Tarihi 16 Ocak 2011

"Ne yani Emin darbe mi yapalım?"

NTV'de Banu Güven hanım konuğuna soru yöneltiyor…
Misafiri cevap vermek için ağzını açıyor…
Banu Güven "Tamam ama" diyerek söze girip bir başka suale geçiyor.
Misafir tam cevap verecek Banu Hanım yine dalıyor, cevabı kendi veriyor. Yorum yapıyor, görüşlerini açıklıyor, başka soruya geçiyor.
Cevap verdirmeden bir başkasına…
Sonra bir başkasına…
Bir daha…
Bir daha…
Belli ki dolmuş…
Neden, niçin gaza geldi perde arkasını bilemiyoruz.
Sonuçta NTV'nin tarzı hepimizce malum…
Can Dündar'ın beyefendiliğinde bir kanal orası…
Misafirleri en iyi şekilde ağırlayan imajıyla tanınıyor.
Zaten başında da yıllarca birlikte çalıştığımız, çiçek gibi bir adam, kibar ötesi sevgili Ömer Özgüner var…
Banu GüveNTV mi orası diyesi geliyor insanın tüm bu gerçekleri görerek…
Yoksa NTV Banu Güvenmetv mi oldu?...
Yeni bir tarz mı hayata geçiriliyo?
Bilemiyorum…
Ertuğrul Özkök'ü izledim önceki akşam Ülke tv'de…
Ahmet Kekeç ve Şamil Tayyar en uç soruları yönelttiler… Ancak Özkök her suale uzun uzun cevaplar verdi…
Belki de bugüne kadar kızan, öfke duyanlar sempatiyle izledi Özkök'ü…
Bazı sorulardan kıvrak zekasıyla ustaca kaçsa da, ilk defa bu kadar geniş ve net bir şekilde kendini anlatan, ifade eden bir Özkök gördüm karşımda…
Neden fırıldak ruhlu olduğunu bile izah edebildi seyirciye…
Ülke tv, konuğunu çok güzel ağırladı…
Oradaki arkadaşlardan rica ediyorum, programı CD yaptırıp Banu Güven hanımefendiye göndersinler…
Yardımcı olmak lazım kıza…
Gelelim nehir kenarında olmayı aylaklık olarak değerlendiren, kendisiyle de dalga geçebilme ruhundaki Ertuğrul Özkök'e…
O kadar çok şey anlattı ki…
Beğenir veya beğenmezsiniz.
Ancak tarihe ışık tutacak itiraflar ve bilgiler vardı satır aralarında…
Ahmet Kaya için attığı manşetin verdiği büyük pişmanlık…
12 Eylül öncesi yaşadığı ölüm korkuları, geçirdiği depresyon…
"28 Şubat'ta Erbakan değil Çiller'di hedefimiz.
Çünkü bize çok kötülükler yaptı. Teşvikler-meşvikler diye."
şeklinde gelen cümleler.
Gerçekten o günleri hatırlıyorum. Sincan'da tanklar yürümeden önce Tansu Çiller meydanlarda seçim otobüslerinde bağırıyordu.
Doğan grubunun devlettten aldığını iddia ettiği teşvikleri açıklıyordu. Elindeki belgeleri sallayarak halka açıyordu.
Hatta Aydın Doğan'ın Hürriyet'i 100 milyon dolara satın aldığı gün, hesabına hangi büyük holdingten kaç para yatırıldığı yolunda iddialar ortaya atıyordu…
Hem de elinde banka dekontları sallayarak… Müthiş bir savaştı o günler…
En ilginç konulardan biri de o zamanın güçlü ismi Çevik Bir Paşa ile yapılan görüşmeydi. "Tufan Türenç de vardı yanımızda. Emin Çölaşan 'Neden hala duruyorsunuz Paşam' diye sordu. Çevik Bir Paşa "Ne yani darbe mi Emin " cevabını verdi"…
Böyle de bir iddiada bulundu Özkök… Çölaşan darbe çağrısı mı yapmıştı yani?.
Pek anlayamadım.
Maalesef Ahmet Kekeç ve Şamil Tayyar da kaçırdılar, atladılar bu cümleyi…
Ertuğrul Özkök nehir kenarından yazarsa tam ne demek istediğini çok sevinirim…
Biz de oturup burada mevzuyu anlayalım.
Ama yanlış anlamayalım…