BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 29 Nisan 2019

27 Nisan’ı unutmadık

ESKİ Türkiye'de yaşananları unutmadan, tarihten ders alarak, geleceğe bakmakta büyük yarar var.
Eski Türkiye'den asla unutulmaması gereken bir 27 Nisan E-Muhtırası vardırÜzerinden 12 yıl geçti. O kara gün Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan siyasette sosyal mühendislik oyunlarına, vesayet odaklarına hiçbir zaman fırsat vermediklerini ve sadece milletin desteğine güvenen bir hareket olduklarını vurgulamış, DİK DURUŞU'NU SERGİLEMİŞTİ. O günlerde geleceği iyi okuyan Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğinde, vesayet odakları zayıflatıldı.
Cumhurbaşkanımız, illegal müdahalelerle doğrudan milli iradeyi ve şahsını hedef alan her türlü vesayet ve darbe girişimine karşı eğilmeden bükülmeden yürümeye devam ediyor. O kara gün Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan 2007 gecesi internet sitesi aracılığıyla yayınladığı bildiri; post modern bir vesayet örneğiydi. CHP zihniyeti TBMM'deki Cumhurbaşkanlığı oylamasını Anayasa Mahkemesi'ne götürmüş, ardından gece saat 23.17 itibariyle Genelkurmay Başkanlığı namluları milletimize çevirmişti. Bu post modern muhtıra, yakın tarihimizde kritik bir viraj olarak tarihteki yerini almış, 27 Nisan bildirisi öncesinde ve sonrasında yaşanan süreç, baskıcı ve vesayetçi anlayışın topluma ve demokrasiye hakim olmak için nasıl bir çalışma yürüttüğünü bir kez daha gözler önüne sermişti. Bu sefer karşılarında vesayetçiler DİK DURUŞ SAHİBİ ERDOĞAN'I görmüşlerdi.
28 Nisan'da onun MİLLET ADINA HAREKETE GEÇİŞİ KARŞISINDA ilk kez şaşkına dönmüşlerdi. 2007 yılı Türkiye tarihi bakımından, bugünlerde inşasını halen sürdürmekte olan CUMHUR HUKÜMETİ SİSTEMİ'nin yola çıktığı bir yıl da olmuştur. TBMM'ye Cumhurbaşkanı seçtirmeyen vesayet odakları tarihin kara sayfalarına gönderilmiştir. Başta CHP zihniyeti, onun bileşenleri, dışta NATO'ya dayanmış askeri bürokrasi, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde eşi 'türbanlı' birini Çankaya'ya çıkartmayacakları"nı sanmışlardı. CHP "Anayasa Mahkemesi 367 kararını onaylamazsa ülke çatışmaya gider" diyebilmiştir. Aynı zihniyetin devamı Kılıçdaroğlu da bugün suıstimallere konu olan İstanbul seçimlerinin iptal edilip edilmemesini görüşen Yüksek Seçim Kurulu'nu, "İptal ederseniz kaos çıkar" diyerek tehdit ediyor. Eski Türkiye'nin başta barolar ve üniversiteler olmak üzere Cumhuriyet mitinglerinden itibaren muhtıraya örgütlü kesimlerden destekler gelmiştir. Ana akım medyanın geneli muhtırayı destekler bir tutum içinde yer almıştır. Eski Türkiye'nin Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusu üzerine TBMM'nin Cumhurbaşkanı seçme oylamasını iptal ederek garabet 367 "icadı"yla Hukuk'un kara sayfalarına yazdırmışlardır.

SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan TSK'nın 27 Nisan'da internet bildirisiyle yaptığı vesayet girişimine daha önce askeri müdahalelere maruz kalan hükümetlerin yapmadığı bir şekilde kararlı bir tutum göstermiş ve böylece Türk demokrasisine yönelmiş büyük bir saldırıyı bertaraf etmiştir.
Rezaletleri unutmayan Aziz Millet, 2016 yılında, "Cumhurbaşkanı'nı artık ben seçeceğim" diyerek, referandumda tarihi kararını vermiştir. 2018 yılı Haziran'ında yine Tayyip Erdoğan Millet desteğiyle Külliye'de tarihi yürüyüşün komutanı olarak görevlendirilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun'un verdiği mesaj, tarihi yürüyümüze işaret ediyor:
"Cumhurbaşkanımız Erdoğan, illegal müdahalelerle doğrudan milli iradeyi ve şahsını hedef alan her türlü vesayet ve darbe girişimine karşı eğilmeden bükülmeden yürümeye devam ediyor. Bugüne kadar milli iradenin, milletin tercihlerinin, demokrasinin, hukukun yolundan asla ayrılanmadan Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye aynı yolda yürüyor." Evet. 27 Nisan e-muhtırası, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz NATO gladyosu FETÖ darbe girişimi gibi devletin içinde yuvalanıp kendini milletin üstünde görenlerin işledikleri cürümler olarak tarihe gömüldü. UNUTMADIK.
UNUTTURMAYACAĞIZ.