Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 10 Nisan 2019

Sandığın dili

İSTANBUL'DAN, İstanbul seçimlerinden devam edelim. O kadar çok "NE OLACAK?" sorusuyla karşılaşıyorum ki gün içinde birkaç İSTANBUL YAZISI yazsak yetmez...
Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada büyük yapan özelliklerinden biri ve belki en başta geleni CUMHURİYET'İ KURAN İRADENİN SÖZÜ MİLLETE VERMESİ.
Bu nedenle önümüzde sandık olduğu sürece ucu açık yorumlar yazmak doğru değil.
Yazılmamalı da... Çünkü HALKIN SÖZÜNÜN ÜZERİNE SÖZ EDİLMEZ...
Bana gelen sorulardan yola çıkarak işi SANDIĞA SIĞMAYAN KISMINDAN ALMAK İSTİYORUM... Zaten beni biliyorsunuz, hangi ile kim belediye başkanı olmuş, kim kaç oy almış, hangi parti hangi ilçede fark atmış gibi sorular beni heyecanlandırmaz.
İlgimi ise hiç ama hiç çekmez... Dönüp bakmam bile...
Ancak konu İSTANBUL olunca Türkiye'nin dünya üzerindeki konumunu, geleceğini ve ittifaklarını da barındırıyorsa buna sadece bir yerel seçim olarak bakılmaz...
Adaylar, seçmenler, partiler elbette üzerlerine düşeni yapıp DEMOKRASİ içinde yarışmışlardır. Kimseye bir tek sözümüz olmaz, olamaz.
Kazanan ya da kaybeden de bu ülkenin evladıdır!
Herkese sonsuz saygımız vardır!
Fakat TÜRKİYE CUMHURİYETİ, tarihi boyunca yapamadıklarını yapmaya başladığı için özellikle KONUMUNU KENDİ BELİRLEMEK İSTEDİĞİ İÇİN DE SALDIRI ALTINDA... Bunun aksini söyleyecek olan sanırım yok... Yerli siyasi oyuncular üzerinden oyun kurulur, anlamayız.
Korkum bu! Hangi partiden olursak olalım uyanık kalınması gereken bir zaman dilimi... Açalım...
Hemen bir örnek verelim...
Savcı Robert Mueller kenara alınsa da ABD adına artık Türkiye ile PENCE konuşuyor! Şimdilik görüntü böyle. Başkan Trump pek rol alamıyor... Seçimlerden hemen sonra ABD BAŞKAN YARDIMCISI PENCE şunları söyledi:
"Türkiye bir seçim yapmalıdır.
Dünya tarihindeki en güçlü askeri ittifakın kritik bir ortağı olarak mı kalmak istiyor yoksa ittifakımızın altını oyan düşüncesiz kararlar alarak bu ortaklığın güvenliğini riske mi atmak istiyor, tercih yapmalı.
Türkiye, S-400 alımını tamamlarsa F-35 programından atılma riskini almış olur ki bu da sadece Türkiye'nin savunma kapasitesini zayıflatmaz, aynı zamanda programa tedarikte bulunan Türk parça üreticilerine de zarar vermiş olur..." Aslında bu sözler daha önce pek çok defa 'ismini vermek istemeyen' çeşitli Pentagon yetkilileri tarafından dile getirilmişti...
Türkiye, RUSYA ile Çin ile başka bir eksende yürümek istediği için gelmekteler ve gelecekler.
Bunun aksi mümkün değil...
Türkiye dünya üzerinde hem Çin için hem Rusya için hem ABD için olmazsa olmaz'dır!
ABD gibi büyük bir güç asla ve kat'a TÜRKİYE'yi bırakmak istemeyecektir... S-400 aldık diye savaş ilan edecek halleri yok!
Gidişatı yani Türkiye'nin yönünü değiştirmek isteyeceklerdir...
Peki bu nasıl olur?
BAŞKANLIK SEÇİMLERİNİ KAZANARAK OLUR! HEM DE PEKALA OLUR! Ama öncesinde bir adım atılabilir mi?
Bir hamle yapılabilir mi? Bunu düşünmediler mi sanıyorsunuz!
Erdoğan'ı BAŞKANLIK yarışında yenmek hiç kolay değildi! Denediler, yapamadılar zaten. O halde YEREL bir adım atılmalı ve ERDOĞAN DIŞARIDAN GELEN DALGA İLE DEĞİL İÇERİDEN ZAYIFLATILMALIYDI....
AĞUSTOS ayında başlayan DOLAR fırtınasının dalgaları seçmenlerin evlerinin, işyerlerinin önüne seçimden hemen önce gelmişti. Bir önceki yerel seçimlerde MORTGAGE krizi etkisini göstermiş, AK PARTİ oyları düşmüştü. Şimdi içerideki dalgayla oyların düşmesi hedeflendi. Amaç BEŞTEPE değil oraya giden yolu kapamaktı. Bunu da ancak ve ancak ANKARA ile İSTANBUL'u AK PARTİ'den alarak yapabilirlerdi...
