BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 17 Temmuz 2017

Güzel çocuklar

Tam bir yıl önce milyonlarca vatan evladı siyasi, kültürel ve etnik farklılıklarını bir kenara bırakarak Anayasa'yı askıya almaya çalışan, masum sivillere ateş açan ve Meclis'i bombalayan hain darbecilere karşı ortak bir duruş sergilemişti. Büyük Türk milleti el birliğiyle taşeron, kiralanmış, ruhları kararmış, vicdanları mühürlenmiş silahlı Fetullah militanlarının demokrasiye, özgürlüğe uzanan ellerini kırmıştı. Kolları koparmıştı. Bir gün de gelecek ahtapotun Amerika'da oturan başı Fetullah'ın da onu yönlendiren haydutların da kafasını koparacaktır. Tam bir yıl sonra, milyonlar İstiklal için, Cumhuriyet için, demokrasi için yürüdü, meydanları doldurdu. Elemde, kederde, bayramda bir ve beraber olan gönüller Büyük Türkiye sevdasını haykırdı.
Hain saldırıdan tam bir yıl sonra gökyüzünde binlerce yıldıza bakarak şehitlerini bağrına basan büyük milletimizden çıkan 'Şehitler Ölmez.
Vatan Bölünmez' nidaları gökyüzüne yükseliyordu, meydanlarda...
Çanakkale ruhu, Sakarya ruhu, Kocatepe ruhu, Menderes ruhu, 15 Temmuz ruhu gür seslerin şifresiydi.
Meydanlardan yükselen sesleri duymayan, hisleri kabarmayan, gözleri yaşarmayan, kalp atışları hızlanmayan bir Türk, bir Anadolu evladı düşünemiyorum.
100 yıl önce Çanakkale'de, analarının kınalı kuzuları, babalarının biricik oğulları, çocuk yaştaki Ahmetler, Mehmetler, Yusuflar yuvalarını bırakıp vatan savunması için ölmeye gelmişlerdi. O ruh dalga dalga devam ediyor. Bugün de Allah yolunda, vatan uğrunda, istiklal için, istikbalimiz için canlarını vermeye koşacak on milyonlar dolduruyor meydanları, köprüleri, parkları...
15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan geceyi aydınlatan, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın sesiydi. Sela sesleri, dualar eşliğinde tam bir yıl önce 15 Temmuz'u yaşamış kalpler can evinden dinliyordu o gecenin kahramanını...
"Türkiye'yi işgale izin vermeyeceğim" diyen Cumhurbaşkanımız'ı, güzel vatanımızın her tarafında, işgalci kuvvetlerle çarpışmaya giden insanlarımız, içlerindeki Çanakkale ruhu şahlanmışçasına sokaklarda, meydanlarda dinliyordu. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın candan, içten, duygularımızı kabartan kendi sesiyle okuduğu Küçük Çocuk şiiri ile her şeyi anlatıyor:
"Üste gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, elini göreni kim bozabilir.
Yüzü ak, vicdanı hür, iradesi sağlam gençliği kim durdurabilir? Çınarların yanında yeşeren umuda, kim ket vurabilir? Kim kırabilir, nice düşman kalasına uzanan şanlı Türk sancağını?
Kim sanabilir iftiraya tüm cihanın kanacağını? Kim derse ki durarak susarak açarız kapıyı? Sen ona tarihini hatırlat çocuk. Söyle çocuk, şahlanan atını denize süren Fatih. Söyle koca bir tarihi sırtlayan Seyit Onbaşı. Söyle Cumhuriyet'e 'Evet' diyen Mustafa Kemal sen değil misin? Evet sensin çocuk.
Onlar umuda 'Hayır' dedi mi? Sen ki atalarının toprağında, anne şefkatiyle, şehit vefasıyla, kardeş teşebbüsüyle büyüdün. Canla, başla dimdik geleceği düşün. Şimdi söyle, hazır mısın? Millet için, bayrak için, vatan için, devlet için 'Evet' demeye..."