Bekir Emre: Spor mu, ayak topu mu?

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 25 Şubat 2011 Güncelleme 25 Şubat 2011, 02:09

İÇİNDEKİLER

Bir süre önce dostlarımla tartışırken "Kulüp kimliğini en iyi ortaya koyan, yönetimsel zaaflarını en kısa sürede çözümleyebilen kulübün Fener olduğunu, diğerlerinin de artık alışılmış katkılarıyla(!) şampiyonluğa en yakın aday olduğunu söylemiştim" Galiba zaman beni haklı çıkaracak. Esas merakımı celbeden bir "Anadolu İhtilali" gerçekleştirdiği ifade edilen Bursa'nın nerelere geleceği.
Sivas'ın akıbeti önümüzde! Hocalarının kişiliği buna neden vermeyecek gibi gözüküyor ama umarız o da bıkmaz.
Kurumsallaşmak markalaşmak için bir geçmiş, bir tarih, bir süreklilik gerekir. Tek bir futbol şubesi ile "spor kulübü" olunmaz ancak "futbol kulübü" olunur. Bu da ayıp değildir. Yeter ki kedi olmadan fare tutmaya kalkılmasın.
İhtilallerle nerelere gelindiğini herhalde bizden daha iyi bilmesi gereken bir millet yoktur. Sürekli olmayan galibiyetlere de başarı denilemez.
Aynı muharebelerle savaş kazanılmayacağı gibi.
Medyanın hali ise içler acısı.
Pazar günü maçları seyrederken utandım. Bir oyuncu diğerini neredeyse kündeye getirir alıp götürürken ekrandan "İşte derbi budur. Kıran kırana olur!" yorumu yansıdı. Demek ki onlara göre uzuvların en fazla zedelendiği, hayatlarını spordan kazanan genç insanların en çok sakat kaldığı, seyirciler arasında en fazla telefat verilen derbi belki de en başarılı ilan edilecek!
Öbür yandan bazı seyirciler el üzerinde tutuluyor, sportmenlik örneği olarak gösteriliyor. Yahu daha pek yakın geçmişte iç-dış her sahada hadise çıkaran, kendi oyuncu ve idarecilerini dövmeye çalışan, idman basan, sahaları kapatılan, başkanları birbirleriyle sille tokat kavga edip tehditler savuran bu kulübün mensup ve taraftarları değil miydi ?
Siz idareciyseniz ve maçınızda seyirciler birbirlerine girmişken size ayrılan özel bölümde baldırlarınızı yayarak müstehzi bir ifadeyle telefon konuşması yapamazsınız. Uzlaştırmacı arabulucu ve sakinleştirici olmalısınız göstermelik fanatik değil.
Siz bir idareciyseniz başta siz sportmenliği ve efendiliği özümlemiş olacaksınız ki aynı vasıfları sporcunuzdan seyircinizden bekleyebilecek önce bir ruh yapınız sonra da hakkınız olsun.
Sizler de eğer birer başkansanız, bir spor kulübünü temsil ediyorsanız bu karakter yapısındaki bireyleri oy kaygısıyla ekibinize dahil ederek paye vermezsiniz.
Spor Kulübü, futbol kulübü veya ayak topu kulübü olmak arasındaki o ince çizgiyi aşmak kolay gözükse de zordur. Parayla, kaba kuvvetle olmaz!