BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Ekim 2016

Oyunu bozduk



A
vrupa'nın ciğerini bilen AK Parti İstanbul Milletvekili ve Bölgeselden Küresele Vakfı Başkanı Metin Külünk'le Antalya/ Türk-Alman Medya Forumu ve İngiltere'de özellikle MI6 ajanlarının da dinlediği bazı panellere katıldıktan sonra konuştum. Avrupa'da yaptığı araştırmalarıyla tanınan, entellektüel bir bakış açısıyla olayları yorumlayan siyasetçimiz Metin Külünk, hem Avrupa temasları hem de Musul- Kerkük hattı ve Halep-Misak-ı Milli ruhunun yeniden canlanması konusunda TAKVİM'e çarpıcı ve vurucu tespitlerde bulundu. "Kendisini milletler, devletler üstü olarak tanımlayan akıl (Amerika-İngiltere), insanları tek tipleştirmek, dünyayı tek merkezli bir hale getirmek, oradan yönetmek, farklılıkları yok etmek plan ve projeleriyle bir dünya kurmak amacında" diyen Külünk, bu üs aklın karşılarında Yeni Türkiye'nin lideri Tayyip Erdoğan'ı bulduklarında çok şaşırdıklarını, bunaldıklarını, morallerinin bozulduğunu söyledi. "Türk Devlet Aklı, üst aklı iyi tanıyor mu?" şeklindeki soruma Metin Külünk net cevap verdi: "Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğindeki Devlet Aklı, Türkiye'ye yönelik her projeyi, her haritayı, her stratejiyi iyi biliyor. Ciğeri biliniyor egemen gücün. Dün arkalarına takılıyorduk.
Bugün oyunlarını bozuyoruz. Tek örnek yeter. Misak-ı Milli sözleri, şaşkına çevirdi o şeytan akılı." Külünk "Tek kutuplu dünya denilirken güdülen amaç nedir?" sorumu da şöyle cevapladı: "Emekli Büyükelçi (Derin Amerikalı) Abramowitz bir konuşmasında tek kutuplu dünyayı tarif ederken, dünyanın merkez gücüne itiraz edecek hiçbir başka gücün ortaya çıkmamasını esas alan bir çerçeve çiziyor. Münih Konferansı'nda Putin ilk kez tek kutuplu dünya düzenine itiraz edip, sahip olduğu enerji kaynakları üzerinden Rusya'yı derleyip, toparlayıp sisteme olan itirazlarına başlayınca Putin onlar için canavar haline geldi. Sonra, Milli Türkiye, Müslümanları birleştirmeye çalışan Tayyip Erdoğan-Türkiye çıktı karşılarına. İslam'ı İslamsızlaştırma, İslam'ı gayrimüslimleştirme, İslam'ın adalet, hak, hukuk, zalimlere itiraz etme gibi kavramlarını tasfiye etmek için Türkiye'yi hedefe oturttular. İslam'ı folklorik bir din haline getirmenin, uygulamaya koydukları bütün politikalarına evet diyecek bir İslam anlayışı şekillendirmenin, önünde duran Türkiye duvarlarına çarptılar." İslamiyet'in yıkılamayan kalesi Türkiye'ye karşı Üst Akıl (Şeytan Akıl) oyunlarını Külünk analiz etti: "Milli Türkiye onlara itiraz edince, bir tasfiye planı devreye sokuldu.
15 Temmuz budur. 15 Temmuz, sadece FETÖ terör örgütü kalkışması değil. 15 Temmuz'un arkasındaki kirli akıl için her şey devam ediyor daha. Bu kavga Habil ve Kabil kavgasıdır. Dolayısıyla 15 Temmuz gecesi Türkiye'ye saldıranlar Kabil'in çocuklarıdır. Kabil ile Habil'in kavgası bitmedi. Bu sebeple 15 Temmuz bitmedi ve bitmeyecek. Ta ki Türkiye, İslam'ın öngördüğü adaleti esas alan bir kuvvet merkezi inşa oluncaya dek bitmeyecek.
Bunu da,İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı Tayyip Erdoğan başaracak öncü liderdir."

SONUÇ: Külünk, "15 Temmuz'un arkasındaki aklın (ABD-İngiltere) bu örgüt üzerinden operasyonu Türkiye'yle sınırlı değil. FETÖ İslam Dünyası'na karşı bir operasyondur" dedikten sonra, bazı örtüşmelere dikkat çekti: "Küresel güç, küresel kirli akıl hala direnmeye devam ediyor. Başika'yı tekrar tartışmaya açtılar. Şii liderlerin Türkiye ile ilgili verdikleri fetvalar durduk yerde çıkmadı.
15 Temmuz Musul'dan bağımsız değil.
15 Temmuz hedefine ulaşsaydı biz bugün Cerablus'a giremez, Musul'u konuşamazdık. Türkiye'nin güneyinde terör koridoru açılırdı, Kıbrıs elimizden gider, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin etkinliği yok denecek noktaya getirilirdi."