ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 30 Mayıs 2012

Erdal Şafak'ı yanlış anlamak!

Şafak bir önceki köşe yazısında demiş ki, "Sabah'ta bu gün yine yığınla özel haber var. Tek tek saymayayım, nasıl olsa sayfaları çevirdikçe görecek ve keyifle okuyacaksınız!"
Ben de dedim ki, 'Demek ki bu gün biraz iç açıcı konulara şenlenecek gönlüm!' Ayrıca merak ettim, "Kabus dolu günlerde keyifle okunacak ne gibi olaylara şahit oldu acaba?" Bir heves açtım okudum. Ama ne gezer? Şimdi size keyifle okumam gereken haberleri sıralıyorum. İlki,'AK Parti Şırnak İl Başkan Yardımcısı Ali Kılınç'a yapılan suikast!' İkincisi, 'Pınarbaşı bombalı saldırısıyla' ilgili... Üçüncüsü de 'Sağlık terörü' yazı dizisi!
Elbette her biri derin araştırmalar gerektiren, titizlikle hazırlanmış haberler. Üstelik bunları diğer gazetelerde bulamazsınız. Adı üstünde; Özel haber. Ama Erdal Şafak ilk cümlesinde 'Keyifle okuyacaksınız' deyince ve sonra da bu vahim olaylar peş peşe sıralanınca insan tuhaf şeyler düşünüyor.
Sonra da düşündüğünden utanıyor. Üstelik de sade bir vatandaş okur olmayıp, gazeteciysen. Buradaki 'keyif' sözcüğünün haberin içeriği ile ilgili olmayıp, yapılan işi kastettiğini anladığında örneğin. Daha doğrusu anladığında değil, hatırladığında... Çünkü Yıllar önce biz de Nokta Dergisi'nde böyle 'kendi gündemini kendi oluşturan' özel haberler yapardık. Hem de nasıl bir mutlulukla. Bu bazen 'İşkenceci polis' olurdu, bazen bir bebeğin ölümü... Ama niye yalan söyleyeyim keyif duyardık hepsinden. Ama burada duyulan haz, sadece bir işi kotarmanın hazzıdır yoksa dediğim gibi konunun içeriği ile yakından, uzaktan alakası yoktur. Bu yüzden bir yazar, yazıda anlatılan istediği kadar kan ve gözyaşı olsun 'keyifle' de okunacağına inanır.
Şafak'ın yaptığı da bu. Titizlikle yapılmış özel haberlere devam etmek.

* * *
KÜRTAJ'LA İLGİLİ BİR YAZI...
Aslında ben yazmadım ama anlatılan 'olayı' bire bir yaşadım.
Size o yazının bir bölümünü aktarıyorum. Gerisini farklıhaber8.com'da Selda'nın köşesinden okuyabilirsiniz.
İşte size kürtajın yasaklanmasa bile en sıkı şekilde denetlenmesini şart koşan bir olay... "...Kucağıma ilk aldığımda, 'Bundan önce boşuna gözyaşı dökmüşüm, esas aşk buymuş' dediğim oğlum, kısırlık korkumun da sonu olmuştu.
Bana sorsalardı anneannem gibi çok doğururdum. Ama kocayla, nüfus patlamasına sebep olmamak ve çalışıp aile bütçesine katkıda bulunmak için tek çocukta karar kıldık. Meğer kılınan kararla iş bitmezmiş, ya korunacak ya da 'gönüllerimize' hakim olacakmışız.
Kocamla ben, iki salak, ikisini de ihmal edince, oğlana bir kardeş gelme durumu hasıl oldu.
Hemen doğurmaya yeltendim ve ara bezlerini dikmeye başladım.
Ama "kocam olacak herif..."
Buraya aslında tam da böyle bir cümle yakışır ama neyse...
Kocam olacak beyefendi, gece hayatının sekteye uğramasından korktuğundan, ben kendimi Güzel Bahçe kliniğinde, ayaklarımı sapan şeklinde açmış, doktorun karşısında yatar buldum. Doktor dedimse lafın gelişi; o gün yaşadığım şokun etkisiyle, daha başka bir unvan bulamadığım için...
Aynı gün aynı hastanede aynı doktor, Perihan Savaş'a doğum yaptırıyordu. Benim işim de en fazla 30 dakika sürecekti.
Overlokçu kadınlar bu işi neredeyse ayakta yaptırıp makine başına dönmüyorlar mıydı? Ama kör talih burada da karşıma çıkmış ve rahmimi delmişti.
Rahmimi delenin o takma gözlü talih olmayıp, nedense soyadını sık sık değiştiren doktor Cevdet olduğunu çok sonra öğrendim. Yaşı büyükler hatırlar, 'Kürtajlarda ve erken doğumlardaki çocuk bedenlerini alıp kavanozda saklayan ünlü bir doktorun yargılanma davası ve bu çocuk ceninlerinin bir hastane bahçesinden, gömülü olduğu yerden çıkarılma görüntülerini yani... Bu bey işte bu olaydan hüküm giymiş meğerse..."
Dedim ya olayın şahidi benim. Kürtaj olan ve doğurma yetisini kaybeden karımdı, aldırdığımız da benim çocuğum.
Bu yüzden bu tür operasyonlar yasaklanmasa bile ehil ve vicdanlı ellere bırakılmalı mutlaka.