İddianamelerden, sahte evraklardan, kumpaslardan, seminerlerden, suikast iddialarından, izinsiz kanun dışı dinlemelerden, İmralı görüşmelerinden, PKK'nın şehre inip çıkardığı çatışmalardan, YPG'ye verilen açık destekten, FETÖ'nün imamlarından, askerlerinden, bürokratlarından, 15 Temmuz'dan başımızı kaldıramadık. İçeride ve dışarıda pek çok şey oluyor ancak çoğunu yakalayamıyorduk. Oysa oyun büyüktü ve bir yerde TÜRKİYE olmalıydı.
Ama içeride bizi meşgul edenler kimin adamıydı? Ne için saldırıyorlardı? Amaçları neydi?
Düşünmez için fırsatımız olmuyordu.
Biz de millet de devlet de yorulmuştu!
Yazarken bile ağırlık çöküyordu insana. Ama dünyada kartlar yeniden dağıtılırken TÜRKİYE ALTIN KARTI istiyordu. Birileri buna "TAMAM!" derken birileri de "O kadar da değil!" diye itiraz ediyordu. Ve bu kavga giderek büyüyecekti. Eğer anlaşma olmazsa alev topuna dönüşecekti! İşte bu büyük mücadele bizim nerede duracağımıza, ne kadar pay alacağımıza da karar verecekti! Çünkü düğüm bizim de içinde olduğumuz bölgede çözülecekti...
Bbu içerideki siyaseti de geleceği de şekillendirecekti...
İsterseniz açalım biraz...
Tunuslu üniversiteli işsiz genç Bouazizi kendini ateşe vererek büyük bir tsunamiyi başlattı... İşsizlik, gelir adaletsizliği ve anti-demokratik uygulamalar gençleri mutsuz kılıyordu.
İnsanlar mutsuzdu. Bir kıvılcım gerekiyordu o da BOUAZİZİ'den geldi.
Dalga dalga yayıldı... Aslında doğal bir doğum gibi görünen ARAP BAHARI çok planlı bir projeydi. Temelinde dünyadaki paylaşım savaşı yatıyordu.
Ama bizler olayları insanlar üzerinden anlamaya çalışıyorduk. Iskalıyorduk!
Yanılıyorduk!
ARAP BAHARI, BAŞKAN BUSH döneminde hazırlığı yapılan bir operasyondu... Condoleezza Rice ve Dick Cheney'nin üzerinde hassas şekilde çalıştığı ve tamamladığı bir projeydi...
Dick Cheney aile ile yani Rothschildler'le birlikte yürüyen, ancak gelişmeler ve denge sonucunda PENTAGON tarafına geçen bir isimdi! Bu nedenle ARAP BAHARI'nın kalbinde Pentagon vardı.
Gelişmelere bakınca daha sonra MI6'in yani İngiliz Gizli Servisi'nin de işin içine girdiğini görüyoruz. Aynı şekilde İsrail Gizli Servisi Mossad'ın da...
ARAP BAHARI bir hak, adalet, özgürlük ve eşitlik arayışı gibi görünse de işin aslı bambaşkaydı! Afrika ve Ortadoğu'nun yeniden paylaşılmasının önünü açacak bir projeydi. En önemli hareket noktası ise ÇİN'in İPEK YOLU PROJESİNİN ALT YOLUNU TIKAMAKTI! ALT ROTAYI BLOKE ETMEKTİ!
Arap Baharı, Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen'de tüm hayatı, geleceği değiştirdi. Tunus lideri Bin Ali, Mısır lideri Mübarek, Yemen lideri Ali Abdullah Salih, Libya lideri Kaddafi...
Hepsi aslında ABD'ye bağlıydı, İngiltere ile de yakın ilişkiler içindeydi.
Ancak yeni bir sayfa için Arap Baharı'nın hayata geçirilmesi çok önemliydi. Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelere bakarsanız, Çin'in Afrika'daki ve Akdeniz'deki hayalinin bittiğini görürsünüz. Yani Çin'in ürettiğini satarken o üretim için ihtiyaç duyduğu enerji kontrol altına alınmak isteniyordu!
OYUNU BÖYLE KURMAK İSTİYORLARDI...
İşin bir de gözden kaçan askeri tarafı vardı!
PENTAGON, Arap Baharı ile birlikte Afrika ve Ortadoğu'nun toplam 20 ülkesine askerini gönderecekti. Plan bu şekilde başladı. Ve tıkır tıkır işliyor!
Pentagon, Arap Baharı ile hem Çin'in İpek Yolu hayalini bitirecek hem de Fransa'nın Afrika'daki gücünü tamamen yok edecekti. Zaten PARİS'teki birbiri ardına gelen saldırılar bu nedenleydi!
Ancak! Amerika içinde günlerdir yazdığımız bir kavga vardı. Bu kavga bugün ortaya çıkmış değildi. Dünü de vardı. Ve işte dün PENTAGON'a karşı çıka isimler bulunuyordu. Kimdi bunlar?
BAŞKAN OBAMA ve YARDIMCISI BIDEN!
Şaka gibi ama gerçek!
Obama daha doğrusu Joe Biden, Pentagon'un bu kadar etkili olmasından rahatsızlık duydu. Bu rahatsızlık kendini CIA-PENTAGON SAVAŞI olarak gösterdi! Görmedik, anlamak istemedik, ıskaladık, atladık! Arap Baharı'ndaki CIA ile Pentagon bir anda karşı karşıya geldi.
