Cumhurbaşkanı Erdoğan: Başkanın bu hassasiyeti bana göre takdire şayan... Futbolcu da, seyirci de... Olayı hep birlikte düşünmek lazım. Hem şapel hem de sinagog olması, ayrıca mescit bulunması... Seyirci var. İbadetini yapacak. Ama maçı da seyretmek istiyor. Namaz saatine de rastlıyor maç. Böyle bir yer varsa. Mescide iner, namazını kılar. Müslüman için bu... Öbür tarafta, hristiyan veya musevi olanlar var. Futbolcu veya konuklardan... Onlara tahsis edilmiş yerde ibadetini yapıp maçı izleme fırsatı bulur. Maalesef bütün statlarda bu yok. Bu açığı da gidermek lazım. Bazı uluslararası havaalanlarında da bunu görürsün ama birçoğunda da yoktur. Ben hep arkadaşlarıma söylerim. "Bakın, havalimanlarımızda mescitlerimiz muhakkak olmalı. Bunun yanında hristiyan, musevi yolcular da düşünülerek, onlara da ibadetleri için yerler yapılsın." İbadetini yapar veya yapmaz. O bizi ilgilendirmez. O kendi sorunudur. Hep benim örneğim şudur. Kardeşim, Darülaceze'ye git. İçinde mescidi görürsün, hemen yanında şapeli, sinagogu da görürsün. Niye? Sultan Abdülhamit, Darülaceze'yi yaparken sadece müslüman acezelere değil, müslüman olmayan vatandaşlarını da düşünmüş. Orada onlara da bakıyor. Onların da o tür manevi ihtiyaçlarıonı karşılamak için o adımları da atmış. Belediye başkanlığım zamanında Alemdağ'da Darülaceze'nin bir örneğini orada da yaptım. Orada da vardır. Bunları biz yapmamız lazım. Antalya'da, Başbakanlığımın ilk dönemlerinde Dinler Bahçesi yaptık. Orada da var, Belek tarafında. Bunları neden yapıyoruz? Dünyaya bazı mesajlar verelim. Siz her ne kadar bu işlerde dürüst ve samimi değilsiniz de bizim dinimiz bize bunları yapmamızı tavsiye ediyor. Biz de bu tavsiyenin gereğini yerine getiriyoruz.