Ekranlarında, Müslüm Gündüz Bey. Tuhaf tuhaf konuşan bir isim. Giyiminden ettiği laflara kadar, esrarengiz bir insan.
Bir reklam arası veriliyor. Yayın başlayınca,bir vatandaşımızın notu okunuyor. "Yeni bir 28 Şubat'mı istiyorsunuz?"
Bu bir vatandaşımızın değil, milletimizin büyük çoğunluğunun o anda sormak istediği bir sorudur.
Peki, NTV habercilik mi yapıyor? Yeni bir oyunun hazırlıklarının yol taşlarını mı döşüyor?
Bir 28 Şubat klasiğidir Müslüm Gündüz. 1995 seçimlerinden aldığı yüzde 21'lik oy oranı ile birinci parti çıkan Refah Partisi, DYP ile koalisyon kurmuştu. İşte her şey bundan sonra başladı. Türkiye'yi tarihinin en karanlık günlerine götüren olaylar peş peşe yaşandı. Vesayetçi zihniyet bir kısım medyanın da desteği ile vatandaşlara "aczmendi" filmini izletmeye başladı.
Sonuç, demokrasinin raydan çıkarılması. Soygunlar, ekonomik çöküntü. Üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen o karanlık günlerin izleri hiç silinmedi.
Türban yasağının kaldırılması gündeme geldiğinde yine düğmeye basıldı. Filmin senaryosu aynı, oynayan oyuncular farklı.
Bu oyunun da tutma şansı yok. Türkiye'de artık ne oyuna gelen var, ne de oyunu izleyen.
KAKOFONİ-SENFONİ
Kakofoni, çok sesli müzik icrasındaki uyumsuzluğu, seslerin birbirine karışması, gürültülü bir müziği ifade eden sözdür.
Senfoni sözcüğü "bir arada uyumlu sesler çıkarmak" anlamına gelmektedir.
Senfoninin anlatım zenginliğini oluşturan başlıca öğeler armoni, melodi, ritim ve tonalitedir. "Senfoninin babası" olarak tanınan Haydn ve Mozart, Ludwig van Beethoven, Vivaldi, Çaykovski, senfonilerinde uyum, kıvraklık ve dramatik kurgu gibi öğeleri büyük bir ustalıkla birleştirerek orkestraya uygulamışlardır.
Müzik dünyasına ait, "kakofoni ve senfoni", siyasetimizin de sembol kelimeleri haline geliyor.
Başbakan Erdoğan, ilk kez bu sözü, İsrail'e yönelik kullanmış, "İsrail'in barışa katkı yapmasını istiyoruz ancak bu zor hale geldi, çünkü İsrail'in koalisyon hükümeti konuştuğu zaman bu senfoni değil, kakofoni çıkıyor" demişti.
İç siyasette, CHP'ye yönelik olarak bu söz kullanıldı. Başbakan Erdoğan, "CHP'de Genel başkan bir tarafa çekiyor, milletvekilleri grup başkanvekilleri başka tarafa çekiyor. Horozu çok olan köyün sabahı geç olur. Çok seslilik iyidir hoştur, ahenk yoksa senfoni yoksa kakofoni olur, curcuna olur" diye konuşmuştu. Bu eleştiriler karşısında, ana muhalefet partisine "kakofoni yaratan durumdan çıkmak, siyaseti bir senfoni gibi yapmak" gibi bir görev düşüyor.
