Tarihi 14 Mart 2013

İlk raunt Öcalan'ın

Çatlak sesler vardı. "Olmaz, olamaz" türünden açıklamalar yapılıyordu.
Kandil'de, İmralı'daki Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu iradeden farklı bir tavır göze çarpıyordu. İçten içe bir rahatsızlık ortaya konuluyordu... Şimdi, o hava dağılmış görünüyor. Terör örgütü ve uzantılarında bir süredir sessizlik hakim. Artık o çatlak sesler çıkmıyor.
Süreç, Öcalan'ın ortaya koyduğu irade doğrultusunda ilerliyor...
İlk meyveler de dün alındı.
Kimisi 19, kimisi de 20 aydır terör örgütünün elinde olan 8 kamu görevlisi serbest bırakıldı. Çok önemli bir dönemeç, kazasız belasız atlatıldı.

* * *
Oysa, bir ara son derece olumsuz mesajlar veriliyordu. Kandil'deki terör örgütünün önde gelen isimleri, kendilerine yakın internet sitelerine açıklamalar yapıyordu:
- Kim kimin güvenliğini sağlayacak? Kim geri çekilecek?
Çekilmesi gereken bölgedeki Türkiye Cumhuriyeti Ordusudur.
Buna rağmen, Öcalan'ın dediği oldu.
Böylesine sert açıklamalar yapanlar, onun çizdiği yolda ilerlemek zorunda kaldı.
Peki ne değişti?
Aslında hiçbir şey değişmedi. Kandil ve uzantıları, gerçeklerle karşı karşıya kaldılar.
Atılan adımların geniş kitleler tarafından desteklendiğini gördüler. Sürecin önünde durduklarında taban kaybedeceklerini gerçeği ile karşı karşıya kaldılar.
Bir başka ifade ile başka çıkış yolu olmadığını gördüler. Teslim olmak zorunda kaldılar. En azından şimdilik!
İlk raundu Öcalan kazandı.

* * *
Belki İstanbul ve Ankara gibi merkezlerden çok fazla görünmüyor; ancak bölgede "çözümden" yana güçlü bir irade var. Bu irade, terör örgütünün üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallanıyor.
Bölgede yıllardır süren terör, herkesi bezdirmiş durumda. Terör örgütüne diş bileyenler de, terör örgütüne sempati ile bakanlar da "yeter" diyor:
- Artık bu işe nokta konulmasının zamanı geldi.
Dün, Star Gazetesi'nde ilginç bir haber yer aldı. Halk üzerinde büyük ağırlıkları olan dini önderlerin görüşleri alınmıştı...
Kimi, "Millet artık uyandı" yorumunu yapıyordu.
Kimisi, "30 yıllık dualarımız kabul oldu" diyordu.
Kimi de "Şiddet ve silaha son verilmesi" arzusunu ortaya koyuyordu...
Onlar da aynı noktada birleşiyordu.
Bölgenin yapısı dikkate alındığında, bunlar sürecin üzerinde etkili olan son derece önemli açıklama ve çıkışlar!

* * *
Bir süre önce TRT Haber'de yaptığım İnce Çizgi Programı'nda, bölgenin sosyolojik bir gerçeği olan aşiret liderlerini buluşturdum. Aynı güçlü irade orada da ortaya çıktı...
Kürt asıllı aşiretlerin önde gelenleri gibi Türkmenlerin oluşturduğu aşiret reisleri de sürece net destek verdi. Özellikle iki noktanın altı çizildi:
1) Biz burada iç içe yaşıyoruz.
Aramızda hiçbir sorun yok.
2) Türküyle Kürdüyle kan dökülmesini istemiyoruz.
İşte, ortaya konulan bu irade, silahlı terör örgütü militanlarının ülkeyi terk etmesinden yana tavrını koyan Abdullah Öcalan'ın elini güçlendiriyor. Mevcut tablonun devamından yana olan terör baronlarının da önünü tıkıyor.
Bölgedeki mevcut yapı, başlatılan sürecin sürdürülmesi açısından oldukça müsait!

* * *
Yapılan çalışmalar, ilk olumlu meyvelerini verdi. Ancak, Türkiye daha yolun başında. Elbette terör baronları teslim olmayacaklar. Doğal olarak "Tamam buraya kararmış" diyerek ipin ucunu bırakmayacaklar.
Önümüzdeki günlerde de çatlak sesler çıkacak. Süreci sabote etmek için çeşitli eylemler yapılacak. Ancak, şimdiden şunu söylemek mümkün:
Bölgede halk desteğini arkasına kim alırsa, o kazanacak!