Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Ağustos 2013

CHP'ye düşen rol

Mısır konusunda Obama ile Dışişleri Bakanı Kerry ayrı düştü! Kerry, Sisi'ye destek verip "Demokrasi getirecek!" derken, Beyaz Saray "Kendi görüşü!" açıklamasını yaptı!
Mısır'da Sisi'yi ve Soros'un can ciğer arkadaşı Baradey'i destekleyen güçle, Obama'yı ayakta tutan güç karşı karşıya geldi!
Yani iki güç çatıştı!
Tıpkı Türkiye'de 60 yıldır olduğu gibi!
Bizler de Amerikalılar gibi olup biteni sıradan şeyler olarak gördük! OY vermekle her şeyi çözdüğümüzü zannettik!
Oysa Türkiye gibi ülkelerin başına geçirilen ÇUVAL oy vermekle gidecek gibi değildi!
Hoş, tercihlerimizi de düne kadar onlar belirliyordu!
İçinde bulunduğumuz çemberi kırıp atamıyorduk!
Başımıza gelen her şey aslında bizim dışımızda kurulan amansız bir dengenin sonucuydu!
YAŞ atamaları da dahil!
Dünya genelinde süren ve yansımaları GEZİ'de ortaya çıkan savaş, giderek ivme kazanıyor! Türkiye'deki görünümü çok daha şiddetli olacak! İngiltere Kraliçesi, akrabalık derecesinde yakını olan diğer krallıklar ile sahne önünde, hiçbir zaman göremediğimiz DEV Musevi aileler koalisyonu ise cephenin bir tarafında... Milli sınırlar içinde yaşamaya ve ayakta kalmaya çalışan devletler ile yerli sermaye ise bunların karşısında!
Türkiye bu savaşın en keskin yaşandığı coğrafya! Bir tarafta milli devleti ve sermayeyi koruyan Erdoğan, diğer uçta ise devletin içlerine kadar girmiş İSTANBUL SERMAYESİNİ yöneten güç ve bunlardan beslenen EKİP!
Bizler krallar, kraliçeler adına iş yapan biri olarak sadece AYAKÇI SOROS'u gördük!
Türkiye'deki bağlantıları ve ortaklıkları hakkında bilgimiz olmadı! Ekibinde kimlerin olduğunu da bilmiyoruz!
Londra'daki çay saatlerinde neler konuşulduğunu duymuyoruz! Hangi patronun Londra'da İngiliz İstihbaratı gözetiminde kimlerle oturup kalktığını göremiyoruz! Hele bir patronun Erdoğan'a vurmak için "şifreyle" MANŞET gönderdiğini ise hiç fark edemiyoruz!
Amerika'da bile Başkan Obama'nın karşısına dikilen güç Türkiye'de nerede? Hangi taşın altında? Kimlerle el ele?
Cumhuriyet'in cevap veremediği sorular bunlar!
Gerisi teferruat! Gerçeği bilmeden hayatın ÖZNESİ olmak mümkün değil! Etekteki taşlar dökülmeden gelecek de kurulmaz, büyük devlet de olunmaz! "Türkiye Türklerindir" demek aslında her şey BEYAZ TÜRKLER'E aittir anlamına gelmektedir!
Bizim bilmediğimiz ve gözden kaçırdığımız bu! Boğaz sakinleri ve dışarıdaki mavi kanlı ortakları (patronları) bu gerçeği keşfetmemizi engelledi!
Devletten beslenerek devletin karşısına HALKI düşman olarak çıkartmayı bildiler!
Hem Türkçü, hem Kürtçü, hem İslamcı yani onlardan olmayan herkes rejimin karşısındaydı!
Rejim denilen şey onların sefahatıydı!
Bu düzenin yıkılmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptılar! Bütün darbelerin altında bunların imzası vardı!
Bizdeki SİSİ'lerin arkasındaki güç bunların efendileri ve paralarıydı! Darbeler, fişlemeler, cuntalar, sıkıyönetimler hep ŞERİAT ve BÖLÜNME masallarıyla yapıldı!
