Fahiş fiyatlarla mücadele için etiketler mercek altında

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, fahiş fiyatlarla ilgili 5 zincir marketi işaret ederek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Ticaret Bakanlığı harekete geçti ve müfettişler görevlendirildi. Peki, fahiş fiyata karşı hangi önlemler alınıyor? Ürünlerdeki sözde indirim etiketleri için nasıl bir yol haritası izlenecek? SABAH yazarı Dilek Güngör konuya ilişkin merak edilen soruları yanıtladı.

ABD'deki BM Zirvesi'nin ardından yurda dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, fahiş fiyatlarla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunmuştu.

5 zincir marketin piyasayı altüst ettiğini ifade eden Başkan Erdoğan, "Ağırlıklı olarak iş orada toplanıyor. Bütün üreticiden tüketiciye olan yerde zincir marketlerin buradaki yoğun ürünleri toparlaması… Bu da 5 tane zincir market. Bunlar bütün o ürünü toparlıyor. Bu 5 tane zincir marketin topladığı ürünle piyasalar alt üst oluyor. Bunlar eğer bu noktada daha adil davranırlarsa hem vatandaş uygun fiyatla ürün alabilecektir hem de üretici şu an itibarıyla kazanımını, parasını zamanında alma şansına ulaşacaktır." ifadelerini kullanmıştı.

TİCARET BAKANLIĞI HAREKETE GEÇTİ
Başkan Erdoğan'ın söz konusu açıklamalarının ardından Ticaret Bakanlığı harekete geçti. Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un talimatıyla inceleme yapmak üzere müfettişler görevlendirildi.

Peki, fahiş fiyata karşı ülkemizde ve dünyada ne gibi önlemler alınıyor? Ürünlerdeki sözde indirim etiketleri oyunu için nasıl bir tedbir alınacak? SABAH Gazetesi Yazarı Dilek Güngör, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

"AY SONUNDA REKABET KURULU'NDAN KARAR ÇIKABİLİR"

Fahiş fiyata karşı hangi önlemler alınıyor?
"Piyasadaki fahiş fiyatlarla ilgili hükümet devreye girmiş durumda… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından sonra Ticaret Bakanlığı harekete geçti. Özellikle 5 büyük markette denetimler yapılıyor. Bakanlık, yumurtadan süte, makarnadan pirince, sebze ve meyveden temizlik malzemelerine kadar geniş bir yelpazedeki üründe fahiş fiyat artışı yapılıp yapılmadığının tespiti için Ticaret Müfettişleri gönderdi. Fiyat etiketleri, indirimli ürünler, gramaj oyunlarına bakılıyor. Serbest rekabete ve piyasa koşullarına aykırı hareket ederek tüketicilerin mağduriyetine neden olan varsa tespit edilecek. Rekabet Kurulu'nun perakende sektöründeki 29 teşebbüs ile ilgili soruşturmasında sona gelindi. Market zincirlerinin yazılı savunmaları alındı. 27 Ekim'de sözlü savunmaları istendi.

Ay sonunda Rekabet Kurulu'ndan karar çıkabilir. Perakende sektöründe ilk 4 teşebbüsün sektör içindeki ağırlığı yüzde 26 iken, bu şu anda yüzde 80'i geçmiş durumda… Yerel ve küçük marketler pazar kaybediyor. Soruşturmada zincir marketlerin alıcı gücü kaynaklı haksız rekabet uygulamalarına ilişkin ciddi tespitler yapılmış durumda… Hatta bazı fiyatların ortaklaşa belirlendiğine dair bulgular da var. Marketler çeşitli isimler altında tedarikçilerinden bedeller alıyor. Örneğin, raf bedeli, pazarlama ve promosyon gideri gibi… Ödeme vadeleri uzun… Bu da tedarikçileri yani üreticileri zor duruma sokuyor. Market zincirleri bozulabilir gıdalarda yaptıkları iptallerde bütün riski de üreticinin sırtına yüklüyor. Sözleşmelerde tek taraflı değişiklikler yapıyorlar. Tek ve büyük alıcı oldukları için çoğunlukla ürününü rafa koymak isteyen ya da satmak isteyen üretici bunları mecburen kabul ediyor. Soruşturma sonucu bu alanlarda da birtakım düzenlemeler yapılması beklenebilir. Bu çerçevede, üzerinde çalışılan bir Perakende Yasası var. Raf bedeli alınmaması, vade sürelerinin düşürülmesi, ambalajı aynı ancak gramajı farklı olan ürünlerle ilgili düzenlemeler yapılması planlanıyor. Ayrıca uzun zamandır konuşulan Meclis açıldıktan sonra gündeme gelmesi beklenen Hal Yasası da sorunun çözümünde rol oynayabilir. Hal Yasası ile aracılık maliyetleri düşürülecek.

