevginin aklı" dedim.
Daum'u alkışladım.

***
Maçın en önemli adamı Kazım'dı.
Rakibin en zayıf yerini işaret ederken, tek kişilik forvetin, çok kişilik olabileceğini gösterdi.
Özellikle ilk yarıdaki düşünce hızı, Servet ve Gökhan Zan'ın ötesindeydi.
Attığı adımlar da, bir filin ayak atışı gibi etkiliydi. "Gecenin aklı" dedim.
Yine Daum'u alkışladım.

***
Maçın hiçbir anında galibiyet duygusundan sapmayan bir Fenerbahçe vardı. 2. yarıda, Mehmet Topuz'un, Servet'in hatasından yararlanıp, al da at diye Kazım'ın önüne bıraktığı bir pozisyon var.
Kazım vuramadı.
Ama hemen ardından gelen Alex'in penaltı golünü görünce. "Gecenin içinde fark mı saklı?" dedim.
Maçın koptuğu sanılırken, Arda'nın köşe atışından gelen golü, Galatasaray adına "yok olurken başlamak" konulu bir işaret sayanlar da vardı.
Golden hemen sonra Rijkaard'ın, Elano dururken Arda'yı oyundan almasını intihar dilekçisi sayanlar. "Teknik direktör aklı" dedim.
Maçın böyle bitmesi için, gerekli şartları iki takımın teknik direktörü belirlemişti zaten.
Rijkaard'ın dersine çalışmadığı da tüm çıplaklığıyla ortadaydı.

***
Dünkü galibiyetin sırrı düşüncede gizliydi. İnanç ve emek üretiminde.
Savaşmakta.
Cesaretten uzaksan, korkuya yakınsın demektir.
Bunun karşılığı da bir bedel ödemektir
.
O yüzden Galatasaray, 10 maçtır bu statta galip gelmeyi, hayalden öteye taşıyamıyor.

***
Futbolda veresiye olmaz.
3 puan almak istiyorsan çalışacaksın.
Kutsal davanın Fenerbahçeli işçileri, galibiyet şantiyesinin yürekli işçileriydi.
Alkışları hak ettiler.