MHP, merhum Alpaslan Türkeş tarafından 1969 yılında kurulan, Türk-İslam ülküsü ve Türk Milliyetçiliğini savunan bir partiydi. Geldiği mevziye bakarsak, MHP, 2002 yılına kadar, ülkemizin yaşadığı "sağ-sol, Müslüman-laik, millibatıcı" eksenlerinin oluşturduğu zeminlerde ağırlıklı Türk-islam felsefesi doğrultusunda hareket etti. 2002 seçimlerinde MHP halkımızca cezalandırıldı. Tayyip Erdoğan'ın geliştirdiği kurduğu Milliyetçi-muhafazakâr-İslam medeniyeti omurgası iktidara geldi. Arka arkaya seçim kazandı. MHP rotasından çıktı, ulusalcılığa yöneldi.
Nereye savruluyor?
AK Parti'nin merkeze oturarak, merkez sağ ve milliyetçi kesimleri çerçevelemesi karşısında, MHP, Türk milliyetçiliğinin kendi iç tartışmalarına gömüldü. 2011 sonrasında, MHP'nin muhafazakâr kesimlerle ilişkileri ciddi şekilde erozyona uğrarken, CHP ile vesayetçi ve laik kesimlerle bir zeminde kesişen alanlar bulmaya başlaması gözlerden kaçmadı. CHP ile Fethullah Gülen Cuntası darbesinde, MİT operasyonu, 30 Mart seçimlerinde şaşırtıcı beraberlikler yaşamaları sadece sosyolog ve siyasal bilimcileri değil, milliyetçi tabanı tarafından da şaşkınlıkla izlendi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Genel Merkez baskılarına karşın, MHP tabanının önemli bir bölümünün Erdoğan'a oy vermesi karşısında bile, "Ne oluyor, bir dakika tabanımız neden kaynıyor" diye düşünmekten kaçındılar. MHP'nin kullandığı dil, ulusalcılık zemininde, CHP, sol ve vesayetçi, Eski Türkiye'ci odaklarla ironik kesişmeler yaşıyor. Son dönemde, İç güvenlik yasası karşısında, HDP ile aynı zemini paylaştı. Genelkurmay Başkanı'na yönelik şaşırtıcı çıkışların arkasında da savrulmanın, zemin kaybetmenin, köşelere sıkışmanın izleri var.
'Darbe teşvikçisi'
MHP'nin, Erdoğan-Davutoğlu karşıtlığı zirve yaparken, Necdet Özel'e, "Niçin Davutoğlu'yla resim veriyorsun" sıkıntısı var. Devlet Bahçeli, ordu ile iktidarın arasını neden açmak' istiyor olabilir? Bu durumu çok iyi okuyan Başbakan Davutoğlu'nun, "Darbe teşvikçisi'" olarak Bahçeli'yi değerlendirmesi gözlerden kaçmamalı. Halktan yetki almadan cirit atan sivil-asker oligarklardan, siyasetçilere güvenmeyen vesayetçilerden, darbe hazırlıklarını Başbakan'a değil Genelkurmay Başkanına haber veren MİT müsteşarlarından geçmişte ağır bedeller ödedik. O GÜNLERİ Mİ ÖZLÜYORSUNUZ? Muhalefetin derdi, ne Süleyman Şah Türbesi, ne toprak, ne vatan. Varsa yoksa milletten yetki alarak karar veren, millete hesap verecek iktidarın altını oymak. Eski Türkiye'yi geri getirecek zemin aramak.
SONUÇ: Müzmin muhalefete sorumuz şu: Sorun çözen devlet sizi neden rahatsız ediyor? Aziz milletten aldığı yetki ile iş gören ve bize hesap veren devlet, Suriye'de savaşa Türkiye'yi sokmak için kıvranan ÜST AKLIN senaryolarını yırtıp atan Devlet Aklı'ndan neden rahatsız oluyorsunuz?
Ey muhalefet, gerçekleri artık görmek zorundasınız. Eski Türkiye yok. Türkiye Genelkurmay Başkanı'nı artık, karargâhta haritanın başında emirler yağdırırken göremeyeceksiniz... HALKIN özlemini duyduğu uyum resimleri sık sık yayınlanacak. Yeni fotoğraflar sivilasker işbirliğinin ve doğrudan doğruya devletin zirvesindeki uyumun işaretlerini gösterecek. Böyle bir tablodan, BÜYÜK TÜRKİYE DOĞACAK.
Yarın: CHP'de Murat Karayalçın-Mustafa Sarıgül soğukluğu...