Peki bunun sonucu olarak neyi gördük!
Neyin doğumunu izledik?
EVET! DEAŞ'ın...
DEAŞ defalarca yazdığım gibi CIA eski Başkanı David Petraeus tarafından kuruldu. Yani CIA'nın parmak izi vardı.
Ama kavga hem ABD içinde hem bölgede tüm hızıyla sürüyordu.
Her geçen gün de temposu artıyordu!
DEAŞ, David Petraeus tarafından yani CIA tarafından kuruldu! Ancak PENTAGON tarafından ele geçirildi. Şimdi bölgede gördüğümüz DEAŞ Pentagon'un sakallı yüzü! Pentagon, YPG konusunda bizimle anlaşmaya yanaşmıyor! Zaten Trump'ın üzerindeki etkileri giderek arttığı için BEYAZ SARAY'daki zirveden çok olumlu sonuçlar elde edilemedi! Çünkü Pentagon bölgede bir eliyle YPG'yi, diğer eliyle de DEAŞ'ı tutup dolaştırmak istiyor! OYUN İÇİNDE OYUN YANİ!
Pentagon, bölgeyi kimseye bırakmamak için sürekli DEAŞ üzerinden bölgeye inmek istiyor. Obama, "En çok politik cesaret gerektiren kararım, Suriye'de kimyasal silahların kullanıldığı kamuoyuna duyurulduktan sonra Suriye'yi bombalamamak, yeni bölgelere Amerikan askerini göndermemekti" dedi. Yani Pentagon'un tüm planlarını hayata geçirmesini önlediğini açıklıyor. Yani askere geçit vermedim diyor!
Oradaki kavganın boyutu bu!
Pentagon ve İngiltere, Arap Baharı başladığında bombanın pimini birlikte çektiler. Belki İngilizler sonradan dahil oldu ama etkindiler! Her yerde oldukları gibi... Şu anda İngiltere'de özellikle Kraliyet ailesi üzerinde en etkin güç olan Rothschild ailesi, Pentagon'la Afrika ve Ortadoğu'da savaşıyor. Bizim görmemiz gereken de bu! En büyük mücadele bu! Bizi etkileyecek olan, geleceğimizi belirleyecek olan bu! Üzerinde konuşulmayan da bu!
Aslında Trump da bu savaşı göreve gelmeden önce gördü. Trump, Pentagon'un merkezde olduğu bir savaş istiyordu. ABD ancak bu yolla gelecekte TEK GÜÇ olabilirdi! 'Büyük Amerika' hayalini şimdilik geride bırakmak zorunda kaldı. Çünkü Pentagon'un tek güç olduğu ABD, sürekli dünya savaşının yaşanacağı bir zaman diliminde var olacağını biliyor. O nedenle, büyük bir anlaşmanın peşinde. SAVAŞ ikinci seçenek olarak masada! İlk seçenek BÜYÜK UZLAŞMA! Muhtemelen bu olacaktır! İnşallah da olur! Aksi büyük yıkım! Hem İngiltere merkezli gücün hem de ABD'nin rakibini caydıracak çok fazla silahı var. Trump geri adım atmadan Pentagon'un itmesiyle bölgeye geldi. Arabistan, İsrail ve Vatikan'a gidecek. Bu BARIŞ ARAYIŞI! İsrail'e giderek ROTHSCHILD ailesiyle ANLAŞABİLİRİM mesajı veriyor, Vatikan'a giderek "Gerekirse sizin karşınıza büyük güçle çıkarım! Katolikleri de yanıma alarak" uyarısı yolluyor!
Trump'ın ve ABD'nin en büyük kaybı arkalarında durdukları operasyonlarla TÜRKİYE'yi kendilerinden uzağa itmeleri oldu. Türkiye itilecek bir ülke değil! Bunu en iyi kendileri bilir!
Ama FETÖ ile YPG ile PKK ile bunu başardılar! Bunca yıllık İTTİFAK'a büyük zarar verdiler. Bu saatten sonra kendilerinin düşünmesi gerekiyor.
Zaten ne yapacaklarını bilemedikleri için ABD ZİYARETİNDEKİ itişkakışı canlı tutuyorlar! HAKARET ETTİRMEK için tutulan gruplara sarılıyorlar. Korumalar bunları dağıtınca da DIŞİŞLERİ BAKANI düzeyinde açıklama yapıyorlar... ABD'nin yanlışları kendilerini giderek bu coğrafyadan uzaklaştıracak. Bütün işaretler bu yönde! Türkiye olmadan fazla bir şey yapamayacaklarını en iyi kendilerinin bilmesi gerekiyor. Umarım anlarlar!
NOT: Geçen gün kısa bir şekilde geçtim. ABD ile ilişkiler giderek gerilirken bir anda ülkede ATATÜRK ve annesi üzerinden çirkin bir dalga başladı, başlatıldı. Kaç olay yaşandı hatırlamıyorum bile. Dün de biri Atatürk heykelini benzin dökerek ateşe vermek istemiş! Bunlar hiç normal şeyler değil. Aklı başında hiç kimsenin kalkışacağı işler değil. Bunlara büyük önem vermek gerekiyor! Birileri bu HATTI kullanarak güç topluyor! Kim mi bu? Kiminle sorun yaşıyorsak o!
