Türkiye ve Yunanistan anlaşırsa

Başbakan Erdoğan'ın Yunanistan ziyaretinin yankıları sürüyor. Çok olumlu karşılanan ziyaretin sonrasında iki ülkenin anlaşmaya yaklaştığı, Ege'nin barış denizi olmasına yönelik hassas köşe başlarının geçilmekte olduğu anlaşılıyor. Ege konusunda tüm konuları kapsayan toplu bir 'paket çözüm' henüz kesinleşmemekle birlikte, Türkiye ve Yunanistan, bazı ilkeler üzerinde anlaşmaya vardığı vurgulanıyor. Ege Denizi'nin jeostratejik/coğrafik yapısı ve bu bölgede Türk-Yunan sınırlarının dağılımı dikkate alındığında, barışın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Ege Denizi'ne ilişkin sorunlar, ulusal karasularının genişletilmesi, kıta sahanlığının saptanması, adaların silahlandırılması sorunu, ulusal hava sahası ve FIR sorunu, NATO komuta kontrol sorunları ve egemenliği tartışmalı adacıklar ve kayalıklar sorunudur. Son olarak, Yunan To Vima Gazetesi'nin "Tercih edilen çözümde Yunan karasularının, adaların çevrelerinde daha sınırlı olmak üzere, bazı bölgelerde 12 mile varacak şekilde inişli çıkışlı olarak genişletilmesinin öngörüldüğü" iddiası dikkatleri çekiyor.

Silahlanmaya son
Şu rakamların büyüklüğüne bakınız. Türkiye, 2009'da 19 milyar dolar, Yunanistan 13.9 milyar dolar silaha harcadı. Kişi başına düşen askeri harcamalar Türkiye'de 171.89 dolarken, Yunanistan'da bu miktar 660.21 dolar civarında. Türkiye ve Yunanistan anlaştığı zaman neler olacak? Ege'de kurulacak bir ekonomik işbirliği alanının her iki ülkeye de büyük katkı sağlayacağı açıktır. Yunanistan askeri harcama yaptıkça Türkiye de mecburen askeri harcamalarını artırıp borçlanarak silah almak zorunda kalıyor. AB'nin silah tüccarı konumunda olan Fransa ve Almanya, satışlar konusunda iki ülkeyi oyuna getirmekte, Türkiye AB'ye tam üye yapılmayarak Yunanistan ve Türkiye silah pazarı olarak kullanılmaya devam etmektedir. İki ülke de silahlanma yarışında kaybettiği milyar dolarları ülkelerinin kalkınmasında kullanma imkânı bulacak ve silah tüccarlarının hegemonyasından kurtulacaktır.

'İtdalaşı' sona erecek
Her iki hava kuvveti uçakları arasındaki "it dalaşı" denilen ve hem ekonomik ve hem de askeri sonuçları olan sürtüşmelerin sona erdirilmesi mümkün olacak. Türkiye ve Yunanistan'ın birbirlerinin ulusal kişilikleri ve kendilerine yönelik niyetleri hakkındaki değer yargıları, imaj ve algılamaları düzelecek. Turizmde daha yakın ilişki, hem ekonomik hem sosyolojik gelişmelere yol açacak. Ege denizinde ortak petrol aramaları başlayacak.

* * *
İÇ SİYASETİN RÖNTGENİ
Eski Başbakan Tansu Çiller'in beyin takımından, DYP eski genel sekreteri Tevfik Diker, iyi haber alan bir siyasetçidir.
Kulislerden yeni bilgileri bize şöyle verdi: "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olacağına inanılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun rüzgârı durmuş ve Halk, Baykalcılar, Sav'cılar, Kılıçdaroğlucular'ın mücadelesinden bahsediyor. MHP'de 'Referandumda CHP'nin peşine takıldı' diye büyük bir sıkıntı var. Numan Kurtuluş, seviliyor ama Erdoğan sonrası için faktör olabilir. Kuracağı partinin kadrosu ve siyasi yelpazedeki yeri merakla bekleniyor. DP'de Hüsamettin Cindoruk'la bir yere varılamayacağına inanılıyor.
Demirel'in Çiller'in önünü açmayacağı ve Çiller'in de aday olmayacağı düşüncesi ağırlık kazanmış durumda. Demirel'in Başbakanlığı Çiller'e vermemesinin sorumlusu olarak Demirel'e DYP tabanında tepki var. İlhan Kesici'nin solda siyaset yapması merkez sağda liderlik şansını bitirmiş.''

TOBB Başkanı
Tevfik Diker, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun aday olmasının Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı ve Erdoğan'ın da Başbakan olduğu sürece mümkün olmadığının halk tarafından konuşulduğunu belirterek, tahminlerini sıraladı: "Türkiye Partisi Lideri Abdüllatif Şener'in başarı şansı yok. TDH Lideri Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün partileşmek için uzun zamandır birlikte çalıştığı arkadaşlarını bir gecede yalnız bırakması, davasından vazgeçmesi konuşuluyor. DSP de yok olmuş durumda. Erbakan Hoca'nın 84 yaşında aktif siyasete soyunması yadırganıyor ama takdir de ediliyor. Bugünkü tabloya göre, 2011 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına iktidara geleceğine inanılıyor.''