Usta kaptan fırtınalı denizlerde belli olur.
Başkan Erdoğan, kuşatmayı kıracak sratejiyi uyguluyor. O stratejinin ayakları şöyle:
1) Kamu odaklarının koordinasyon içinde hareket etmesi. (24 Haziran Millet zaferinin sonucu)
2) Türk özel teşebbüsünün harekete geçirilmesi. Türk iş dünyası da operasyonu gördü, doğru yerde pozisyon aldı.
(Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali'nin, 'Biz bir milletiz' başlıklı konuşması)
3) Yıkıcı, bölücü, kötü niyetli, saldırıya geçmek için zaman kollayan hain ve beşinci kol elemanlarına, paradan başka bir şeyi gözü görmeyen simsarlara karşı savcıların harekete geçirilmesi.
4) Dost ülkelerin seslerini duyurmaları sağlanıyor.
Nitekim; Rusya, Çin ve Kuveyt- Katar ve Almanya çıkışları gündeme girdi.
5) Türkiye'ye yatırım yapma niyetinde olup, tedirgin edilen açık piyasa oyuncularıyla Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın sürekli ve bire bir iletişim halini koruyan eylem planı.
6) GÜVEN UNSURU, tam cephe örülüyor. Başkan Erdoğan, SETA'nın sempozyumunda "Borçlarımızı tıkır tıkır ödediğimiz gibi, kamu borç stokunun ödemesi konusunda Avrupa'nın en iyisiyiz. Türkiye üretemez duruma mı düştü? Hayır. Hamdolsun ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. İhracatta, turizmde rekorlar kırdığımız dönemden geçiyoruz. Bir savaşa mı girdik? İşgale mi uğradık? Siyasi kaos mu yaşıyoruz? Hayır. Tam tersine kendi topraklarımızda da bölgede de huzurun, güvenin teminatı bir ülke durumundayız" sözleri çok akıllıydı, etkileyiciydi.
7) En önemlisi, Çanakkaleİstiklal Savaşı ruhu canlanması, büyük millet genlerimizin harekete geçmesi. Aziz millet iradesi sağlam bir duruş sergiliyor. Panik, gerileme yok. 15 Temmuz'un devamı ekonomik darbeye karşı da halkımız direniyor.
MANİSA'DA AK Parti İl Başkanlığı öncülüğünde yapılan etkinlikte çok sayıda kişi döviz bürosunda dolar bozdurdu. Sünnet töreninde kendisine takılan doları bozdurmak için döviz bürosuna giden 6 yaşındaki Veli Savran "Cumhurbaşkanımızı, devletimizi, milletimizi çok seviyorum" dedi.
Zillet-izzet-büyük millet
TÜRK halklarını millet yapan büyük tarihidir, İslam kültürü ve değerleridir. Yüzyıllardır, millet olarak teşkilatlanırken daima DEVLET-MİLLET-ORDU
OMURGASI üzerinde tarih yazmıştır. Evet. Türkiyemizde, köksüzler ve köklerine düşman olanlar hep çıkmıştır. Ancak, milletimizin varlığını inkâr edenleri de toprağa gömmeyi bilmişizdir. Evet, dahili-harici hainler, satılmışlar çıkmış, kardeşi kardeşe düşürmüş, ancak 17'nci devleti de kurmayı bilmişizdir. Nitekim bir imparatorluk bakiyesi olan 17'nci Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de yıkmak, bölmek, parçalamak için 100 yıldır çok uğraşmışlardır.
Haçlı Siyonist saldırıları durdurmayı günümüze kadar hep başarmışızdır. Tarihe bir daha bakınız. Türkiye zorlanırsa Avrupa'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Ortadoğu'ya, Baltıklar'dan Afrika'ya büyük kırılmalar yaşanır. Müslüman dünya yaşıyor. Osmanlı'yı parçalayan Haçlı-Siyonistler, 100 yıldır kan içmeye doymuyor. Ortadoğu'ya barış gelmiyor. Huzur gelmiyor. İstiklal Marşı'mızın derin anlamlı cümlelerini tekrarlayalım. (Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ruhu şad olsun.) "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?
Şaşarım.
Atatürk diyor ki, "Bağımsızlık bizim karakterimizdir." Bugün de Başkanımız Tayyip Erdoğan, Bağımsız Türkiye'nin bayrağı, çelik ruhlu başkomutanı etrafında buluşmak, sadece günümüzdeki kuşatmaları değil, gelecekteki olası kuşatmaları da kırma, parçalama gücümüzü işaret eder.
Karanlıklar prenslikleri yine karşımızda
MİLLET-DEVLET işbirliği ile kahpe saldırılara karşı göğüsler siper edilirken, ne yazık ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu'nu devirme sevdalısı Muharrem İnce ve İP'in dağılmaması için tekrar geri getirtilen Meral Akşener başka dünyalarda yaşıyordu.
Yaptıkları konuşmalar krizden nemalanmaya yönelikti. KARANLIKLAR PRENSLİKLERİ YİNE KARŞIMIZDA.
DERİN SÖZ
"YENİDEN BİR DİRİLİŞ OLACAK. Bizim asıl hedefimiz bu konjonktürel krizi aşmak değil, 2023 hedeflerimize ulaşmaktır. Bu hedefe ulaşamazsak daha çok krizle karşı karşıya geleceğimizi biliyoruz. Çanakkale'de başardık, İstiklal Harbi'nde başardık, inşallah bu defa da başaracağız. 26 Ağustos'ta yeniden Malazgirt'ten yola çıkacağız. Yeniden bir diriliş olacak inşallah." (Başkan Tayyip Erdoğan)
