MHP Devlet Bahçeli'yle 18 yıldır başa güreşemiyor. HDP, bölücü terör örgütünün siyasi versiyonu olduğu sürece enstrüman olmaktan kurtulamayacak. Peki, muhalefete çare aramak, yol göstermek mecburiyeti var mı? Var. Hem de çok var. Çünkü aziz milletimiz demokrasiye aşık. "İktidar her rejimde vardır, ancak muhalefet yalnızca demokrasilerde bulunur" gerçeğini unutmamalıyız. Ciddi ve tutarlı bir muhalefet hem işbaşındaki iktidarı denetlemek için gereklidir, hem de iktidar değişimi sürecinde potansiyel ve güçlü bir iktidar alternatifi olmak için hazırlıklı olmalıdır. 2002'den bu yana hep kaybeden, sandıktan perişan çıkan üç muhalefet CHP, MHP, (BDP) HDP, 1 Kasım seçimlerini hala ciddi şekilde okuyamıyor. AK Parti'nin neden devamlı kazandığını anlayamıyor. Oturup ciddi bir biçimde, "Biz neden kaybediyoruz.
Aziz millet, bize neden birinci parti olma, iktidara gelme imkanı sağlamıyor" diyerek, analiz yapmayı beceremiyor. Sosyolojik-psikolojik gerçeklere bakacaklarına hemen, "Genel başkan değiştirmenin" yollarını arıyorlar. CHP, MHP, HDP yeni birer genel başkan getirse ne yazar? İmal edilmiş, belli güçler tarafından piyasaya sürülmüş, genel başkanlar başarılı olamamış, aynı yoldan gelecek, başka genel başkanlar ne kadar başarılı olabilir? Dikkatle bakınız. "Genel başkan" diyorum. "Lider" demiyorum.
Çünkü Lider "Aranıp, bulunanlardan birisi"nin başa geçirilmesiyle olunmaz.
Türkiye Tayyip Erdoğan'ı çıkardı. Ahmet Davutoğlu'nun önünü açtı. Muhalefet bir 'Erdoğan' çıkaramıyor. Onu geçecek stratejiler kuramıyor. Bir davaya, rüyaya haip olacağı yerde Erdoğan'a hücum ederek, başarı arıyor. Çok Yanılıyorlar.
CHP'DE BAYKAL'IN GİTMESİ SORUNU ÇÖZDÜ MÜ? Baykal'a kurulan "komplo" sonrası Kemal Kılıçdaroğlu gelmedi, getirildi. Halkın genel eğilimine göre getirilmedi. TÜSİAD-Aydın Doğan-Hüsamettin Özkan-IMF'ci Kemal Derviş destekledi, Doğan medya yelkenleri şişirdi. "CHP'yi uçuracak, partinin makûs talihini" yenecekti. Yetmedi, yetemezdi de zaten. Sorun çok daha derinlerdeydi ve "lider değişimi" işin sadece bir boyutuydu. Ne kadar zorlanırsa zorlasın yüzde 25 limitine sıkışıp kaldı.
Sonuç ortada. Aziz millet her şeyi görüyor, süzüyor, zamanı gelince faturayı kesiyor...
BAHÇELİ'NİN KONUMU: Rahmetli Alpaslan Türkeş sonrası, Devlet Bahçeli'nin genel başkan olduğu tarihe dikkat ediniz. 1997 YILI. 28 Şubat 1997 darbesinin Başbakanı Mesut Yılmaz ve DSP (CHP) Bülent Ecevit'le koalisyon kurarak, kitlesini şaşırtıyordu. Dünya "Soğuk savaş" konseptinden çıkmış, yani, Türkiye'nin önünde yepyeni bir harita açılıyor, o haritaya hücum edecekti, yapamadı. Bahçeli'nin yerine geleceği konuşulan isimlere bakıyorum; gelse ne olur, gelmese ne olur? Mesele derinlerde.
Milliyetçi konsepti, zamanın ruhuna uyduramamaktalar. Tabanları birleşiyor, AK PARTİ ile beraber 2023'e yürüyemiyor.
DEMİRTAŞ PROJESİ: 7 Haziran'da, yüzde 10 barajını aşan Demirtaş projesi, beş ay sonra çöktü. Neden? Aziz milletimiz, Selahattin Demirtaş'ı kimlerin getirdiğini, arkasındaki Derin Avrupa-Amerika'nın ne dümenler kurguladığını biliyordu. Sırtını dayadıkları bölücü terör örgütü PKK-KCK'nın, yabancı servislerin kucağında, taşeronluk yaptığı ortada iken, çok kıza sürede çöken bir Demirtaş, demokrasi derslerinde okutulacak kadar iyi bir örnektir.
SONUÇ: CHP, MHP, HDP, başarılı olmak istiyorsa, AK Parti, KARİZMATİK LİDER ERDOĞAN'ı nasıl çıkardı? Önce bu konuyu yeniden, objektif olarak incelemeli.
Yeni bir LİDER Ahmet Davutoğlu'nun önünün nasıl açıldığını, iyi okumalı. "AK Parti hep kazanıyor, dominant parti oldular" diye ağlamalar para etmez.
BÜKEMEDİĞİN ELİ ÖPECEKSİN.
Sonra, bir davanın sahibi, rüyanız olacak.
Halkın ruhunu okuyacak, geleceğe bakan bir zihniyet lazım. MİLLİ RUH SAHİBİ, DÜNYA GELİŞMELERİNİ İYİ OKUYAN İSİMLERİ BULACAKSIN. Bunlar olmadan, aranıp bulunan, başa geçirilen Genel başkan, 'lider' olmaz. Parti başarıya koşturamaz.