Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 22 Şubat 2017

El Bab’dan cevap

TÜRKİYE geleceğini belirleyecek bir seçime gidiyor. Her şeyin yeniden tanımlanacağı bir seçim bu.
Sosyal medya bununla ilgili yeterince çalkantı yaşıyor.
Kimin ne oy vereceğini bilemem. Kime hangi oyu vermesi gerektiğini de dikte etmek nezaket dışı. Ama anlamak ve anlatmak şart.
Şu anda sokakta gördüğüm çok kişide bir kafa karışıklığı var. Muhtemelen sosyal medyanın gücüyle birçok kişi atacağı adımda tereddüt ediyor. Böyle önemli virajlarda bunlar doğaldır. Seçim günü yaklaştıkça berraklık artar. 16 Nisan'a daha çok var.
Şimdiden o sınırlara girmek istemiyorum.
Ama bölgede ve Türkiye'de ne olacağı konusunda fikirlerim var...
Gelin bugün biraz bunu açalım...
Bakalım sizler de katılacak mısınız?
Türkiye, 15 Temmuz'u yaşadı ve kısa bir süre sonra da KALKIŞMANIN ev sahipliğini yapan ORDU ile EL BAB'a girdi. Bu olağanüstü bir hamleydi. Ve etkileri sonra ortaya çıkacaktı. Şimdi çok kişi bir şey anlamıyordu! İçeride "DARBEYE KALKIŞANLARIN BİR NUMARASI
KİMDİ?" sorusu cevap beklerken bütün darbeciler, duruşmada emri SEMİH TERZİ'den aldığını söylüyordu! ÖLÜLER KONUŞAMAZDI nasıl olsa!
Ama hepsinin ağız birliği etmesi çok ilginçti! Yine bir el devredeydi.
Yine BİR NUMARA vardı ama biz bilmiyorduk! ŞİMDİLİK!
Neyse kalkışmadan sonra Türk askeri sınırı geçti ve sınırların dışındaki tehlikeyi orada durdurdu. Şehit verdik. Canımız yandı. Ama durmadık. Durmayacaktık ta...
Türk askeri hızla yol aldı ve HALEP'in yakınlarında yerleşti. VE ORDA ÇOK KİŞİNİN BİLMEDİĞİ BİR ÜS KURDU!
Savaş uçaklarının da kullanabileceği bu üs haliyle herkesi şaşırttı!
Bazılarını da tedirgin etti...
Bu adımla birlikte TÜRKİYE bölgedeki en önemli oyuncu haline geldi. Suriye üçe ya da dörde bölünecekti ama Türkiye izleyecekti.
Şimdi bunun olmayacağı herkese gösterildi.
OSMANLI'da olduğu gibi son sözü biz söyleyecektik...
İlerleyen zamanlarda etkimiz de gücümüz de artacaktı.
İçeride ve dışarıda DURDURMAYA çalışanlara rağmen...
Artık bölgeyi içinden izliyor ve anında müdahale ediyorduk... DEAŞ ile mücadele aynı zamanda ALAN HAKİMİYETİ DE GETİRDİ.
Gücü olan gösteriyordu. Ankara yıllarca hep sözle idare etti.
Yunanistan gelirdi, Suriye gelirdi, Irak gelirdi İran gelirdi ya da buralardan TACİZ edilirdik.
Hep sözle karşılık verirdik. Şimdi konuşmak isteyeni, EL BAB'a çağırıyoruz!
Bu meydan okuma devam edecek.
Neden? Çünkü bizsiz kimse burada iş tutamaz! Oyun kuramaz.
Kursa da sonuç alamaz da ondan!
Amerika'ya gidelim... Trump geldi. Paranın efendileri ile kavgaya başladı. Rothschildler'in sihirbazı olan SOROS'u ülkeden atmak için kampanya başlattı.
Finansı elinde tutan güçlere en yakın adamlarını hedef alarak cevap verdi... Trump, Rusya, İran ve Türkiye'yi bölgedeki üç önemli oyuncu olarak görüyor.
Net!
Bölgede asıl ortaklık yapmak istedikleri ülke TÜRKİYE.
Rusya ile atılacak adımlar uzun vadede Washington'un başını derde sokar.
Böyle bakıyorlar.
İran için de mesafeli bir bakış söz konusu.
Çalışacakları ve sonuç alabilecekleri tek ülke TÜRKİYE...
Bunu biz de onlar da biliyor.
Pompeo'nun gelişi ve ardından Suudi Arabistan'a gidişi bölgedeki yeni oluşumların ayak sesleriydi.
Bir de kimse konuşmasa da DÜNYADA İNANILMAZ BİR SİLAH SATIŞI VAR.
Ülkeler SİLAHLANIYOR! NEDEN? Gelme ihtimali yüksek olan bir çatışma hali ufukta belirdi!
Nasıl olur, kimlerle kim arasında olur bilinmez. Ama ihtimal var!
FETÖ ve 15 Temmuz Kalkışması'ndan sonra Türkiye'de AMERİKAN KARŞITLIĞI bütün zamanların rekorunu kırdı. Tarihte olmadığı kadar Amerikan karşıtı TÜRK var.
Bu ABD için taşınabilir bir yük değil.
Türkiye'nin mesafeli olması, güven duymaması MÜSLÜMAN COĞRAFYAYI da beraberinde getiriyordu.
Washington bunu düzeltmek için hamle yapması gerektiğini biliyor.
Trump'a verilen sunumlarda bunun altı özenle çiziliyor.
