“Post-Truth”un Türkiye adresi CHP! Sosyal medya kullanıcıları nasıl oyuna geliyor? Yalan siyaseti nasıl dizayn ediliyor?

Oxford sözlüğü tarafından 2016'da yılın kelimesi seçilen “Post Truht” dünya siyasetinin yeni tehlikesi. Çünkü politikanın detaylarından kopuk duygulara yöneldiği ve hakikatlere yönelik argümanların yok sayıldığı bir politik kültürü simgeliyor. Kısaca yalanlar siyasetin kaderini belirliyor. Türkiye’yi hedef alan ve Başkan Recep Erdoğan düşmanlığı üzerinden algı operasyonu yapmaya çalışan kirli odaklar da tam olarak bu yöntemi kullanıyor. CHP, 2019 yerel seçimlerinde Trump ve Cambridge Analytica olayındaki gibi sosyal medya üzerinden vatandaşların kişisel verilerini derleyerek bu yolla kitlesel manipülasyon uyguladı.  CHP, İP, HDP ve bir derecede SP'yi bir araya getiren temel unsur da aynı duyguydu. Ve bu seçim kampanyasının ana odağı olan yalan siyasetine dikkatlerin çekilmesini engelledi. Ama maskeler bir bir düştü. İşte Türkiye’deki “Post Truht” kavramını anlatan A Haber’in analiz haberi…

Son yıllarda dünya siyasetine ve gündemine yön veren yeni bir akım oluştu. Post-Truth ismi verilen ve yalanlar ile duyguların birbirine karıştığı bu akım siyasete de yansıdı.

ABD seçimlerinde Trump'ın kampanyasının temelini oluşturan Post-Truth siyaset anlayışı İBB seçimlerinde de CHP adayı Ekrem İmamoğlu tarafından benimsendi. Gerçeklerin ve doğruların değil; duygu, algı ve hatta yalanların öne çıkarıldığı "Post-Truth" siyaset kültürü nedir? İşte cevabı...

• İBB seçimlerinde "Post-Truth siyaset" gerçeği

Post-Truth siyaset kültürü kapsamında CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun yalanlara dayalı İBB seçim kampanyası