Ekonomik sarsıntının amacı İZMİR'in yanına Ankara ve İstanbul'u katmaktı... Asıl mesele bu şehirlerin AK PARTİ'de olmamasıydı! Asıl mesele bu şehirlerin BEŞTEPE'den koparılmasıydı! Ki daha sonraki BAŞKANLIK seçimlerinde ERDOĞAN çaresiz kalsın! CHP burada oyun kurucular açısından çok önemli değildi. Son 15 yıla bakın! Saldırılar hep dışarıdan geldi.
İçerideki aktörler üzerinden ANKARA bunları bertaraf etti. Oysa şimdi ortada kimse yok. Sadece SANDIKTAN çıkan sonuçlar var. Her aday, her parti geldi işini yaptı, halkın teveccühünü aldı. Ama az ama çok! Halk son sözü söyledi!
OSLO ile 17-25 ile Suriye ile YPG ile GEZİ ile 15 Temmuz ile gitmeyen bir liderin tasfiyesi tasarlanıyordu! Ama bu hamle öyle akıllı olmalıydı ki parmak izi kalmasın! DOLAR-EURO artınca zaten iz falan görmek mümkün olmuyordu. SANDIK başına giden halk ile saldırı altında kalan İKTİDAR BAŞBAŞAYDI...
Dışarıdan estirilen rüzgar halkı sarsmıştı! Haklı olarak hesap soracaktı... Hesap sormadı ancak mesaj verdi! 31 Mart buydu! Öncelikle BAŞKANLIK SİSTEMİNİN KABUL EDİLDİĞİ VE BU SİSTEMİN TÜRKİYE İÇİN DOĞRU BİR YOL OLDUĞU VURGUSU SANDIKTAN ÇIKTI! Ancak İstanbul-Ankara-İzmir CHP'ye gidiyordu. Elbette CHP bu ülkenin olmazsa olmazıydı.
Elbette CHP ATATÜRK'ün kurduğu partiydi... Kimsenin tek sözü olamaz. Ancak İstanbul da Ankara gibi CHP'ye geçerse ne olacaktı? Kim olduklarını bilmiyorum! Ancak uluslararası MUHASEBE ŞİRKETLERİYLE ANLAŞILDIĞINI DUYDUM VE YAZDIM... Amacın belediyelerdeki hesap hareketlerinden çok BEŞTEPE'yi zayıflatmak olduğu fısıltılarla konuşulmakta... CHP dışından bir akıl İSTANBUL'dan ANKARA'ya giden yolu kapatmak ve BEŞTEPE'yi kuşatmak niyetinde.
Sandıktan çıkan bu değil! Başa baş oylar olsa da HALK İÇERİDE KARIŞIKLIK için oy vermedi!
Aslında AK Parti de bunu yeni gördü! Onların amacının da "İSTANBUL'u her ne olursa olsun vermemek" olduğunu hiç sanmıyorum. SANDIĞA karşı tek bir akıl bile yok ki saygısızlık yapsın! Yapabilsin! Hiç böyle bir şey olmaz, olamaz! Ama kimselerin yazmadığını ben yazayım... Belediye başkanlığı verilir, sonra tekrar kazanılır.
Bunda sorun yok. Ancak Türkiye ROTASINI değiştirmişken BÜYÜK GÜÇLERLE ULUSLARARASI ARENADA KAPIŞIRKEN içeriden Ankara'ya yüklenilmesi bütün dengeleri değiştirir! Enerji kaybı yaşanır!
Ve belki de dışarıda bu nedenle mağlup olunur, hedeflerden uzaklaşılır! Sanırım CHP'nin bu konuda ANKARA'ya fazlasıyla yardımcı olması gerekmekte...
Yukarıda PENCE'nin açıklamalarını paylaştım. ZARAR VERECEĞİZ DİYOR. Daha açık nasıl söylesin adam... Tam da bu noktada şu sözler daha da anlam kazanmakta. DENİZ BAYKAL'ın çıkışı: "Bir an önce Türkiye seçim sonuçlarını resmen ilan etmekte bir sıkıntı olmadığını dünyaya göstermelidir..." İstanbul sadece İSTANBUL değildir! AYASOFYA ile SULTANAHMET'in yüklendiği medeniyetlerin bileşkesidir!
HİLAL'in HAÇ'ı yendiği yerdir! Ezanın susmadığı ve susmayacağının ilanıdır!
Geleceğimizdir! Atalarımızdır!
Çağın değişimidir! Türk'ün gücünü dünyanın tepesine kazıdığı yerdir! Bu denklemde İSTANBUL'da yarışan adaylara da PARTİLERİNE de büyük sorumluluk düşmekte... Bir seçim bizi ayırmamalı, bölmemeli ve birbirimizden koparmamalı...
Sandığın içinde olmayan ama ruhunu oradan çıkacak krize bağlayanlara dikkat! Herkes sorumlu olmalı. Herkes memleketi birlikte kucaklamalı... Sandığa bu millet gitti. Seçeceğini seçti. Hiç kimseye "DIŞARIDAN GELECEK RÜZGARA KAPINIZI AÇIN" demedi... Bunu bilerek sonucu kucaklayalım...