Hadi ipucu sorusu 17 Haziran: Tiran, Minsk ve Lublyana hangi kıtada yer alıyor?

Hadi ipucu sorusu yayınlandı. 20.30'da başlayacak yarışma için ipucu sorusunu instagram hesabından duyuran Hadi ekibi yaptığı açıklamada, sorunun ülkeler ve başkentlerinden geldiğini duyurdu. Peki, Hadi ipucu sorusu olan Tiran, Minsk ve Lublyana hangi kıtada yer alıyor? İşte 17 Haziran Hadi ipucu sorusu ve cevabı...

Giriş Tarihi 17 Haziran 2019, 17:54 Güncelleme 17 Haziran 2019, 17:59
Hadi ipucu sorusu 17 Haziran: Tiran, Minsk ve Lublyana hangi kıtada yer alıyor?

İÇİNDEKİLER

Hadi ipucu sorusu için bekleyiş sona erdi. Haftaiçi 12.30 ve 20.30'da, haftasonu ise 20.30'da yapılan Hadi canlı mobil bilgi yarışmasının bugünkü 20.30 yarışması için ipucu sorusu paylaşıldı. İpucu sorusu ülkeler ve başkentlerinden geliyor. Peki, Tiran, Minsk ve Lublyana hangi kıtada yer alıyor? İşte 17 Haziran Hadi ipucu sorusu ve cevabı...

HADİ İPUCU SORUSU (17 HAZİRAN 2019)

Hadi tarafından yapılan açıklamada, "Sendromsuz Pazartesi bugün 20:30'da! Bugünkü ipucumuz ise ülkeler ve başkentlerinden geliyor sevgili hadiciler. Tiran, Minsk ve Lublyana gibi şehirlerin hangi kıtada yer alan başkentler olduğunu biliyor musunuz?" denildi.

İşte cevabı...

SORU: Tiran, Minsk ve Lublyana hangi kıtada yer alıyor?

CEVAP: AVRUPA KITASI

Tiran (Arnavutluk), Minsk (Beyaz Rusya), Lublyana (Slovenya)

AVRUPA KITASI

Avrupa, Afrika'nın kuzeyinde, Asya'nın batısında ve Atlas Okyanusu'nun doğusunda bulunan, yarımada şeklindeki kıta. Dünyanın en küçük ikinci kıtasıdır.

Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib),güneşin battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlara geçen bu ad, Yunancada Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.

Ayrıca mitolojide Finike kralı Agenar ile Telepassa'nın kızının adıdır. Boğa şekline giren Zeus tarafından İda'ya kaçırılmış, Zeus'tan Minos, Sarppedon ve Rhadamnthys isminde üç oğlu olmuştur, adı bu yarımadaya verilmiştir.

TARİHİ

Öteden beri büyük krallık ve imparatorluklara beşiklik yapmış bu yarımada, endüstri devriminden sonra da gelişmişliğini korumuş ve diğer tüm kıtalara göre endüstrileşmesini kısa sürede tamamlamıştır.

Avrupa'nın önemi, konumu, yüz ölçümü, doğal kaynakları, nüfusu ve fiziki özelliklerinden değil sahip olduğu insan kaynağı ve onun niteliklerinden ileri gelmektedir. İyi eğitilmiş insanlardan oluşan nüfus, bilim ve teknolojide göstermiş olduğu ilerlemeler sayesinde ekonomik yönden de gelişmiş ve yüksek bir hayat standardına ulaşmıştır. Doğal kaynakları görece az olan Avrupa, bu gelişmesini tamamen eğitimli insan kaynağına ve sömürgecilik sisteminin kazanımlarına borçludur. Günümüzde dünyanın en büyük güç odağı olan ABD'nin halkı da büyük oranda Avrupa kökenlidir. Ayrıca bilimsel ve teknolojik gelişmelerin kilometre taşları olan önemli buluşların çoğu da Avrupalılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Avrupa ülkelerinin her yönden birleşmesini amaçlayan ve bu yolda önemli aşamalar gerçekleştiren Avrupa Birliği, Avrupa'nın yeryüzündeki gücünü ve önemini daha da artırmaktadır.

1990 yılına kadar (Soğuk Savaş'ın bitimi) Avrupa'da birbirinden farklı siyasal ve ekonomik sistemler ve bunların temsilcilerinden oluşan bloklar mevcuttu. Bunlardan biri, şimdi de mevcut olan çok partili demokratik sistemi ve serbest piyasa ekonomisini uygulayan Batı Bloku, diğeri ise tek partili sosyalist siyasal sistemle ekonomiyi uygulayan Doğu Bloku'ydu. Ancak Doğu Bloku'nun lideri olan SSCB'nin ekonomik ve siyasal sisteminin iflas etmesiyle doğu bloğu da çökmüştür. Eski Doğu Bloku ülkeleri, ekonomik ve siyasal sistem olarak Batı Bloku'na yakınlaşma yolunda önemli adımlar atmışlardır. Çok partili demokratik sisteme ve serbest pazar ekonomisine geçiş yapmanın sancıları büyük oranda atlatılmıştır. Avrupa Birliği'ne yapılan başvurular olumlu karşılanmış ve başvuran ülkeler ile AB arasında uyum çalışmaları sürdürülmektedir. Doğu Bloku'nun askeri örgütü olan Varşova Paktı da dağıtılmış ve eski Doğu Bloku ülkeleri, Batı Avrupa'nın askeri örgütü olan NATO'ya girmek için başvuruda bulunmuşlar, bu konuda önemli gelişmeler sağlamışlardır. Böylece Avrupa'da 1990 öncesinin askeri, ekonomik ve siyasi kutuplaşması önemli ölçüde ortadan kalkmıştır.