Bekir Emre:Avustralya!

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 30 Ocak 2011 Güncelleme 30 Ocak 2011, 00:00

İÇİNDEKİLER

"En Dip" diye adlandırılan güzel ülke/ kıta Avustralya'nın büyük turnuvası sonuçlandı. Sporlar arasında sezonu en yoğun olan tenisin tatili neredeyse sadece 2 hafta. Bu da yıl sonuna denk gelir.
Bu yoğunluk sonrasında tatile çıkan raketler döndükleri an burunlarının ucunda "Avustralya Açık"ı görürler. Zirvelere ulaşmak için epey mesafeleri olan oyuncular bu arada irili ufaklı hazırlık turnuvaları oynarlar. Ama tenisin "ağaları" daha seçicidirler.
En sevilen turnuvalar arasında başlıcası olmakla birlikte tatilden dönen büyük oyuncuların bu ilk büyük çekişmeye yeterli hazırlık yaptıklarını söylemek zor.
Yılın erken zamanında form tutmalarıysa imkânsız gibidir.
Bu turnuva genellikle beklentilerin altında geçer.
Ancak bu yıl ne olduysa nefis maçlar izledik. Artık seyretmekten usanç duyduğumuz kadın tenisinde bile inanılmaz maçlar ekrana geldi. Tenis kortu nezaket ve estetiğin iki ayrı ucu olarak nitelendirebileceğimiz ve ülkemizde de seyretmiş olduğumuz Schiavone ile Wozniacki arasındaki maç bunların başlıcasıydı. Çin yaptığı yatırımın meyvesini almaya başladı. Tenisin olimpiyatlara dönüşü olan 1988'de 1 milyon olan tenisçi sayısı şimdi 14 milyon.
Kort sayısı 30 bin. Popülerlikte tenis, futbol ve basketi izliyor. Çin'in Spor Pazarı 4 milyar dolarlık bir ciroya ulaşıyor. Ancak en önemli faktörlerden birisi ABD'de başarısızlıklar nedeniyle dibe vuran tenis pazarının Li Na dürtüsüyle uzakdoğuda nasıl tavan yapacağıdır. 4 yıl önce Roland Garros'tan sonraki yazımda "başta kadınlar olmak üzere Çin sağlam adımlarla geliyor. Uzakdoğu ayağa kalkıyor" demiştim. Geçen yıl Avustralya'da iki Çin'li birden yarı-finale kaldı.
Bu yıl ise eline gelen şampiyonluğu kaçırdı.
Ancak umarım Li Na ve arkadaşlarının kalkınışı sürekli olur. Yoksa yıl sonu İstanbul'da oynanacak "Championship" de aynı filmi baştan izleyeceğiz. Kadınlar finalini her ne kadar bir türlü ısınamadığım ve doping şaibesinden kendini hiçbir zaman soyutlayamayacak olan Belçika'lı (diğeri tenisi yine bıraktı !) kazandıysa da bize tecrübe ve konsantrasyonun ne kadar önemli olduğunu, her alanda olduğu gibi sporda da beynini olumlu çalıştırabilen bir ferdin sonuçta daima galebe çalacağını gösterdi. Li Na'da umarız seyirciyle uğraşmanın bedelini öğrenmiştir.