ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 21 Ekim 2010

Bu nefrete, çüş demek bile az gelir!

Başlıktaki yakışısıksız sözcük için pardon, binlerce pardon.
Ama Pazar günü İstiklal Caddesi'nde yaşanan olay karşısında aklımdan geçenler yanında inanın bu en hafifi. Neydi olay ?
Birkaç ÖDP'li caddede kendi halinde yürüyüş yapıyordu. Derken karşılarına Kasımpaşa maçı için İstanbul'a gelen Trabzonlu fanatikler çıktı. Ve bu 'sporseverler' tarafından insanlık dışı bir saldırı başladı.
Taşlar, sopalar, yumruklarla ortalık bir anda vandallar cehennemine dönüverdi. Aslında döner bıçaklı futbol fanatiklerini kabullenmiş bir ülkenin evladı olarak bunu normal görebiliriz.
Ama saldırı ne Galatasaray ne Fener taraftarına. Bu kez hedef, futboldan bi haber partili bir guruba. Adamların böğürdüğü slogana gelince, işte bu yazının nedeni ; 'Oley Ogün Samast Oley !' Ogün Samast kim, kendi takımlarının bir futbolcusu mu acaba ? Peki neden İstiklal Caddesi'nde tezahürat yapıyorlar? Bu salak sorularımın cevabını hepimiz biliyoruz ; Ogün Samast, sadece Hrant Dink'in katili.
***

Onlar haykırırken düşünüyorum, Buralara mı geldik hakikaten ? Türkiye'nin en büyük kentlerinden birinin futbol takımı taraftarları, bir vatandaşımızın katiline tempo tutacak, bir cinayeti lanetlemek yerine onu bayrak yapıp taşıyacaklar mıydı?
Bir başka sor. Bu korkunç olay neden hiç bir gazetenin manşetinde yer almadı? Ve en önemlisini sona sakladım; Bu nefreti kim büyüttü de bu ülkenin çocukları arasına kim saldı? Bu soruların yanıtlarını onlar versin diyeceğim ama eminim 'onlar' da bir köşede pis pis sırıtıp ellerini ovuşturuyorlardır.

* * *

ERKEK DEDİĞİN O GARİP İNSAN TÜRÜ

Artık kendi türümün 'bilumum çeşidini' kanıksamaya başlamış, "Galiba artık bu kadarız" derken, yeni bir olay; insanlığın en garip 'üretiminden' biri olan erkeğin daha pek çok çeşidi olduğunu ispatlayıverdi. Bugüne kadar bizim tür bilirsiniz ikiye ayrılırdı. Normaller ve 'diğerleri.' Normaller dediğimiz sen ben gibi çoğunluk. Yani silik sıradan erkekler. Diğerleri ise adı üstünde rengarenk! Örneği; 'Namus bekçileri' 'Maçolar', 'İftiraya uğrayanlar', 'İş adamı kılıklılar' ve 'Playboylar.' Halkımız doğal olarak bunları medyaya yansıyan halleri ile tanıdı. Örneğin 'maçoman' deyince, rol model olarak Kadir abimiz ile İbrahim abimizi bildik.
Unutmak mümkün mü İbrahim Tatlıses'in şu cümlesini; 'Kadınlar isot gibidir, insanın yedikçe yiyeceği gelir.' Aynı çevrenin kızları da hemen erkek tarifi geliştirdilerdi; Şebnem Özinal mesela, 'Erkek asla yemeğe doyamayacağım kestane şekeri gibidir !' Tuba Özay 'Yok elma şekeridir' diyerek bu tatlı muhabbete ortak olmuştu. Ama İbrahim abi, Asena'yı kemaraların önünde dövünce bu tartışmaya da son nokta konmuş oldu.
***

Uzattım ama konu 'bizimkiler' olunca kendimi tutamıyorum.
Erkek türünün çeşitleri diyorduk ya, bir yenisini bu gözler geçen gece ekranlarda bizat gördü.
Ülkemizin en en en saygın, hayırsever bir iş adamıydı kendileri. Kızılay'a 1,5 trilyonluk bağış yapan 65 yaşındaki Hakkı Keleşoğlu düzenlenen törende birden kameraların karşısına geçip şunları söyledi; "Genç karımın güzel bacaklarının fotoğrafını çekmeyin..."
***

Haydaaa...Haydaaa'nın gerisi şu şekilde; "Eşim bana bir başka törende gazeteciler tarafından kendisinin güzel bacaklarının çekildiğini çıtlattı. Şimdi alttan değil üsten çeksinler dedi." Bu arada hanımın eteği zaten dizinden 30 santim aşağıda. Ama yardımseverimizin eli sürekli kadının eteğinde. Rahmetli babaannem derdi ki, 'İnsanın en büyük varlığı aklıdır!' Bu arada hanımefendinin gözlerinden saklayamadığı bir şaşkınlık okunuyordu. Bu olayla kısaca, erkeğin yaşının başının, fakirinin zengininin önemli olmadığını bir kez daha anladık; Mühim olan çeşidi. Siz şimdi Hakkı Bey'i benim gibi sıradan ve sümsük o yığının içine mi koyarsınız, yoksa hangi sınıfa sokarsınız düşünedurun, ben gidip bizim hanımın eteğini bir çekiştireyim istiyorum.