BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 5 Ağustos 2019

Yedinci parsel!

BİRİNCİ Dünya Savaşı'ndan sonra Emperyalist İngiltere, alavere, dalavere ile Musul'u elimizden aldı.
Ancak, 100 yıl sonra aynı oyunlara boyun eğmeyiz. Başkan Erdoğan, Kıbrıs-Doğu Akdeniz enerjisini onlara yedirmez. Çok kararlı. Sonuçta bölgedeki güç dengelerine Erdoğan'ın atacağı neşter, Doğu Akdeniz'in kaderini belirleyecektir.
4 gün önce (1 Ağustos 2019) Doğu Akdeniz'de çok kritik bir gelişme oldu. Kıbrıs Türkleri'nin haklarını hiçe sayarak tek taraflı el uzatmaya kalkan RUM/ Yunanistan'ın 7. Blok'ta yapmaya çalıştığı haydutluğa Türkiye müdahale etti.
Rumlar'ın bu parseli yabancı şirketlere peşkeş çekmeye kalkması üzerine, Erdoğan harekete geçti.
Bir yandan Türk Deniz Kuvvetleri NAVTEX yayınlayarak, bölgeye girecek ülkeleri uyardı. Diğer yandan Barbaros Sismik Araştırma gemimizin 7. Parsel'de çalışması sağlandı.
Kıbrıs ile Rodos arasındaki 90 bin kilometrekarelik bölümü ve ihtilaflı 7 ve 8'inci parselleri de kapsayan NAVTEX'ler. Rumlar'ın bu bölgeye sokmaya çalıştığı Fransız ve İtalyanlar'a da sert bir mesaj özelliğinde.
Rumlar 6, 8 ve 11'inci parselleri Fransız Total-İtalyan-ENİ'ye peşkeş çekmişti. Ardından 3'üncü parseli İtalyan-ENİ'ye vermeye kalkınca, Türk Donanması önleme yapmıştı.
Rumlar 7'nci parseli de ENİ/ Total'a peşkeş çekme hazırlığı yaparken, Türkiye'nin ilan ettiği NAVTEX (tehlikeli bölge), hazırlık yapan haydutların uykularını kaçırmış bulunuyor.
Yeni Yunanistan Başbakanı Miçotakis, ilk ziyaretini Kıbrıs Rum bölgesine yaparken, küstah açıklamalarda bulunarak, "Yunanistan dış politikasının en üst stratejik talebi Türk işgaline son verilmesidir. Modası geçmiş garantiler kaldırılmadan Kıbrıs sorununun çözümünün manası yok" dedi.
Bu sözler, düşünülmüş, ileriye matuf projeler (Avrupa planları) doğrultusunda bilerek söylenmiştir.
Ama garantörlüğün modası geçmez.
Zürih Anlaşması'nı yüzlerine çarpmasını biliriz.
İşte o anlaşma:
(11 Şubat 1959-Zürih) MADDE 3. Bu antlaşma, hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) halinde Türkiye, İngiltere ve Yunanistan bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler.
ÜÇ GARANTÖR ÜLKEDEN BİRİ, birlikte hareket etmek olanağı bulunmadığı takdirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu (state of affairs) münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile HAREKET ETME HAKKINI KORUMAKTADIR.
Bu antlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı'nın (dolmuş) 102'nci maddesi hükümlerine uygun olarak BM Genel Sekreterliği'nce kayda alınmıştır. Yani, ULUSLARARASI ANLAŞMADIR...
Yürürlükte olan bu anlaşma ile TÜRKİYE GARANTÖRDÜR.
SON HATIRLATMA:
Avrupa, Rumları Kıbrıs diyerek AB üyesi yaptılar.
Ne diyor AB anlaşması?
AB üyelik koşulları içerisinde 'sınır sorunu olmamak' diye bir koşul var.
Kıbrıs, sınır sorunu olduğu halde, AB üyesi yapılarak, aslında KIBRIS'I yutmanın peşindedir.
TÜRKİYE, NATO'YA, ABD'YE rağmen KIBRIS'I kurtarmıştır.
Gerekirse yine yapar. Şu iyi bilinsin ki, Başkan Erdoğan ve Türk milleti, Doğu Akdeniz enerjisini de emperyalistlere yedirmez.