ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 18 Mayıs 2013

Samatya'nın kolluk kuvvetleri

Bilin bakayım bu yazımı nereden yazıyorum? Valla bildiniz, Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 20 No'lu hasta yatağından.
Bizim 'batın' mahallesinin eskilerinden safrakesesi, yan komşusu karaciğere baskı yapmış, o da beyaz ciğerlere doğru bir hamle... Ama çıban başı safra kesesi olunca, hastanenin kolluk kuvvetlerinden müdahale bizzat kendisine geldi.
Yok öyle biber gazı kullanmadılar.
Sadece 'işbirlikçi' bendenizi (ne de olsa, organı bu hale koyan benim) masaya yatırıp bir güzel lokal anestezi yaptılar ve 'azılı' kese efendiyi uyardılar. Şimdi içinden doğru çıkan bir direnle, afrasını safrasını boşaltması bekleniyor. Böylece artık sağa sola sataşıp olay da çıkaramayacakmış.
Suça teşvikten hükümlü bendenizse, bu yüzden bir müddet daha karnımda kablolarla dolaşmak zorundayım. Siz buna ister ayağa takılmış prangayla ev hepsi deyin, ister gevşetilmiş F tipi mahkumiyet; sonuçta açıkça hürriyetim kısıtlanmış bulunuyor. Ama daha kötüsü de olabilirdi.
Misal 'örgüt kurmaktan ve yönetmekten' sonsuza kadar hüküm giyebilirdim! Ne de olsa 'toplu organ' başkaldırısına sebep teşkil etmiş biriyim bu güne bu gün.
Teşekkür etmeyi bilmek ise boyun borcu.
Beni ve çılgın organlarımı hizaya sokan operasyonu başarıyla düzenleyen, başta Dr. Mehmet Emin Pişkinkaya ve müstesna ekibine gerçekten gönül dolusu teşekkürler...
Peki kimler onlar?
Adını ve görevini yazmamı istemeyen, hastanenin 'Best boy'u ilan ettiğim çalışkan arkadaşım...
Havadan sudan, biraz da futboldan konuşarak beni ameliyat eden Doçent Dr. Özgür Kılıçkesmez...
Nişanlanarak, hastanenin tüm bekar kızlarını gözyaşına boğan yakışıklı genç doktor Tuncer Şak...
Florans Naytingel hemşireyi tarihe gömen Esra, Halime ve Gülefir...
Hastabakıcılar, yemekçiler, temizlikçiler...
Ve elbette bu personele örnek olan ve yüreklendiren hastane yöneticisi Doçent Dr. Özgür Yiğit hocamız... 10 yıldır işine saat 6.00'da gelip, en geç de o çıkıyormuş.
Diğer SSK'ları bırakıp burada izdiham yaratmayın ama Özgür bey hastaneyi 5 yıldız konforla buluşturmuş, bilesiniz.
Bir de, detay gibi görünse de o göstermelik galoş belası yoktu ya, en çok buna sevindim. Onun yerine, seyyar paspasçılar her daim yerleri siliyorlar, olup bitiyor. (Galoşa niye mi taktım? Siz bu şiş karınla girin kuyruğa ve bir ayağınız havada, artık kimin neresine yapışacaksanız dengede durun ve o esnada da pabucunuzu poşete sokmaya çalışın! Efendim? Yanınızdaki beyefendi can havliyle haykırıyor mu?
Buyurun işte, biz de onu anlatmaya çalışıyoruz.) Latife bir yana çok önemli bir de not iletmek istiyorum yetkililere. Ameliyatımı yapan Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doçent Dr. Özgür Kılıçkesmez hocamızın bir arzusu bu. Özgür bey birime, donanımlı bir Anjiyo Ünitesi kurmak istiyor! "Çok önemli adımlar atılacak o zaman" diyor, gözleri parlayarak.
Zaten bu yazıyı da biraz bunun için kaleme aldım; İşini bu kadar çok seven insanlar adına...
Not; "Abi amma da övdün, sanki babanın hastanesi" derseniz, cevabım; "Doğrudur, Samatya SSK, babam Dr.
İlhami Uskan
'ın kurduğu bir hastane!"
Rahmetli, 1966 yılında, bir sürü meslektaşının doktorluk yapmak için sıraya girdiği hastanenin yapılanmasına ön ayak olmuş biri.

* * *
NEDEN SSK?
"Hayret bi şi yaa, koskoca arda Uskan Abim gidemedi mi bir özel hastaneye?" Suali soran, dönüşte bindiğimiz taksinin şoförü. Nedense çok bozuldu benim devlet hastanesini tercih etmeme. Cevabı yengesi verdi tabii; "Bir kere bedava. Hem benim kocam para mı saçıyor?
Üstelik özel hastane doktorunun elinden günde 1 tane safrakesesi geçiyor, burada nereden baksan 30 tane. Tecrübeli adamlar!"
Özeli, devleti tüm hastaneler bizlere gerekli. Ama benim hanım da haklı biraz.
Gerçekten de, personel dahil 10.000 kişilik bir sirkülasyona sahip Samatya Araştırma Hastanesi... Bilmem aynı anlama gelir mi?