Tarihi 30 Kasım 2012

CHP paramparça ve karmakarışık

Olmadı, CHP bir türlü durulmadı.
Kılıçdaroğlu, partide birliği ve uyumu sağlayamadı. Ana Muhalefet Partisi, her kafadan ayrı bir ses çıkan, çelişkiler içinde kıvranan, hangi konuda ne düşündüğü belli olmayan bir yapı haline geldi.
Bir parti yöneticisi açıklama yapıyor, diğeri tam tersini söylüyor. Partinin yetkili kurulları karar alıyor, bazıları hiç sallamıyor. Toplantılar yapılıyor, birbirine taban tabana zıt görüşler ortaya atılıyor. Garip görüntü devam edip gidiyor...
CHP, geçtiğimiz günlerde "kapalı" bir grup toplantısı yaptı. Mahkemelerde Kürtçe savunma yapılmasına ilişkin düzenleme tartışıldı. Sert tepkiler ortaya çıktı...
Kimi "Böyle bir düzenleme Anayasa'ya aykırıdır" dedi. Kimisi de "Yargılama dilini anlamadığı için mahkemelerde savunmasını yapamayan mı var?
Konunun bireysel haklarla ilgisi yoktur.
Bu kolektif bir siyasi taleptir"
görüşünü savundu.
Sonunda düzenlemeye destek verilmemesi kararlaştırıldı.
Buna karşılık, alınan karara meydan okuyanlar çıktı. Genel Başkan Yardımcısı Binnaz Toprak, kendine iş edindi. Adalet Komisyonu üyesi olmamasına rağmen, komisyon toplantısına katıldı. Üstüne bir de konuşma yaptı:
- Ana dilde savunma Anayasa'ya aykırı değildir.
Parti görüşüne aykırı bir tutum içine girdi. Bu kadarla da kalmadı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve Adıyaman Milletvekili Salih Fırat da aynı tutumu sergilediler.

* * *
İlginçtir, partinin önemli konuları tartıştığı "kapalı grup toplantısını" ciddiye almayıp katılmayan milletvekilleri oldu. Bu toplantıyı "saçmalık" olarak değerlendirenler çıktı.
Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, toplantı için "Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok" dedi.
CHP, anayasa değişikliği konusunda da şaşkın bir tutum izledi...
Anayasa değişikliği ile ilgili olarak hazırlanan ilk teklifte, milletvekili yemini sırasında halen kullanılan "Türk Milleti" ifadesi yer almadı.
Sonra ne olduysa oldu!..
Yeni bir metin ortaya çıktı. Bu defa milletvekili yemininin içine "Türk Milleti" ifadesinin konulduğu görüldü.

* * *
CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven, Buca'da çarşaflı bir bayana parti rozeti taktı...
Parti içinde tartışmalar başladı. Kimi "Çok iyi oldu" diyerek destekledi. Kimi de "Böyle rezalet olmaz" tepkisini verdi.
Görüldü ki, CHP'de "laiklik" kavramı üzerinde bile bir uzlaşı yok.
Hülya Güven, daha önce Mardin'de PKK'lı teröristlere "şehit" demişti. Sarf ettiği bu sözler de partiyi karıştırmıştı. CHP içinden sert tepkiler yükselmişti.

* * *
CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, bir basın toplantısı yaptı. Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek olan okullardaki kıyafet serbestisini eleştirdi. Bu uygulamanın yürürlükteki kanunlara aykırı olduğunu iddia etti ve "laiklik adına kaygı duyduklarını" söyledi.
Bazı CHP'liler ağız eğdi!
Bu açıklamanın hemen ardından bir başka Genel Başkan Yardımcısı olan Gürsel Tekin, CNN Türk'e bağlandı. Okullarda uygulanacak "kıyafet serbestliğini" destekledi. Devam edip, pek çok CHP'linin tepki gösterdiği "çarşaflı bayana rozet" takılmasına da olumlu bir yaklaşım gösterdi.

* * *
CHP
'nin eski ve yeni yöneticileri ile milletvekilleri Samsun eski milletvekili Suat Binici'nin oğlunun nikâh törenine katılılar.
Deniz Baykal, Haluk Koç, Eşref Erdem, Yıldıray Sapan, Osman Kaptan, Arif Bulut, Yılmaz Ateş, Hakkı Suha Okay, Metin Lütfü Baydar gibi isimler bir araya geldi.
Samsun'daki parti tabanından hep aynı eleştirileri aldılar. Kimi, CHP'deki "uç söylemleri" yerden yere vurdu.
Kimisi partinin "ikircikli tutumunu" ve "çelişkilerini" eleştirdi. Kimi de "Bu nasıl parti, CHP'nin şu anda bir duruşu yok" dedi.
Görüldü ki, taban hayli rahatsız!
Bu rahatsızlık, "yeni isim" arayışlarının da artık açıktan dillendirilmesine yol açıyor.
Baykal, bilgisi ve birikimi ile takdir ediliyor;
Kılıçdaroğlu ile kıyaslanmıyor bile. Ancak, "Gelsin, kurtarsın" diyen de yok. CHP'de Kılıçdaroğlu alabildiğine tartışılsa da şimdilik yerine konulacak isim bulunamıyor.