Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 25 Nisan 2019

Kavga ni'çin?

TÜRKİYE Cumhuriyeti Devleti bölgedeki en güçlü devlettir. Tarihi ile birikimi ile bağları ile devlet geleneği ile... Dünyanın en zor coğrafyasında asırlardır BAYRAK dalgalandırmak öyle kolay da değildir... Değerli ve önemli olduğumuz için de YENİ DÜNYA DENGESİNDE YER ALMAMIZ
İSTENMEKTE. İçeride ve dışarıda bizi ilgilendiren olayların altında yatan temel gerçek bu!
Elbette iç siyaset ile ilgili çok soru gelmekte. Çok isim sorulmakta!
Kurulacak partilerden kimin kimle yan yana geldiğine kadar her şey merak edilmekte.
Bunlar hep doğal ve olması gereken şeyler!
Bilinmesi gereken temel husus şudur!
TÜRKİYE içindeki partilerin, siyasi hareketlerin, isimlerin varmak istediği bir nokta vardır. Bu Türkiye'nin dünyadaki konumu ile yakından ilgilidir! Son tahlilde HANGİ BLOKTA OLACAĞIMIZ SON DERECE ÖNEMLİDİR! İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye kurulan yeni dünyada yerini aldı.
Komünizm ile mücadele bize verilen görevdi. Sovyetler'den rejim ithali hiç mümkün değildi. Buna rağmen DEVLET kendini buna göre kurguluyordu. Bu bize dışarıdan dayatılan rolün gereğiydi.
Müslüman bir ülke olarak "BİZ DAVET ETSEK" bile KOMÜNİZM gelmezdi, gelemezdi ama savaştık. Gençlerimizi kaybettik. Biçtik attık! Yazık oldu! Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra OSMANLI ile birlikte yıkılan RUS HANEDANI ROMANOVLAR'dı... Romanovlar'ın kökünde ALMANLAR vardı! Germenler yani. Sonra başlayan KOMÜNİST rejim 1991'de çöktü! 45 yıllık aradan sonra MOSKOVA yeni bir sayfa açtı. Ve imparatorluk isteğiyle sahnede yerini aldı...
Her devlet o günün koşullarında İTTİFAK ARAR ve BULUR! Türkiye de bunu yaptı! Ve şimdi yine yapacak!
Başkaları gibi!
Son dönemdeki gerginliklerin, sancıların, tansiyon yüksekliğinin, seçimlerin, sert çıkışların, kurulduğu söylenen partilerin, sürpriz adım atan siyasilerin olması tesadüf değildir. Olamaz da... İsimlere girmek istemem. Ama ne olacağı konusunda gelin birlikte fikir yürütelim... Olaylar üzerinden dengeyi, belki daha iyi anlarız!
Abdullah Gül Bey, CUMHURBAŞKANI olarak Çin'e gitti. Tarih yanılmıyorsam 2009'du! Bu ziyaret o gün pek anlaşılmadı ama şimdi bakıldığında çok önemliymiş! Gül, Çin'e gitmişken UYGUR TÜRKLERİ'ni unutacak değildi. Sincan Özerk Bölgesine geçti... "Burası Türkiye ile Çin'i birbirine bağlıyor. Uygurlar iki ülke arasındaki dostluk köprüsüdür! Tarihte Türklerle Çin'i birbirine bağlayan unsurlardan biri de İPEK YOLU olmuştur. HEP BİRLİKTE BU YOLU TEKRAR CANLANDIRACAĞIZ" diye konuştu... Yıl 2009... Çok önemliydi bu çıkış. Önemli olduğu birkaç gün sonra anlaşılacaktı. ABD'de yaşayan RABİA KADİR isimli kadının çağrısı ve etkisiyle UYGUR DİYARI karıştı. Çin ile Uygurlar karşı karşıya geldi. Kimine göre 156, kimine göre ise 585 kişi ölüyordu. Çin, UYGURLARI biçiyordu. ABD, Abdullah Bey'i tekzip ediyordu adeta... TÜRKİYE İLE ÇİN DOST OLAMAZ...
