Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 4 Nisan 2018

Kim kazandı

Geçtiğimiz hafta biraz değinmiştim. Suudi Arabistan Veliaht Prensi SALMAN giderek büyük adımlar atıyor. Ve kendinden emin... İngiltere'de Kraliçe Elizabeth ile buluşmasından sonra ABD'ye geçti. Orada da çok önemli toplantılar gerçekleştirdi. ABD basınına baktığımız zaman satır ARALARINDA inanılmaz notlar VAR. Belli ki ORTADOĞU ve SALMAN önemli bir yerde! Daha da önemli hale gelecek gibi. Bütün işaretler bu yönde...
Oralarda yazılıp çizilenlere ve biraz da kulaktan kulağa fısıldananlara bakarsak büyük fotoğrafın rengini anlamak kolay...
SARAY DARBESİ ile gelmesi, prensleri alaşağı etmesi, paralara çökmesi ve iktidarını güçlendirmesi başlı başına bir hikaye. Böylesine önemli adımlar DIŞARIDAN DESTEK bulmadan yapılamazdı. Bugün bu noktaya yoğunlaşalım. Etrafta olup bitenlere ışık tutacaktır...
Açalım...
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman, Washington'da çok önemli görüşmeler yaptı. Göz önündeki bu görüşmeler, Suudi Arabistan Kralı olmadan önceki imaj çalışmalarıydı.
Kimlerle görüştüğünü geçtiğimiz hafta özetledim.
AMA YAZMADIKLARIM VARDI!
AIPAC'in en özel PR kardeşleri John ve Tony Podesta, Prens Salman'ı Amerika Birleşik Devletleri'nde önemli şirketlerin patronlarıyla buluşturdu. İki kardeş, Hillary Clinton'ın da çok yakınıydı!
Sanki DENGE NOKTASI bunlardı!
John ve Tony Podesta, 30 yıla yakındır Suudi Arabistan'da iş yapıyor.
John Podesta, ne kadar soruşturmaların hedefinde olsa da hala dokunulmazlığı var.
O nedenle Prens Salman'ın tüm çizelgesini ayarladı.
Prens Salman'ın Podesta ile birlik olması çok net bir güç gösterisiydi. Podesta demek AIPAC'in tanıtım gücüdür. Prens Salman, Podesta üzerinden AIPAC'e yakın olduğunu ilan ederken, Pentagon'la da ortak olduğunu saklamadı. John Podesta, Prens Salman için "Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi için seçilen kişi" tanımını yaptı. Az şey değildi bu!
Kulaktan kulağa giden fısıltılarda Salman için "20 yıllık proje şimdi hayata geçiyor" deniliyordu...
Biraz daha derine inelim...
Salman Washington'da 4 saatlik çok özel bir toplantıya katıldı.
Çok gizli yürütülen toplantının katılımcıları da özeldi!
Önümüzdeki günlerde isimlerini çok daha yakından duyacağımız isimlerdi...
Prens Salman, CIA Direktörü olarak atanan Gina Haspel ve CIA İran Masası Şefi Michael D'Andrea ile bir araya geldi.
4 saat boyunca 3'ünün yanına kimse girmedi.
Kimse rahatsız da edemedi...
Çok özel şeyler konuşuldu! Michael D'Andrea İRAN MASASININ başındaydı. Ama oraya sığmayacak kadar özel biriydi. İran konusu masaya gelse de tek konu Tahran rejimi değildi...
İran dışında Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen de masadaydı.
Prens Salman, Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortadoğu'daki yeni kolu.
Elbette sadece Washington'a bağlı değil!
Hem AIPAC hem de Pentagon'un Prens Salman'la bu kadar yakın ilgilenmesi, büyük ortaklığın da bir kanıtıydı.
Salman'ın ilişkileri ve ortaya koyduğu DENGE dünya üzerindeki DENGEYİ de anlatıyordu!
Prens Salman'ın bölge ile ilgili açıklamalarını dikkatlice incelerseniz, yeni dönemin mesajlarını veriyor.
Suudi Arabistan, önümüzdeki yıl itibariyle İsrail'in bölgedeki en önemli müttefiki olacak.
Bu "SIR mı" bizim için! Değil!
Hatta birçok ortak askeri tatbikat, Arabistan sınırları içinde gerçekleşecek.
Türkiye ile yaşanan gerilimden sonra İsrailli pilotların eğitim zafiyeti ortaya çıktı.
Uzun yıllardır eğitim konusunda büyük kayıp yaşayan İsrailli pilotlar için yeni alan Suudi Arabistan çölleri olacak.
AZ şey mi bu?
Değil elbette...
Bunun dışında ticari ilişkiler daha da artacak.
20 İsrail şirketi 2020 yılına kadar Arabistan'da iş yapmaya başlayacak.