"TOPYEKUN BİR ŞEKİLDE TEDBİRLER DEVREYE GİRMELİ"
Bugün bir ürünün tarladan sofraya gelinceye kadar yüzde 45'e yakın aracılık maliyeti üzerine ekleniyor. Bunun dışında soğuk hava depoları ya da kamyonlarıyla ürünün taşınması fire kaybını önleyeceği için bu da maliyeti azaltacak bir unsur olacaktır. Tabii, aracılık sisteminin tamamen kalkması finansal anlamda çiftçiyi zor durumda bırakabilir. Bu nedenle şu anda atıl durumda olan kooperatifler ve üretici birlikleri devreye alınacaktır. Bu yasal düzenlemelerin yanı sıra tarımda da politika belirlenmesi gerekiyor. İklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklığa karşı önlemler alınmalı… Tarımda önümüzdeki yıl hangi ürünlerin ne kadar üretileceği, bunun için ne kadar su ve gübre kullanılacağı, ne kadar ihracat-ithalat yapılacağı gibi konuların hepsi planlanmalı… Bu önlemlerin biri olmazsa diğerlerinin de pek anlamı olmaz. O nedenle, topyekün bir şekilde tedbirler devreye girmeli… Aksi takdirde başarılı olunamaz.

"AVRUPA'DA DA PERAKENDE SEKTÖRÜYLE İLGİLİ BİRÇOK KEZ İNCELEME YAPILDI"

Dünyada fahiş fiyata karşı ne gibi önlemler alınıyor?
Türkiye'de denetimler başladığında ya da Rekabet Kurulu devreye girdiğinde herkes 'serbest piyasa müdahale ediliyor' diye yaygara koparıyor. Avrupa'da da perakende sektörüyle ilgili birçok kez inceleme yapıldı. Size birkaç örnek vereyim. Avrupa Komisyonu 2009'da gıda tedarik zincirlerinde haksız ticari uygulamaları tartışmaya açtı. Daha sonra Eylem Planları ve direktifler hazırladı. İngiltere süpermarketlere ilişkin çeşitli sektör araştırmalarını 2000'li yıllarda yaptı. Süpermarketlerin pazar güçlerini kötüye kullandıklarına dair şikayetler üzerine sektör incelemeleri başlattı. Hatta bir Ombudsmanlık Kanunu çıkardı. Cirosu 1 milyar poundu aşan süpermarketlerin tedarilçilerle arasındaki ilişkileri düzenleyen bir kod sistemi geliştirdi. Finlandiya'da da iki zincir marketin pazarın yaklaşık yüzde 80'ini oluşturdukları ve piyasa güçlerini yüksek fiyatları sürdürmek için kullandıkları tespit edildi. Bu nedenle sektör inceleme altına alındı. Keza Slovenya ve Litvanya'da da haksız ticari uygulamalar tespit edildi. Almanya'da yapılan incelemelerde gıda perakendeciliğinde yoğunlaşmanın olduğu, markalı ürünlerin dahi perakendecilerin pazarlık gücü karşısında mağdur olduğu kanaatine vardı. Bu ülkelerde de çeşitli düzenlemeler ve eylem planları devreye girdi.

"50 BİN TL'DEN 500 BİN TL'YE VARAN İDARİ PARA CEZASI UYGULANABİLİYOR"

Ürünlerdeki sözde indirim etiketleri için nasıl bir yol izlenecek?
Marketlerde şimdi denetimler yapılıyor. Etiket fiyatları ile kasa fiyatı arasında fark olup olmadığına bakılıyor. Yapılan indirimlerin tüketiciyi yanıltıcı mı yoksa gerçek indirim mi olduğuna bakılıyor. Tutanaklar tutuluyor. Herhangi bir haksız fiyat artışı olup olmadığını tespit etmek amacıyla 3 ay geriye dönük olarak hem alış fiyatları hem satış fiyatları ile ürünlerin tedarikçilerine ilişkin bilgiler alınıyor. Bunlar değerlendirilip acağız. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na gönderilecek. Haksız olduğu anlaşılırsa 10 bin 910 TL'den 109 bin TL'ye kadar bir idari para cezası var. İndirimli satışlar gerçeği yansıtmıyorsa ona da ayrı cezai işlem uygulanacak. Yasalara göre, stokçuluk faaliyetinde bulunanlara da 50 bin TL'den 500 bin TL'ye varan idari para cezası uygulanabiliyor."

Bunlar da Var
CANLI YAYIN