4-5 milyon Suriyeli'ye kapısını açan ABD tarafından Şam yolunda yalnız bırakılan Türkiye'nin tavır yapması için çok ama çok neden var. Ancak ABD akıllıdır.
Kesinlikle ve kesinlikle arayı bulacak adımlar atacaktır...
Referandumdan önce GÜLEN'i verirler mi?
Obama döneminde çok zayıf olan bu ihtimal, şimdi her geçen gün güçleniyor... Ortaklığı yeşertmek için bölgede yeni şekli belirlemek için böyle bir adım atabilirler... 15 Temmuz'u yapacaksın, FETÖ'yü barındıracaksın, YPG'ye silah yağdıracaksın, HDP'yi kollayacaksın ve sonra da ANKARA'dan DOSTLUK bekleyeceksin. MÜMKÜN DEĞİL!
Şimdi yapılan bütün operasyonların tam tersini yapacakları bir döneme girdik!
Eğer Trump bir DARBEYLE gitmezse, Washington Ankara'yı memnun edecek hamlelerle gelecek.
Kuzey Kore'de bile görülmeyen ABD karşıtlığı ancak ve ancak büyük jestle yoluna girebilir!
CIA kendi içindeki bütün karışıklığa rağmen "GÜLEN'i VERİRSEK TÜRK İNSANI NE DÜŞÜNÜR?" diye gizli bir araştırma yaptırdı.
Çeşitli bölgelerdeki bu araştırmalardan ABD karşıtlığının hemen tabana indiği tespit edildi...
Şimdi Trump ve ekibi bunu düşünmekte!
Türkiye ile çalışan ABD, Rusya'nın da diğer oyuncuların da AKDENİZ'de güçlenmesinin önüne geçecek...
Ama asıl hedef Çin ile sıkı ticari bağları olan İran olacaktı...
CIA Direktörü Pompeo'nun Suudi Arabistan'a gidişi, muhtemelen bu konu ile ilgiliydi...
İlk ziyaretini Ankara'ya yapan Pompeo'nun gelişi "Gülen'i vereceğiz. Ama bize biraz zaman tanıyın. İlişkilerimizi tamir edelim. Sağlıklı bir yolculuğa çıkalım...
Hazırlığımızı yapalım..." mesajıydı sanki...
ABD, YPG ya da diğer Kürt gruplarla İran'ı karşı karşıya getirecekti...
İran yıllarca PKK içinde bir şekilde vardı.
Şimdi PKK kartı sanırım onlara dönecekti.
Zaten kritik yerlerde huzursuzluk başladı bile...
İran'ı bölgede zayıflatmak, Çin ile irtibatını kopartmak için kesinlikle adımlar atacaklardı!
Obama yönetiminin tam tersine İran hedef olacaktı.
Kim bilir ABD'liler, YPG şemsiyesi altında belki de İRAN İLE ÇATIŞACAK grupları hazırlıyordu!
Sonucu şimdiden kestirmek zor!
Ancak hem GÜLEN hem YPG masada!
ABD iki kartı da kullanmak isteyecek.
Pazarlık böyle olacak gibi.
Ancak sonuçta göreceğimiz tabloda BÖLGEDEKİ EN ETKİN GÜÇ TÜRKİYE OLACAK...
ABD, hem enerji koridorlarını hem Müslüman Ortadoğu'yu bizim üzerimizden gözlemek zorunda. Başka da seçeneği yok.
Bunu baştan beri biliyorlardı. İstedikleri kuralların kabul edilmesi için geldiler.
GÜLEN'i yani FETÖ'yü kullanan öteki ABD işi ucuza kapatmak ve bölünmeye kadar gidecek perdeyi aralamak istedi...
Başaramadılar.
17-25 Aralık inanın 15 Temmuz kadar önemli bir saldırıydı. Tankları uçakları gören sokağa çıktı ve duruma el koydu! Ama 17-25 Aralık, en sinsi harekattı. Savcı, polis, hakim, istihbaratçı, siyasetçi, gazeteci kim varsa işin içindeydi.
Başaramadılar... 15 Temmuz bu başarısızlığın sonucu geldi. Cevap EL BAB oldu bu kez!
Bu da kimyaları bozdu!
Öcalan gelirken FETO gidiyordu.
Yani alıyorlardı! Bir bakarsınız bir sabah TAKASTA kullandıkları iki isim de burada olur!
Yıkılmayan kazanır!
Türkiye ayakta kaldığı için kazandı.
Yıkılmadıkça güçlendik güçlendikçe adım attık, adım attıkça dışarıda oyun kurduk...
Bizden beklenmeyenleri yapmaya devam ettiğimiz sürece hiç sıkıntı yok.
Trafiğe bakın!
Hepsi buraya geliyor.
Gelecekler de...
Biz içeride Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Çerkes, Laz, laik, muhafazakar, Sünni, Şii el ele verelim. İnanın gerisi çok kolay...
EL BAB'dan gelen şehit haberleri ile bile nabzımızı ölçtüler.
Ne tepki vereceğiz diye beklediler...
YÜRÜYÜŞÜMÜZ SÜRDÜĞÜ SÜRECE önümüzde kimse duramayacak.
Onlar dünyada büyük olsa da biz burada büyüğüz... Bize buraları yeter de artar bile...
Tek yapmamız gereken BÜYÜK OLDUĞUMUZU hatırlamak...
Türkiye bozduğu oyunun tam içinde!
Kendine PAY almak için!
Ve o pay bize gelecek...
Başka çareleri yok!