Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, az zamanda büyük işler yapıyor. Müslümanlar'ın yıkılmayan tek kalesi ülkemizin bugün BAĞIMSIZ TÜRKİYE pozisyonuna nasıl geldiğini iyice anlamak için kırdığımız prangalara, döndüğümüz tarihi virajlara göz atmanız yeterlidir.
TARİH 14 MAYIS 2013: IMF PRANGASINI KIRDIK... Türkiye, emperyalistlerin IMF kementini parçaladı. 3.5 milyar dolarlık borcunun 424 milyon dolarlık son taksitini o gün ödedi. İngiltere/ Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nu borçlandırarak çökertmişti. Ruslar'la Osmanlı'yı savaşa sokacak tezgahlar kurmuştu. Sıkıntıya giren Osmanlı'ya bugün de dünyayı kemiren, kanını emen meşhur Rothchscild ailesinin bankalarından borç vermeye başlamış, kanımızı emmeye başlamışlardı.
Sonunda DUYUNU UMUMİYE prangası altında (ağır dış borçlar) ezildik.
Yıllarca bağımlı kaldığımız IMF'ye 11 Kasım 1947'de İsmet İnönü'nün liderliğini yaptığı CHP hükümeti döneminde üye olduk. Türkiye 68 yıldan beri IMF prangası altında yaşadık.
Türkiye'nin kanını emen IMF prangasını 14 Mayıs 2013'te Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kırabildik.
TARİH 25 TEMMUZ 2017: NATO PRANGASINI PARÇALADIK... Amerika ve İngiltere, 1952 yılında Türkiye'yi NATO üyesi yaptılar. Bizi koruyacak, başımıza bir dert gelince dost elini uzatacak sandık. Yanılmışız. 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat'ta, NATO'cu subaylar ve gladyolarına darbeler yaptırdılar.
Seçilmiş hükümetlerimizi düşürdüler.
15 Temmuz'da NATO gladyosu Fetullah'la Türkiye'yi işgale yönelik darbe girişiminde bulundular. Büyük Türk Milleti'nden tarihi tokatı yediler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tam BİR YIL SONRA, TBMM'de NATO'nun düşman gösterdiği Rusya'dan "S400 savunma füzeleri alacağız. Birlikte üreteceğiz" dediğinde, beraber oturduğumuz akademisyen dostlarıma sevinçle, "Bugün NATO prangasını kıran büyük Türk milletinin gurur günüdür" dedim.
Çünkü 1952'den beri Türkiye'ye sadece kendi silah satan, içeride ve dışarıda ülkemize sürekli düşman üreten, Avrasya'nın kalpgahındaki Türkiyemiz'i bir 3. dünya ülkesi olarak kalmasını isteyen NATO'ydu. NATO'nun en büyük ordularından biriydik ve her yıl NATO emriyle sadece ABD-Avrupa silahları almak zorundaydık. Bunun için derin ABD-Pentagon-NATO bir sürü araçlar kullanarak, Ankara'da kendisinin gözüne bakan liderlik peşindeydi. Sıkıntı çıkınca darbelerle, müdahalelerle Türkiyemiz'i tanzim edip Batı'ya bağımlı tutuyorlardı. 2002'den sonra artık bir başka Türkiye vardı.
Yeni Türkiye'yi Tayyip Erdoğan temsil ediyordu. Bağımsız Türkiye bayrağını dalgalandırıyor, "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek, derin ABD-Avrupa-NATO'nun uykularını kaçırıyordu.
Türkiye'yi darbelerle tanzim edip Batı'ya bağımlı tutma gayreti içindeki ABD/İngiltere kontrolündeki NATO prangasını kırarak dışa bağımlılıktan kurtulmanın bayrağını çektik.
SONUÇ: 15 Temmuz 2016 gecesi ABD-Pentagon-CIA-NATO destekli gerçekleştirilmeye çalışılan hain bir kalkışmaya karşı, Çanakkale ruhu yeniden vücut buldu. Türk halkının zaferiyle sonuçlandı. Tanklara, tüfeklere karşı elinde sadece bayraklarıyla gözünü kırpmadan ölüme yürüyen Türk halkı tarih yazdı. 15 Temmuz tarihi Türkiyemiz'in siyasi tarihinde unutulmaz bir yer edindi. NATO gladyo darbecilerine karşı Büyük Türk Milleti'nin gösterdiği destansı mücadele bir yıl sonra; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı 25 Temmuz'da göğsünü gere gere konuşturmuştur.
Yeni Türkiye lideri Tayyip Erdoğan, 'S400 stratejik hamlesi' ile derin ABD-Pentagon- NATO oyunlarını bozmuştur.
NATO PRANGASININ KIRILMASINI SAĞLAYAN GÜÇ, 15 TEMMUZ'DA VUCUT BULMUŞTUR.
