CUMHURBAŞKANLIĞI Hükümet Sistemi'nin 4 yıllık performansını değerlendirdiğimiz bugünlerde, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın dışta ve içte gerçekleştirdiği müthiş stratejik hamleler dikkatlerden kaçmıyor. Başkanlık Sistemi, Erdoğan'ın liderlik ettiği ve hükümet programıyla taahhüt ettiği bir ajandası ile gelecek 10 yılları hedeflemiş durumda.
Başkan Erdoğan'ın ajandasında yer alan, 2023-2053-2070 paradigmaları, BÜYÜK TÜRKİYE'yi hedefe alırken, 21. Yüzyıl yürüyüşünün ruhunu ifade etmektedir. Her yüz yılda bir yeni dünya düzeni kurulmaktadır. Geçtiğimiz 20. Yüzyıl, 1915 Birinci Dünya Savaşı ile kurgulanmaya başlanmış, 1930'larda yerine oturmuştu. İçinde yaşadığımız 2022'lerde 21. Yüzyıl düzeni kurulmaktadır.
2030'larda yeni dünya düzeni oturacağı hesaplanırken, BÜYÜK TÜRKİYE'NİN bu yeni düzende ETKİLİ BÖLGESEL BİR GÜÇ olarak nereye oturacağı, yakın coğrafyamızın nasıl şekilleneceği ve şekillendireceği çok çok önemlidir. Başkan Erdoğan-Türk Devlet Aklı, geleceği çok iyi okuyarak 21. Yüzyıl'a 2015'lerde hazırlanmaya başlamıştır.
2015 seçimlerinde CHP'nin Derin ABD'nin aparatı bölücü terör örgütü PKK'nın yardımı ile İKTİDAR OLMAYA kalkması karşısında TÜRK DEVLET AKLI, çok uzun vadeli hazırlıklarına hız vermiştir. Başkan Erdoğan'ın stratejik hazırlıklarını gören Derin ABDAvrupa, 2016'da aparatları FETÖ ile darbe yapmaya kalkmış, Aziz Türk Milleti-Başkan Erdoğan beraberliği ile Türkiye'ye yeniden BATI PRANGASI TAKILMASI girişimi, yok edilmiştir.
Evet. Yeni dünya dizeni kurulurken, TÜRKİYE NE YAPIYOR?
Türkiye büyümek, refahı tabana yaymak mecburiyetinde. Başkan Erdoğan- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geleceği iyi okuması sonucu, 2017'de anayasada sistemi baştan aşağıya yenileyen düzenlemeler için halkoylaması yapıldı. Milletimizin oylarıyla Parlamenter Sistem'den BAŞKANLIK SİSTEMİ'NE geçildi. 24 Haziran 2018'de yapılan seçimlerde, aziz millet, Erdoğan'ı yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı olarak seçti.
Geride kalan 4 yılda dışta ve içte o kadar çok stratejik hamleler yapıldı ki bunların sonuçlarını önümüzdeki 10 yıllarda çok daha iyi anlayacağız.
BAŞKANLIK SİSTEMİ sayesinde 4 yıl içinde, Libya'da, Irak-Suriye'de ABDPKK KORİDORUNU parçalamaktan tutunuz, Doğu Akdeniz'den Karadeniz'e, Kıbrıs'tan Azerbaycan-Karabağ Ermeni işgaline son vermeye, Balkanlar'daki Türk varlığına sahip çıkmaktan, Asya Türk Devletler Birliği (7 Devlet Bir Millet) stratejik hamlelerine kadar pek çok başarıya imza atıldı. Bu kadar geniş ve çok etkili stratejik hamleleri, PARLAMENTER SİSTEM OLSAYDI
BAŞARAMAZDIK.
Bakınız, günümüzde Suriye ve Libya'da kahramanlık yaratan Türk askerini destekleyen TBMM tezkerelerine karşı, ALTILI MASA'nın CHP'si HDP ile ortaklaşa "HAYIR" derken, İP'i EVET diyor. Daha iktidar olmadan hayati bir meselede ters düşenlerin halini görün...
Daha gelmeden parçalandılar.
Başkan Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin MİLLİ DURUŞ özellikleri MİLLİ SAVUNMA-MİLLİ ENERJİ-MİLLİ EKONOMİ-MİLLİ İSTİHBARAT'ın gelişmesinde hayati roller oynamaktadır. Böyle hayati gelişmeler sürerken, Başkan Erdoğan'ı devirerek PARLAMENTER SİSTEME döndürmek için KEMAL KILIÇDAROĞLU tarafından kurgulanan altılı masa, farklı pozisyondaki etkili isimlerle, bürokrasiyi kilitlemeye çalışmadırlar.
Bakınız, ALTILI MASA'NIN KALBİ ABD, CİĞERİ AVRUPA'dır.
SONUÇ: Kemal Kılıçdaroğlu, göreve geldiğimizde "Ordumuzu Suriye'den, Irak'tan çekeceğiz" diyendir. "Libya'da, Irak'ta, Suriye'de, ne işimiz var" demekten utanmayan Kılıçdaroğlu ve yavruları, belli ki, Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırlarındaki ABD-Avrupa aparatı teröristlere dokunmayacaklar. Gözlerinde Washington, Londra, Berlin parlıyor...
Altılı Masa'nın ABD-Avrupa'nın parlayan gözlerinden, Bağımsız Türkiye'ye fayda gelmez.