Her ne kadar ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşımasına karşı çıkan bir Arabistan görülse de gerçekte bu böyle olmayacak.
İsrail ile normalleşme gerçekleştiği anda Arabistan, Kudüs'teki Amerikan elçiliğinin yanındaki arsaya inşaa edilecek binaya büyükelçi gönderecek.
Gina Haspel ve Michael D'Andrea ile yapılan toplantıda, Salman'a bunlar detaylı olarak tek tek anlatıldı!
Büyük ölçüde Washington, Prens Salman'ı yakında Kral ilan edecek. Bu sadece Washington'ın isteğiyle gerçekleşmeyecek.
Londra da bunu kabul etti.
Bunu gösterdi zaten.
Prens Salman'ın Londra ziyaretinde, Buckingham Sarayı'nda Kraliçe II.
Elizabeth'le bir araya geldiğinde de bu konuşuldu.
Prens Salman, çok uzun bir süre Suudi Arabistan Kralı olarak kalmak istiyor. Bu da sadece Washington'ın veya Londra'nın desteğiyle olmaz.
İKİ BAŞKENTİN DE DESTEĞİ ŞART... Kİ DESTEK TAM! Bu denge bozulmazsa Salman yaşadığı sürece KRAL olarak kalacak demektir...
Prens Salman'ın annesi Fahda binti Falah bin Sultan Al Hithalayn...
Bu aile İNGİLTERE ile köklü ilişkilere sahip. Bu nedenle SALMAN doğduğu gün odasına KRALİÇE ELIZABETH'ten önemli bir hediye geldi.
Aslında bu SALMAN'ın tercih edileceğini gösteriyordu!
Hem de doğduğu gün...
Bu nedenle SALMAN ve ailesinin İNGİLİZLER'e karşı gelmesi mümkün değildi. Gelmezlerdi. Görünen o ki artı Amerikalılar'a da karşı değillerdi.
YENİ KRAL BU!
Aklı başında herkes bilir ki İngiltere, İSLAM konusunda ABD'den çok ilerdedir.
O nedenle Ortadoğu'da yeni bir düzene geçilirken, güç İngiltere'nin elinde olacak.
Pentagon'un itirazı da bu konuda.
Ancak yapacakları çok şey yok.
İngilizler'in entellektüel derinlikleri ve ilişkileri çok eski.
Yabana atılacak cinsten değil.
Pentagon'un çaresizliği bu zaten! Çıkış bulamıyorlar. Gina Haspel ve Michael D'Andrea da Ortadoğu'da tüm adımları İngiltere ile ortak atmayı kabul etti.
Ancak İngiltere'nin yöneteceği bir sistemi kabul etmiyorlar. Bu konuda Salman'ı da uyardılar. 4 saatin özü "ORTAKLIK TAMAM AMA SEN BİZE BAK" mesajı taşıyordu...
Ilımlı İslam tezi Arabistan'da başarıyla uygulanırsa, bölgedeki birçok ülke için öne çıkacak.
Ilımlı İslam, her ne kadar Amerikan buluşu gibi görünse de bu sistemin merkezinde Londra vardır.
AKIL ORADADIR!
İki güç arasında anlaşma tamam.
Ancak ayrıntılar kilometre yapıldıkça ortaya çıkacaktır.
Atılacak adımlar işin rengini sahne önüne taşıyacaktır.
İngilizler, devlet aklı konusunda hep ABD'den önde oldular.
Birinci ve İkinci Körfez operasyonlarında kazanan ABD gibi görünse de, aslında tek kazanan İngiltere oldu. Şimdi Pentagon bir kez daha bölgeyle ilgili atılan adımlarda bunun olmasını istemiyor. Suudi Arabistan'daki AÇILIM bu nedenle en çok PENTAGON'u düşündürüyor...
Sonunu göremiyorlar çünkü...
Burası ORTADOĞU!
Burada işler böyle yürür!
AKIL HER ZAMAN ÖNDEDİR!
ARAP BAHARI ile başlayan rüzgarda finale doğru gidiliyor.
Kesin olan şu ki TÜRKİYE kazanan tarafta.
Hem dini hem tarihi hem coğrafi derinliği ANKARA'yı bir adım öne çıkardı.
Kabiliyet ve ilişkiler ayrıca bizi masada güçlü yaptı.
AFRİN ise kimsenin beklemediği bir adımdı...
ŞUNA DİKKAT EDİN!
Her yerde söz söyleyen ve yapan biri ya da birileri var!
BİZ İSE KENDİ GÖBEĞİNİ KESEN TEK DEVLETİZ ...
Bölgede bunu bizden başka yapacak olan da yok.
Durum böyle olunca herkes izliyor, biz yürüyoruz.
Daha yeni başladık... EN büyük DİLİM bize gelinceye kadar uygun adım gideriz.
Sonrasına bakarız...