Bu eşiğin ruhunu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan açıkladı: "Bu Nevruz'da daha ileri bir adım ve mesaj gerekir. O da silah bırakma aşamasına geçilmesine dönük bir ifade olmalıdır." Başbakanlık ve İmralı arasındaki trafiğin nereye doğru evirildiğini gösteren çok önemli gelişmeye İmralı Heyeti üyesi Hatip Dicle açıklık getirdi: "Çözüm süreciyle ilgili Nevruz'da önemli bir mesajın açıklanmasına yönelik bir çaba var. Yetişir yetişmez bilemeyiz. Bu görüşmelerin seyrine bağlıdır. Kandil ve hükümet ile görüştükten sonra umarım ortak bir açıklama en kısa sürede yapılır."
ÖCALAN'IN NE YAPMASI BEKLENİYOR? Şu anda gelinen hayati eşiğin arka planı şöyle:
Öcalan'ın 2013 Nevruz'unda, "Artık silahlar sussun" demesiyle 100 yıllık pranganın kırılmasına yaklaşıldı. O tarihten sonra PKK eylemsizlik sürecine geçmesine karşın, silahların bırakılması konusunda beklenen adım atılmadı.
Daha sonraki olaylar bu işin arkasında neler döndüğünü ortaya çıkardı. Derin Amerika-Avrupa ve onların CIAMOSSAD-MI6-BND gibi istihbarat servisleri Kandil Çetesi ile son yılların en sıcak temaslarını başlatmışlar, vaat üstüne vaatlerde bulunmuşlardı. Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ın Batı kontrolunda yürüttüğü hareket, Öcalan ile hükümet arasındaki sıcak temaslarını zora sokar noktaya gelmişti. Kobani olaylarında Kandil-Avrupa ilişkileri, çözüm sürecini sabote edecek noktalara ulaşmıştı. Yani, tek kelimeyle, Kandil-Derin Amerika-Avrupa ilişkileri, İmralı-Ankara hattını koparmaya yönelikti.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı doğrultusunda değil, Kandil doğrultusunda, adeta çözüm sürecini sabote edecek çıkışlar yapıyordu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çözüm iradesinin devam ettirme kararlılığıyla türbülans aşıldı. İmralı'dan beklenen şu:
Öcalan'ın silahlı mücadele döneminin kapandığını İKİNCİ KEZ ilan etmesidir.
Kandil'in ayak oyunları
Bu noktada, yabancı istihbarat servisleriyle kol kola ve sıkı temaslara devam eden Kandil'in ayak dirediğine ilişkin bilgiler geliyor. Çözüm sürecinde İmralı-Ankara temasları yeni bir aşamaya taşınırken, Kandil'den Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Sabri Ok gibi ŞAHİN'LERİN silahlı direnişi teşvik eden açıklamaları gözden kaçmıyor. Çözüm süreci başladığında Kandil'in tasfiyesi amaçlanmıştı.
Kandil ayak oyunları ile o süreci sabote etti. Kandil'den, Suriye ve Irak'taki silahlı örgütünü güçlendirmeyi sürdürdü. IŞİD'le çatışma karşılığında Amerika'dan-Avrupa'dan şaşırtıcı yardımlar aldı. Belli ki,Öcalan'ın İKİNCİ KEZ "silahlı mücadeleye son" açıklamasını, Kandil daraltmak istiyor.
Yani, Öcalan'ın kararını gölgelememek için, PKK'nın Türkiye'de silahlı mücadeleye son vermesini desteklerken, yurt dışındaki silahlı güçlerin korunması-daha da güçlendirilmesi yolunda talimatlar veriyor. Yabancı derin odakların burnunu soktuğu çözüm sürecinde HAYATİ EŞİKTE bulunuyoruz. Son örnek: Kobani'deki PYD'nin iki kadın savaşçısı Fransa Cumhurbaşkanı Hollande tarafından Elysee Sarayı'nda ağırlandı. Kamuflajlı Nesrin Abdullah'ın Saray'da ağırlanmasıyla, Hollande (Fransa) ne yapmak istiyor? Kobani'de bir şeylerin peşinde oldukları anlaşılıyor. Hürriyet de manşete çekiyorsa, aman dikkat.
SONUÇ: Peki Öcalan, 21 Mart'ta silahların bırakıldığını 2'inci kez ilan edecek mi? İmralı Heyeti üyesi Hatip Dicle'nin "Çözüm süreciyle ilgili Nevruz da önemli bir mesajın açıklanmasına yönelik bir çaba var" açıklaması, çok önemli.
TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİ BOZAMAYACAKLAR. İNŞALLAH BU SEFER TAMAM.
