BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Eylül 2020

Kılıçdaroğlu ve Kürt sorunu

26 Temmuz'da gerçekleşen CHP Kurultayı''nda Kemal Kılıçdaroğlu, "Kürt sorununu çözeceğiz. Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına asla izin vermeyeceğiz..." demişti. CHP çözümünün, SHP'nin Kürt Raporu çıkardığı 1989'a dönüşe benzer bir adım mı, yoksa 2019 yerel seçimlerde özellikle CHP'nin başta İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun HDP oylarıyla seçilmesi bağlamında, HDP'ye CHP yanında tutmaya yönelik bir hamle mi olduğunu araştırdım.
CHP, eski ve yeni bazı isimleri ile konuşmalarını sürdürürken, bu arada, PM'ye seçilen Bülent Tezcan'ın bir açıklaması oldu. "Bu 1989'a dönüş değil" dedi. Kılıçdaroğlu'nun listesinde yer almakla birlikte PM'ye seçilemeyen, Kürt sorununun çözümü üzerine çalışmalarıyla bilinen Sezgin Tanrıkulu da bir süredir bu konuda CHP'nin önemli adımlar attığını belirtirken, Covid-19 salgını öncesi Prof. Dr. Yüksel Taşkın'ın katılımı ile İstanbul'da Kürt Sorunu üzerine 3 toplantı düzenlediklerini, Kılıçdaroğlu'nun da bunlara katıldığını anımsatması dikkat çekiciydi.
Görünen tablo şöyle: CHP, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana ve Mersin'de Kürt seçmenin oyunu büyük oranda yanında gördü. Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı- TBMM seçiminde, HDP'yi yanında tutmak için, bir bir strateji izliyor. Kürt sorunu nu çözecek partinin CHP olduğunu vurgulayarak, yürümek istiyor. Biliyoruz ki, bölücü terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP ve eski eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın HDP oylarının CHP'ye akışında büyük rolleri oldu.
Kılıçdaroğlu'nun, HDP-CHP tahkimatı yolunda atacağı adımları beklerken, aniden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun, "Atatürk demek içimden gelmiyor. Gazi Mustafa Kemal demek istiyorum..." garip sözleri gündeme düştü. Bu laflara "CHP aile içi kavga" değildi. Bu durum, CHP'ye Derin Batı Formatı atan, CHP-HDP (PKK) beraberliğini TAHKİM ETME PROJESİ'NİN YÜRÜTÜLMESİNİ İŞARET EDİYORDU. CHP-HDP AŞKININ TAHKİMATI DA YENİ ANAYASA TASLAĞI.
Hatırlayalım. Bu gelişmeler bir anda olmadı. PKK'ya ilgisiyle tanınan Prof.
Kaboğlu, milletvekili olarak görev yaptığı CHP grubunda 'yeni anayasa ve yargı reformu' 2019 yılında, hazırlamaya başlamıştı. Meclis'te bu amaçla bir komisyon kuran İbrahim Kaboğlu, HDP'nin birlikteliğini gizlemek için azami gayret gösteriyordu. Komisyonda HDP'yi Mithat Sancar, İP'i de Ahmet Kamil Erozan temsil ediyordu. Taslağı hazırlayanlar temelde 2 motivasyonla hareket etmişlerdi. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni değiştirip eskiye dönmek ve öyle bir anayasa metni hazırlayalım ki, HDP (PKK) oylarının eksiksiz CHP platformunda buluşan Millet İttifakı'na akmasını sağlayalım. Kaboğlu'nun gizli tuttuğu yeni anayasa taslağı manidardı.
Hendek-barikat eylemlerinde 'demokratik özerklik' çığlığı ters tepen PKK'nın yedekteki taktiği olan 'eşit yurttaşlık' fikrini öne çıkarıyordu.
Türkiye'deki her etnik grubu ırk temelli örgütlenmeye sevk etme amacı taşıyan 'eşit yurttaşlık' fikri, önce kültürel sonrasında da siyasi bağımsızlık yolunda altyapı oluşturmaya yönelikti.
Sonraki günlerde, bu yeni anayasa taslağına yönelik İyi Parti içinde sert tartışmalar başlamış, Meral Akşener HDP-PKK'nın desteklediği MİLLET İTTİFAK'I AÇMAZINA DÜŞMÜŞTÜ.
SONUÇ: Canan Kaftancıoğlu, "Atatürk demek içimden gelmiyor.
Gazi Mustafa Kemal demek istiyorum" diyerek yaptığı ani çıkışla, CHP-HDP AŞKININ TAHKİMATINI DA ortaya çıkarmış oldu. 10 ARALIKÇILARIN CHP'YE HAKİM OLMASIYLA, BİR TARAFTAN ATATÜRKÇÜLERİ TASFİYE EDİŞLERİ, KABOĞLU'NUN HDP'YE GÖZ KIRPAN YENİ ANAYASA TASLAĞI FAY HATLARINI TETİKLEMİŞ GÖRÜNÜYOR....