BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Ekim 2010

Statükonun kibirli mensupları

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç: "Değişime karşı çıkan, çağın nabzını tutamayan statükonun kibirli mensupları artık halkı ikna edememektedir" dedi.
Yaşadığımız günlerin anlam ve önemini çok iyi anlatan bir cümle bu. Toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan kanun ve uygulamalarda ısrar edenler bırakın halkı artık kendilerini dahi ikna edemiyorlar.
Türkiye'de 'Müesses Nizam' (yerleşik düzen) dağılırken, statükonun kibirli mensupları da arka arkaya halkın demokratik şamarı ile karşılaşıyor. 'Müesses Nizam', bir ülkenin doğal sahibi ve yöneticisi, onun koruyucusu olduğunu düşünen, asker, sivil, bürokrat, yargı "yüksek elitin tamamını" içeren bir kavramdır.
Kısaca, "Çankaya, Ordu, Yüksek Yargı, YÖK, bürokrasi'' yerleşik düzeni temsil ediyordu. Müesses Nizam'ın dağılışının işaret fişeği, 27 Nisan e-muhtırasına karşı iktidarın gösterdiği haklı direniştir. 22 Temmuz seçimleri gösterdi ki Türkiye'de 85 yıldır kurulmaya çalışılan Müesses Nizam ve Türk burjuvazisi hak-ı yeksan olmuştur. Müesses Nizam fonksiyonunu yitirmiş, işlevsiz kalmıştır.
Müesses nizamın yıkılmasında köşe başlarını, 27 Nisan muhtırası-2007 seçimleri ve 12 Eylül referandumunu görürsek, son darbe 2011 seçimlerinde vurulacak demektir.

Yeni düzen

Devlet denen nesne üzerinde iktidar kurmak veya daha doğru bir ifadeyle devlet iktidarı üzerinden halk üzerinde vesayet kurmak isteyen siyaset dışı güçler ile bu vesayete rıza göstermeyen siyaset kurumu ve halk arasında bir savaşım sürüyordu. 'Müesses Nizam' artık kendini var eden ideolojik zemini kaybetmiş ve tarihin dışında kalmış durumda. Zeminini kaybetmiş bir nizam zaten devam edemiyor.
Türkiye'de süreç değişiyor, tabular yıkılıyor. Uyanan ve bilinçlenen kitleler de sürece fiili destek veriyor. Gücünü hak ve adalet anlayışından alan, meşruiyetini başkaca mahfillerde aramayan ve de halkın desteğini iyi değerlendiren yeni düzen kuruluyor.
Müesses düzenin son dönemde ardı ardına aldığı ağır yenilgiler sonrası elinde kalan son mevzi yargı bürokrasisi idi. Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun aldığı yeni şekil, yargının savunduğu değerlerin hukuk ve adalet olmasını sağlayacak, 'Müesses Nizam'ın ideolojisi terk edilecektir.

* * *

DÜNYANIN AĞIRLIK MERKEZİ NERESİ?
Batının 21. yüzyıl küresel güç haritası değişiyor. Dünyanın ağırlık merkezi, Amerikan'ın Irak işgaline kadar Avrupa'ydı. 2001'den günümüze bu ağırlık merkezi Ortadoğu görünürken, önümüzdeki yıllarda dünyanın ağırlığı Orta Asya'ya kayıyor.
Türkiye dün de, bugün de, yarın da hep dünyanın ağırlık merkezine yakın olma şansına sahip oldu ve olacak. Amerika'nın cephe ülkesi, AB'nin kenar ülkesi olmaktan çıkan Türkiye, kendi coğrafyasının ve Avrasya'nın merkez ülkesi olmaya çalışıyor. Çin'den Pakistan'a, Kızıldeniz'e, Orta Afrika'ya kadar yeni bir güç oluşumunun arayışlarını sürdürüyor.
Dünya ekonomisinin de ekseni
gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Klasik sanayileşmiş ülkeler, ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin dünya ekonomisindeki ağırlığı gittikçe azalırken, gelişmekte olan ülkeler dünya ekonomisinde giderek daha fazla pay kapıyor.
Özellikle Çin ve Hindistan dengeleri dünya ekonomisindeki dengeleri değiştiriyor.
Dünya ekonomileri arasında, 1980'de 20'nci olan Türkiye, günümüzde 16'ncı sıraya yükselmiş durumda. 2015 yılında durum ne olacak? ABD, Çin, Hindistan, Japonya, Almanya, Rusya, Brezilya, İngiltere Fransa, Meksika, İtalya, G. Kore, Kanada, İspanya, Endonezya, Türkiye, Avustralya ve İran. Türkiye ekonomisinin, 2040-2050'li yıllarda dünyada ilk 10'a gireceği hesaplanıyor.