Boğaz'a çay içmeye gidemeyen muhafazakarlar ile Doğu'da doğum yaptıracak ebe bulamayan KÜRTLER en büyük tehlikeydi! Kore'ye ölüme bile bizim babalarımız giderken, bunlar viskilerini yudumlamaktan geri kalmaz, devletin bütün imkanları bunlara akardı!
İktidar bunlardı, bizim haberimiz yoktu!
Susurluk yani Abdullah Çatlılar, Hüseyin Kocadağlar ve aşiretler bunlara bağlıydı!
Dolayısıyla Londra ve Avrupa başkentlerine...
Vatan kurtarmak için ortaya çıkanlar, aslında sadece sistemin devamını sağlıyorlardı! Bir avuç Kraliçe hayranı kazanırken ülke kaybediyordu! Vergi avantajları ile büyüyüp teşviklerle kocaman hale geliyorlardı!
Sıkıştıklarında ASKER yanlarındaydı! Onları da "Atatürk tehlikede!" diyerek gaza getiriyorlardı! Hoş, PAŞALARIN bazıları da PARAYI çok seviyordu! Şimdi bütün dertleri muhafazakarlarla Kürtler'in buluşmasını önlemek!
Yoksa SİSTEM ellerinden çıkacak! Sadece üretmek zorunda kalacaklar ki bunu hiç yapmadılar! Hiçbir enerji kaynağı olmayan Güney Kore dev olurken üç tarafı denizle, 4 tarafı enerji ile çevrili Türkiye yerinde saydı! Sebep bunlardı!
Atatürk'ü ve laikliği koruyalım derken sadece bunları koruduk!
Kurulan oyunu görmek gerçekten çok zordu! Her kurumun her oluşumun içine adamlarını koydular! Dini oluşumlardan siyasi partilere, askerden MİT'e kadar her noktada adamları vardı!
Günlerdir yazdığım gibi yeni hedefleri Erdoğan!
Yani Türkler'le, Kürtler'i buluşturacak Başbakan! Bu nedenle "sistemleri çökmesin!" diye gelecekler!
Hem de çok koldan ve şiddetle!
Cumhuriyet'e sahip çıkması gereken (!) CHP de onların çıkardığı "cumhurbaşkanı adayını" kollamaktan başka bir işe yaramıyor! İşin tuhafı CHP'lilerin bundan haberi yok!
Erdoğan'ın önünü kesmek için kasetle getirilen ve bunun farkında olmayan Sayın Kılıçdaroğlu 3 milyon satan Japon gazetesi Nikkei'ye "Gezi eylemleri ve gösterilerle birlikte Başbakan da Cumhurbaşkanı olma şansını kaybetti. Polis göstericileri bastırırken 5 kişinin yaşamını yitirmesi, Başbakan'ın büyük ivme kaybetmesine neden oldu ve hem yurt içinde hem de yurtdışında bu durumun farkına varıldı" diyerek içini döktü...
Yani içeride söylemediğini dışarıya söylemiş!
Bu gücün adamları AK Parti'nin içinde de var! Ama en büyük kaleleri CHP! Deniz Baykal, Erdoğanlı Türkiye'ye karşı olmadığı için gitti.
Erdoğan'a karşı olan Kemal Bey geldi! Asla ve kat'a iktidar hedefleri yok! Sadece Erdoğan'ı durdurma görevleri var!
Milyonlarca oy veren bunu bilmiyor! Kemal Bey fark etmese de partinin Londra'dan yükselen seslerden etkilendiği SIR değil!
Yeni dönem çok ilginç olacak!
Türk görünümlü olup Londra'ya iş yapanlar ile Türkler arasındaki büyük mücadele iyice kızışacak! İki taraf da "Ne kaybederim" diye düşünmeyecek!
Erdoğan simge! Arkasında milyonlarca aradığını bulamayan, haksızlığa uğrayan ANADOLU insanı var!
Bunların İstanbul'u ele geçirmesi önlenmek isteniyor! İvme böyle devam ederse uzun yaşamayacakları ortada!
Korkuları büyük!
Bakalım GEZİ'de başlayan savaş nereye kayacak!
Şaşıracaksınız!