Emperyalist Amerika, Kudus'ü "başkent" olarak tanıyarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdı. Nasıl ağlamasın ki;
Kudüs? Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî gibi kutsallarımıza adım adım çöküyorlar.
Haçlı-Siyonistler, üstat Necip Fazıl'ın dediği gibi "Öz yurdunda garip, öz vatanında parya" muamelesi yapıyorlar kardeşlerimize. Mazlumların gür sesi Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın sesinden başka ses duyamıyoruz.
Cumhurbaşkanımız, Mescid-i Aksa'ya uzanan elleri kırmak için çırpınıyor. İslam'ın ilk yıllarında Müslümanlar'a da kıble olmuş "Mescid"in bulunduğu, Hz. Musa, Hz. İsa da dahil birçok peygamberin ya doğduğu, ya yaşadığı, bölgeye göz dikmişlere karşı haykırıyor.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, sokaklarında kanı akıtan, kadın, çoluk-çocuk, genç, ihtiyar demeden öldürülen Müslümanlar için çare arıyor. İnsanlığı ayağa kaldırmak için çırpınıyor.
Evet ağlayan Kudüs'e kalbiyle, ruhuyla sahip çıkan Cumhurbaşkanımız, Selahaddin Eyyubi'yle kurtarılan, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu güzele sahip çıkmasıyla derin bir nefes alan Kudüs'ü işgalden kurtarmak için gecesini gündüzüne katıyor:
Londra'dan yüksek sesle 80 milyonluk Türkiye'nin, 2 milyarlık Müslüman dünyanın hislerine tercüman oluyor.
"Eğer adaleti arıyorsak, BM adalet üzere tesis edilmişse bunun gereğini yapmalıyız.
Dünyanın çivisi çıktıysa o çiviyi yerine koyacak sert bir çekiç darbesi değildir, umuttur, paylaşmaktır. Bir seçim yapmak gerekiyor, ya birbirimizin kurdu olup birbirimizi yiyip tüketeceğiz ya da birbirimize derman olacağız." Kudüs ağlıyor. İslâm dünyasının sinesine sokulan hançere Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan gibi haykırmayanlara, tepkisiz kalanlara da ağlıyor. Yeni Haçlı Seferi'ne HERKES SUSSA TÜRKİYE SUSMAZ...
İsrail, yine bombalar yağdırdı.
Filistin'de katliam yaptı.
ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞINI UNUTMAYALIM
Müslümanlar , büyük komutan Tarık bin Ziyad'la İspanya'ya girip, Endülüs İslam Devleti'ni kurarak; Avrupalılar'a insanlığı, medeniyeti öğrettiler... Fakat, 1492 yılında, 8 asırlık Endülüs'ü Hıristiyanlar yıktı. Türkçe, Arapça ve Farsça'yı ana dili gibi bilen İngiliz ajanı Hempher "Hatıratım" isimli kitabında Endülüs'ün nasıl yıkıldığını anlatıyor:
"Endülüs'ü şaraba ve kumara alıştırarak, aralarına fitne ve fesad sokarak, Kur'an-ı Kerim ve diğer İslam kaynaklarını (sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukahayı) tartışır hale getirerek ve dinlerinden kopararak yıktık. Diğerlerini de bu silahları kullanarak yıkacağız!.." Endülüs'ü unutmayalım. Kudüs'e yeni Haçlı Seferi başlatıldı.
ERDOĞAN= TECRÜBE RAKİPLERİ İSE= TALEBE
Yakın coğrafyamızda, gönül coğrafyamızda YANGIN VAR. Derin ABDAvrupa, İslam dünyasını lime lime etme sevdasında.
Büyük İsrail'e giden (sözde vaat edilmiş topraklar: Nil'den Fırat'a kadar) Evanjelist- Siyonist proje yürütülüyor.
Bu sürecin nihayetinde başını dik tutan, bağımsız Türkiye'dir. Müsümanlar'ın yıkılmayan tek kalesi Türkiye'ye gözler dönmüşken, böylesine çok hassas ve kritik işlerin içinden Türkiye'yi hangi 'Türkiye Başkanı' çıkarabilir? Cevap: Tayyip Erdoğan= Tecrübe. Rakipleri ise talebe.
Ankara'yı küresel oyuncu konumuna hangi 'Türkiye Başkanı' getirebilir? Cevap: Tayyip Erdoğan= Tecrübe. Rakipleri ise talebe. Büyük Türkiye gemisini 21'inci Yüzyıl Okyanusları'nda hangi 'Türkiye Başkanı' yüzdürebilir? Cevap: Tayyip Erdoğan= Tecrübe. Rakipleri ise talebe.
24 Haziran'daki seçim işte budur. Ya dünyanın en tecrübeli liderlerinden Tayyip Erdoğan'ı seçeceğiz. Ya da işi öğrenmek için daha bir fırın ekmek yemeleri beklenecek. Şu anda TALEBE (öğrenci) olan Muharrem İnce-Meral Akşener'e mi kaderimizi bağlayacağız? Karar, büyük Türk milletinin.
DERİN SÖZ
"ABD'nin Kudüs kararını çok çok talihsiz buluyoruz.. Bu atılan adımın bölgeyi karıştırmak için adeta bir fitil ateşlemesi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik adımlar karşısında kendimizi 2. Dünya Savaşı öncesi gibi karanlıkta hissetmekten alıkoyamıyoruz. Dayatılmaya çalışılan bu tabloya itiraz ediyoruz.
Reddediyoruz." Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan
