Tarihi 25 Ocak 2011

Maalesef eşekler başkentsiz

"a,b,c" diyoruz… "e,f,g" diyoruz. "ç"yi atlıyoruz.
Adam yerine koymuyoruz yani. İşte dizi yapımcıları "ç"ye yapılan bu saygısızlığın intikamını almak için adını koymuşlar "Behzat Ç" diye.
Üç kişi yakalanmış. Gazetede isimleri vardı. Erhan Ç. Orhan Ç. ve Hüseyin Ç. diye… Üçü de dolandırıcıymış… Camide zengin adam gözlerine kestiriyorlarmış.
Sonra biri yanında namaza duruyormuş. Bir ara kulağına eğilip "Evladım ben Hızır Aleyhisselam'ım" diyormuş.
Adam dona kılıyormuş.
Heyecandan kalbi duracak gibi oluyormuş.
Sahte peygamber devam ediyormuş "Yavrucuğum senin adağın varmış. Yerine getirmemişsin" diye… Şöyle bir düşününce bu hayatta hemen herkesin adağı vardır gibime geliyor zaten.
Yani tutturmamak hemen hemen mümkün değil.
Sonra bizim dolandırıcı devam ediyormuş. "Şu kadar para ver ben halledeyim adağını" diye… Tabii olay burada bitmiyor.
Ardından "Seni İlyas Peygamber ile tanıştırayım ver şu kadar para, İdris Aleyhisselam da şu kadara yanında olacak vs." muhabbetleri. Ç kardeşlerin üçü de çıkıyormuş ruhani kimliklerle kurbanın karşısına.
Milyon euro dolandırdıkları oluyormuş.
Hiç düşünmezler mi diye kendi kendime sordum. Yahu Hızır Aleyhisselam da, İdris ve İlyas Peygamberler de ne yapacaklar idi parayı?.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşla muhabbet ediyorduk.
O da Karacaahmet mezarlığında karşılaşmış böyle biriyle. "Hızır Aleyhisselamım" diyen adama 100 lira kaptırmış. Kabristanlarda bolca varmış bunlardan.
Televizyon habercileri şöyle bir gezse müthiş "Stan-up"lar çıkacak mezarlıklardan… Bir televizyoncu arkadaşımız da kefen giyip tabuta girerek haber anonsu yapmıştı.
Belediye'den çalınan 21 bin kefenin haberini yapmak için… Takma dişi hastanede çalınanı da görmüştük Esra Erol'un İzdivac programında.
Ancak 21 bin kefeni kim neden çalar diye şöyle bir düşündüm?
Birileri toplu ölümler mi bekliyordu o dönemde, ama ne?
Kefen çalıp satarak geçinenler bile var bu ülkede… Yıllar önce de yine tv haberlerinde iz bırakmıştı bir olay beynimizde. Çeşme Eşek adasından yapılan bir haberdi bu.
Köylüler eşekler yaşlanınca bu adaya bırakıyor malum. Ondan Eşek adası denmiş.
Üçkağıtçılar da bu adaya dadanıp gece yaşlı eşekleri kaçırıyorlar… Sonra vatandaşa yediriyorlardı.
İşte o dönemde Çeşme Belediye Başkanı dünya devletlerine mektup yazmıştı. Her ülkeden bir eşek istemişti. "Bu adayı dünya eşeklerinin başkenti yapacağız" diye… Ancak hiçbir ülkeden eşek gönderen çıkmamış… "Dünya eşeklerini gece kaçırır, kesip kesip satanlar çıkar" mı diye bilemiyorum..
Maalesef dünya eşekleri hala başkentsiz… Bu ülkede "ç" ye olduğu kadar "ş" ye de ayıp ediyoruz bu arada… Yumuşak g'den hiç bahsetmeyeceğim… İyi ki Q'muz da yok yani…