Öncesine bakalım...
Abdullah Bey, "CUMHURBAŞKANI olmasın" diye "MUHTIRA" verildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin ABD çizgisinin dışına çıkmasına itiraz ediyordu.
"SÖZDE DEĞİL ÖZDE!" diyerek Abdullah Bey'in önünü kesmek istiyordu!
Gül'ün ufkunda ÇİN İLE BİRLİKTELİK vardı. Bu yönde adım atıyordu. Bu da istenmiyordu. Ama bizler ne o gün, ne de sonrasında İTİRAZIN NEDENİNİ BİLMİYORDUK. "Laiklik vurgusu" etrafında dolanıp duruyorduk. Millet de böyle manipüle ediliyordu! Muhtıra, TÜRKİYE'nin konumu ile ilgiliydi.
Iskalıyorduk!
Zaten o tarihten sonra içeride fırtına dinmedi! Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi pek çok DOSYA açıldı.
Birçok isim içeri alındı. Alınanlara genel olarak baktığımızda, AVRASYA birlikteliğini onaylayan ve ABD karşıtı isimlerdi. Genel olarak tablo buydu...
Türk Silahlı Kuvvetleri ne MUAVENET'in SARATOGA tarafından vurulmasını, ne de ÇUVAL olayını unutmuş değildi. Devletin hafızası tazeydi canlıydı! AK PARTİ Abdullah Bey ve Tayyip Bey ile birlikte bir eliyle BATI'yı bir eliyle de DOĞU'yu kavrıyordu.
Bu ANKARA'ya manevra alanı da sağlıyordu! TEZKERE tabii ki renklerin ortaya çıkmasını sağladı. Deniz Baykal Bey bile ABD'nin karşısında yer aldı...
Sonra ABD ile karşı karşıya gelenlere bir şekilde fatura çıkartıldı. TEZKERE'den sonra hedef olan Gül, ÇİN yakınlığı nedeniyle ile bir kez daha uyarılıyordu!
Olaylar aynı zincir içinde gidiyor ancak görmekte zorlanıyorduk. Belki de medya bu işlere uzaktı! Kim bilir!
Abdullah Bey'den sonra Tayyip Bey de, ABD'nin istemediği isim oldu! Saldırılar başladı. Çok sert geliyorlardı.
Saldırsalar da Erdoğan ayakta kalmayı başardı. Bütün güçlerine rağmen Erdoğan'ı tasfiye edemediler! Türkiye'nin "konum tercihi" ülkenin bütün kurumlarında sarsıntı meydana getiriyordu. Her yer karışıyor ve içten içe mücadele sürüyordu.
Aslına bakarsanız bugün de bitmiş değil...
Hem de hiç değil!
Türkiye içindeki güçler şöyleydi.
Kabaca... "Çin ile yürüyelim" diyenler...
Çin'e "EVET" deyip Rusya ve İran merkezli oluşumdan yana olanlar...
"Kazanan ABD olacak BATI'dan kopmayalım" diye sertleşenler...
Türkiye'deki iç hikaye kabaca böyle...
İşadamları da bürokrasi de asker de böyle konumlanır... Biz bilmeyiz ama olan budur! 15 TEMMUZ'da öne çıkan hangi gruptu? Elbette AVRASYACILAR ya da yerleşik ifade ile ULUSALCILAR!
Türkiye'de siyaset bu dengeler üzerinden yapılır. Başka da YOL yoktur. İPEK YOLU'na "EVET" derken bile matruşka gibi oyun içinde oyun vardır. Çin'den HAVA SAVUNMA SİSTEMİ ALMAK İSTEDİK. GÜNEYDOĞU KARIŞTI.
50 vatandaşımızı kaybettik. Bir güç "ÇİN İLE YANYANA GELEMEZSİN" dedi. Bununla Gül'e muhtıra verilmesi ve UYGUR TÜRKLERİ'nin biçilmesi arasında bir fark yoktu! Hepsi aynı hamlenin sonucuydu!
Türkiye'den AĞUSTOS'tan beri çok işadamı parasını pulunu yurtdışına çıkardı.
Büyük ihtimalle bu emirle gerçekleşti.
PARA ilişkisini TÜRKİYE'de çok konuşulmaz. Ama ROTHSCHILD AİLESİ DÜNYADA OLDUĞU GİBİ BURADA DA çok güçlüdür. Parayı elinde tutan elbette siyasi iklim ister. Bunu düzenleyecek olanları da iter, parlatır ve koltuğa getirir! NORMAL Mİ? Son derece! Ve burada Rothschildler'in sözünü dinleyecek olan çok isim vardır. Dinlediler de... Türkiye SICAK PARA çıkışıyla sarsıldı. 31 Mart seçimlerinde de bunun sonuçları görüldü. AK PARTİ büyük şehirlerde gerileme yaşadı...
Gelelim bugüne. Sıcak gelişmelere...
AK PARTİ Türkiye'yi RUSYA ve İRAN ile yaklaştırınca "ORTAK PARA" kullanalıma kadar çıtayı yükseltince birileri rahatsız oldu. Ankara, haklı olarak ABD'den bağımsız adım atmak istiyordu.
Çin'e de son derece sıcaktı. Çin'siz gelecek düşünmüyordu! Ama askeri olarak ÇİN'le yan yana gelmemiz istenmiyordu! Bu da netti! Rusya tercih edilebilir ortak olarak öne çıkıyordu! Hatta RUS UÇAĞI düşürüldüğü zaman içerideki tepkilere bakınca kimin RUSYA'ya karşı olduğu anlaşıyordu! Bu da netti!
Ankara-Moskova-Tahran üçlüsüne ve arkadaki ÇİN tablosuna itiraz geliyordu.
İçeriden de dışarıdan da... İçeriden gelen tepki şimdilik CHP kanadından yükseliyordu. Ama bu yetmezdi!
Dengeler açısından yeterli değildi yani.
MUHAFAZAKAR TARAFI YOKTU AMA OLMALIYDI! İşte bu denklem için harekete geçildi... Bu karar da LONDRA'da verildi... Bir yanda Çin'e, Rusya-İran'ı eksiltip "evet" diyenler diğer yanda da "ABD'siz asla olmaz" mottosuyla hareket edenler vardı. Ve bunlar AK PARTİ'nin karşısında olacaktı... Bu nedenle ERDOĞAN'ın şimdiki dönemi çok ama çok önemli... YA HER AKIMI BİRAYA GETİRİP YENİ BİR YÖN BULACAK YA DA SALDIRILARLA MÜCADELE EDECEK!
Dün yaptığı gibi... İsimlere girmeme gerek yok... Olan bitene böyle bakarsanız aklınızda fazla soru işareti kalmaz... Bu dengelerin oturması için de Türkiye'nin yönünü NET olarak belirlemesi için de PARA önemli koz olarak karşımıza çıkacak! Kullanacaklar...
Burada dün kenarından geçtim!
İMAMOĞLU şu an için İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI. YSK'nın kararı bekleniyor ama şu an durum bu! İlk olarak kim geldi İMAMOĞLU'nun ziyaretine! ÇİN BAŞKONSOLOSU değil mi! Belki İmamoğlu bile bilmez niye geldiğini ama durum böyledir! Yukarıda aktarmaya çalıştığım gibidir... Partilerin isimlerin elbette önemi vardır ama asıl önemli olan gidilecek yöndür!
PKK da, YPG de, DEAŞ da, Reina saldırısı da, Sri Lanka'daki katliam da, Notre Dame'daki yangın da bu YÖN İÇİNDİR! Gerisi laf!